HDP, 'Reform Paketi'ni ve Kürt öğrencilere saldırıları Meclis'e taşıdı

HDP, 'Reform Paketi'ni ve Kürt öğrencilere saldırıları Meclis'e taşıdı

HDP Muş Milletvekili Çelik, 2007 yılunda Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda yapılan değişikliklerle polisin yetkilerinin genişletildiğini ve söz konusu tarihten bu yana polisin silah kullanması sonucunda 175 kişinin yaşamını yitirdiğini belirtti. 'İç Güvenlik Reform Paketi'nin iktidarın elinde muhaliflere karşı güçlü bir baskı ve sindirme aracı haline geleceğini kaydeden Çelik, düzenleme ile ne amaçlandığını Başbakan Davutoğlu'na sordu. Çelik, Kürt öğrencilere saldırılara ilişkin ise Meclis Araştırması istedi.
HDP Muş Milletvekili Demir Çelik, 'İç Güvenlik Reform Paketi' hakkında Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.
'AKP DEVLET ŞİDDETİNİ MEŞRULAŞTIRMA ÇABASINDA'
Devletin kolluk kuvvetlerinin şiddetini "Cumhuriyet tarihi boyunca tüm iktidarların en kolay başvurduğu bir idare tekniği" şeklinde yorumlayan Çelik, "Elbette bunun altında yatan temel etken modern devletlerin sahip olduğu şiddet tekelini elinde bulundurma yetkisidir.  Kendisine yönelik eleştiri ve itirazlara karşı tahammülsüzlüğü her geçen gün daha da artan ve otoriterleşen AKP iktidarı, kolluk şiddetini, kendisine muhalefet eden tüm toplumsal kesimlere yönelik olarak her fırsatta kullanmaktadır" dedi. Kobané, Gezi Parkı eylemlerinde kolluk güçlerinin saldırılarında silah ve gaz bombası kullanımından dolayı onlarca insanın yaşamını yitirdiğine değinen Çelik,  yeni çıkarılması düşünülen “İç Güvenlik Reform Paketi”nde polislere verilen yetkiler ile AKP'nin devlet şiddetini meşrulaştırmayı, yasal dayanağa ve güvenceye alma çabasında olduğunu kaydetti.
'2007'DEN SONRA POLİS 175 KİŞİYİ ÖLDÜRDÜ'
Çelik, polis şiddetine ilişkin şu bilgileri verdi:
"14 Haziran 2007 tarihinde Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda yapılan değişikliklerle polisin yetkileri genişletilip keyifleştirilmiştir. Bunun sonucunda polis şiddetinde ciddi bir artış olmuş, başta yaşam hakkı ve işkence yasağı ihlalleri olmak üzere bilhassa da toplantı ve gösteri yürüyüşlerine yönelik müdahaleler sırasında çok ciddi ve ağır hak ihlalleri yaşanmıştır. TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin tespitine göre söz konusu tarihten bu yana polisin silah kullanması sonucunda 175 kişi yaşamını yitirmiştir. Bu tür ölüm olaylarının ardından sorumlular hakkında açılan davaların büyük bir bölümü cezasızlıkla sonuçlanmıştır."
'NEYİ AMAÇLIYORSUNUZ?'
Söz konusu düzenlemenin iktidarın elinde muhaliflere karşı güçlü bir baskı ve sindirme aracı haline geleceğini belirten Çelik, Başbakan Davutoğlu'ndan şu sorularına yanıt istedi:
"İç Güvenlik Reform Paketi ile amaçlanmak istenen nedir?
İç Güvenlik Reform Paketi ile toplantı ve gösteri özgürlüğünün ve demokratik hakların kısıtlanması, baskı altına alınması anlamına gelmektedir. Bu konuda ne düşünmektesiniz?
İç Güvenlik Reform Paketi ile polise şiddeti kullanmasını sağlama amacı nedir?
Bakanlığınızca, toplumsal olaylar ve gözaltı işlemleri sırasında vatandaşlara kötü muamele yaptığı, insan haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan ve ceza verilen il bazında kaç emniyet görevlisi bulunmaktadır?"
KÜRT ÖĞRENCİLERE SALDIRIYA DAİR ARAŞTIRMA ÖNERGESİ
Öte yandan HDP'li Demir Çelik, Kürt öğrencilere dönük faşist saldırıları da Meclis gündemine taşıdı. Çelik, Bolu İzzet Baysal Üniversitesi başta olmak üzere diğer üniversitelerde Kürt öğrencilere yönelik gerçekleşen gerici-faşist saldırıların nedenlerinin ve bu saldırıların son bulması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasını istedi.
Çelik, Türkiye’de başta üniversitelerde okumakta olan Kürt öğrencilere yönelik sistematik ırkçı saldırıların hükümet tarafından önlem alınmadığı için sürdüğüne dikkat çeken Çelik, "En son Bolu İzzet Baysal Üniversitesi’nde Ülkü ocakları mensubu öğrenci ve üyeleri Kürt öğrencilere saldırmış, buna rağmen Kürt öğrencilerden 13 tanesi çeşitli sebeplerle okuldan uzaklaştırılmıştır" dedi. Özellikle Kürt öğrencilere yönelik gerçekleştirilen faşist saldırılarda üniversite yönetiminin olayları seyreden ve bir anlamda da sessizce onaylayan bir tavır içerisinde olduğunu ifade eden Çelik, jandarma, polis ve üniversitelerin özel güvenlik görevlilerinin ise tarafsız ve yatıştırıcı tutumdan yana olmak yerine Kürt öğrencilere yönelik saldırının yanında faşist gruplarla birlik olduğunu kaydetti.
İzzet Baysal Üniversitesinde okuyan Kürt öğrencilerin gerek kampus içerisinde gerekse de kent merkezinde can güvenliklerinin bulunmadığına işaret eden Çelik, "Öğrenciler defalarca resmi kurumlara gerek yazılı gerekse de sözlü olarak bu durumlarını iletmiş olmalarına rağmen hiçbir şekilde bu konuda önlem alınmadığı gibi haklarında açılan soruşturmalar ve verilen cezalar nedeniyle eğitim hakları da ellerinden alınmıştır" diye ekledi.