'Kürdistan’da zırhlı araçların sebep olduğu sivil can kayıpları her geçen gün artıyor. Hükûmet bu can kayıplarının sebebini ortadan kaldırmıyor; cinayet niteliğindeki ölümleri 'kaza' diyerek geçiştiriyor.
ANF'ye konuşan HDP Grup Başkanvekili ve Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, bu yaşananların kaza değil; kaza süsü verilmiş cinayetler olduğunu kaydetti. Kürt kentlerinde yerleştirilen askeri araçlarla bu tür ölümlerin sıradanlaştırılmaya çalışıldığına dikkat çeken Yıldırım, AKP'nin bu "güvenlikçi" politikalardan derhal vazgeçmesi ve ölüm saçan askeri araçların sivil alanlardan derhal çekilmesi gerektiğinin altını çizdi. Yıldırım, HDP olarak bu konuda çok sayıda soru önergesi verdiklerini ancak hiçbirine cevap alamadıklarını belirtti. Zırhlı araç cinayetlerine karşı Kürt halkının çok tepkili olduğunu aktaran Yıldırım, “Halk zırhlı araçların sivil alanlardan çekilmesini istiyor. Halk artık yasakların ve ölümlerin gölgesinde yaşamak istemiyor" dedi.
'ASKER VE POLİSE AÇIK ÇEK VERİYORLAR!'
HDP Amed Milletvekili Ziya Pir ise, OHAL ilanıyla birlikte Kürdistan'da devletin işlediği suç oranın arttığına dikkat çekerek, yaralama, tarama dışında, sadece zırhlı araçların sebebiyet verdiği ölüm sayısının 26 olduğuna işaret etti. ‘’Neden bu zırhlı araçlar Türkiye’nin herhangi bir bölgesinde değil de özellikle Kürdistan’da kaza yapıyor?” diye tepki gösteren Pir, bu soruya AKP’li yetkilinin, "Türkiye'nin batısında zırhlı araç yok ki kaza olsun. O bölgede operasyon var, o nedenle bu tür kazalar olması normal" diye cevapladığını aktardı. AKP’li yetkilinin yürütmüş olduğu mantığın hem yersiz, hem de insanlık dışı olduğunu kaydeden Pir, "Sorulduğunda ya teknik arıza olabilir ya da şoför iyi değildi diyorlar. O zaman sormak gerek; teknik arıza varsa neden bu araçlar trafiğe çıkartıyorsun? Eğer şoför iyi değilse neden aracı ona teslim ediyorsun? Her iki durumda da devlet suçludur; hem suçludur hem katildir” diye konuştu.
Pir öne sürülen bu gerekçelerden hiçbirinin gerçekçi olmadığına, bu ölümlerin esas nedeninin nefret olduğuna işaret etti. Cumhurbaşkanı'ndan Başbakan'a, İçişileri Bakanı’ndan Adalet Bakanı’na devlet yetkililerinin Kürtlere yönelik bir nefret söylemi içinde olduğunu belirten Pir, bu nefret söylemlerinden cesaret alan asker ve polislerin suç işlemeyi meşru gördüğünü kaydetti.
Hükûmetin 'Kürtleri öldürmek veya yaralamak için asker ve polislere açık çek verdiğini' vurgulayan Pir, “Bu nefret söylemlerinden dolayı buradaki askerler, polisler ve sözde operasyonları yürütenler Kürtleri topyekûn düşman olarak görüyor. İnsanlara araçla çarpmayı, ezmeyi, öldürmeyi kendilerinde meşru görüyorlar. Zaten işledikleri bu suçlardan dolayı yargılanmayacakları, ceza almayacaklarına yönelik hükûmetten ve devletten açık çek almışlar. Bu açık çeki de istedikleri gibi kullanıyorlar” dedi. Pir, ölümlerin durdurmanın tek yolunun, barış sürecine geri dönmek ve Kürt sorununu müzakere masasında çözmek olduğunu vurguladı.