HDP engelliler için ‘yüz yüze’ eğitim istedi

Halkların Demokratik Partisi (HDP), engelliler için “yüz yüze” eğitim koşullarının oluşturulmasını istedi.

Yeni eğitim-öğretim yılı vesilesiyle bir açıklama yapan HDP Engelliler Komisyonu Eş Sözcüleri Hatice Betül Çelebi ve Musa Piroğlu, engelliler için Covid-19 salgını dönemi öncesindeki sorunların ağırlaşarak devam ettiğini ve engellilerin eğitim hakkının birçok şekilde ihlal edildiğini belirtti.

Açıklamada, “Türkiye’de engellilere yönelik önyargılı yaklaşım kültürü; yasalar, kurumlar ve kamu idaresinde görev alanlar eliyle yeniden üretiliyor” denildi.

Engellilere eşit yurttaş gibi yaklaşılmasını, yasalarla tanınmış haklarının uygulanmasını ve geleneksel yaklaşımların aşılmasını isteyen Eş Sözcüler, şunları ifade etti:

“Türkiye’de engellilere yönelik “özel eğitim”, başlaması gereken yaşta ve konusunda yetkin öğretmenler gözetiminde verilememektedir. Erken çocukluk, okul öncesi, ilk ve orta öğretim eğitiminin verilmesi kamusal bir destekle, zorunlu olmalıdır. Özel rehabilitasyon merkezlerinin kamusal bir yaklaşımla hizmet sunumu sağlanmalıdır. Maliyet endeksli değerlendirme ve yaklaşım engellilerin eğitim hakkını engellemektedir.  Tamamen kamusal ve ücretsiz sunulması gereken eğitim hizmetleri; engelliler ve aileleri dışlanarak, ötekileştirilerek ve çok yüksek fiyatlarla sunulmaktadır.  Engelliler yaşadıkları çevrede bütünleştirici, kaliteli ve parasız bir eğitim hizmetini sistematik bir şekilde alamamaktadır. Özel eğitimin temel ilkelerinden olan “ailelerin sürece katılımı” birçok yerde engellenmektedir.

 

Okul binaları, servisleri, sınıfları, kantinleri, asansörleri, WC ve lavaboları, yol-geçit ve merdivenleri engelliler de öngörülerek inşa edilmeli ve uyumlu olmayan okullar belirli bir süre içerisinde uyarlanmalıdır. 2005 yılından bu yana ertelenen erişilebilirlik mevzuatı derhal uygulanmalıdır. Başvuran tüm engelli öğrencilere eğitim bursu sağlanmalıdır.

Mevcut haliyle kaynaştırma eğitimi engellilerin talepleri ve ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır. Kaynaştırma ve Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı (BEP) uygulamaları gerekli koşullar ve bilinç değişikliği sağlanmadığı için engelli öğrenciye yönelik “damgalama, ötekileştirme ve ayrımcılık” ile sonuçlanmaktadır. Okullarda işaret dili ve Braille kullanımının yaygınlaştırılması gereklidir. Bu hem engelli haklarına ilişkin farkındalığı arttıracaktır hem engellilerin iletişim hakkının yerine gelmesini sağlayacaktır. Her okulda işaret dili tercümanı istihdam edilmelidir.

Engellilerin eğitim haklarının tanınması; “insan potansiyelinin, onur ve değer duygusunun tam gelişiminin ve insan haklarına, temel özgürlüklere ve insanın nöro-çeşitliliğine saygı duyulmasının” gereğidir. Engellilerin; kişiliklerinin, yeteneklerinin, yaratıcılıklarının, zihinsel ve fiziksel becerilerinin potansiyellerinin en üst derecesinde gelişiminin sağlanması için koşullar oluşturulmalıdır. Eğitimle, engellilerin özgür bir topluma etkin bir şekilde katılımlarının koşullarının sağlanması hedeflenmelidir.

Engellilerin eğitim hakkı dahil tüm haklarının tanınması ve uygulanması, eşit yurttaşlık temelinde ve kamusal bir yaklaşımla mümkündür. Eğitim gibi temel kamusal bir hizmetin piyasa koşullarında ve çoğu zaman denetimsiz bir şekilde sunulmasını beklemek hak temelli bir yaklaşım olamaz. Engellilerin yüz yüze eğitime her düzeyde katılımı için var olan bütçenin, insan kaynağının, müfredatın ve kurumsal yapının tıbbi yaklaşımdan kurtarılması; eşitlikçi, adil ve sosyo-politik bir dönüşümden geçirilmesi gereklidir.”