Bugüne kadar Kürtler ve sol muhalifleri hedef gösteren iktidar ve cemaat yanlısı gazeteler bu kez ortaklarını hedef yapmaya başladılar. Sabah gazetesi cemaatin Emniyet imamı olduğu iddia edilen bir polisin açık kimliği ve fotoğrafını yayınladı.

AKP iktidarına yakın Sabah gazetesi, bugüne kadar adı ve Cemaat'in polis imamı olduğu dışında hakkında hemen hiçbir bilgi bulunmadığı belirtilen Osman Hilmi Özdil'i fotoğrafını yayınladı. Adanalı olması nedeniyle Kozanlı Ömer lakabıyla bilinen Özdil'in Fethullah Gülen cemaatinin Emniyet yapılanmasının gizli lideri olduğu iddia edildi.

Abdurrahman Şimşek ve Ferhat Ünlü imzalı habere göre Özdil'in görünürdeki mesleği sigortacılık.

PARALEL DEVLETİN LİDERİ!

Özdil için "paralel devletin lideri" tanımını yapan gazete, bu kişinin İstanbul'da yaşadığı ve zaman zaman Ankara'ya gittiğini yazdı.

"Sigortacılıkla hiç bağdaşmayacak esrarengiz ilişkileri var" diyen gazete,  şu bilgiler veriyor: "Adı ilk kez meşhur istihbaratçı, polis şefi Hanefi Avcı'nın yazdığı 'Haliç'te Yaşayan Simonlar / Dün Devlet, Bugün Cemaat' adlı kitapta geçen Osman Hilmi Özdil, Cemaat'in Emniyet yapılanmasını ve dolayısıyla paralel devleti yönetenlerden biri. Osman Hilmi Özdil, elinde sürekli bir çantayla, korumasız ve şoförsüz bir şekilde geziyor."

Gazete Özdil'in hangi plaka araçla gezdiği, bu aracın nereye kayıtlı olduğu, evinin bulunduğu sokak, hangi saatlerde evde çıktığı ve nasıl hareket ettiğini de yazarken, "Nüfus kayıtlarına göre 5 Aralık 1968 Adana Kozan doğumlu alan Osman Hilmi Özdil, Kozan'ın Mahmutlu Mahallesi nüfusuna kayıtlı. 1993 yılında dünya evine giren Özdil'in dört çocuğu var" diyor.

KCK OPERASYONLARININ MİMARIYMIŞ!

Gazete, açıklamadığı "güvenilir kaynaklara" dayandırdığı haberin göre Özdil, Ergenekon operasyonlarından itibaren Balyoz, KCK ve Oslo süreciyle ilgili Emniyet-yargı operasyonlarının mimarı ve Emniyet'teki atamaların kilit ismi.

Gazete şunları ekliyor: "Dolayısıyla Özdil; İlker Başbuğ, Hanefi Avcı gibi isimlerin cezaevine konulduğu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş'in tutuklanmak istendiği operasyonların Emniyet ayağındaki karar vericilerinden olarak görülüyor. Devlet içinde örgütlenen paralel devletin, devletle savaşı 7 Şubat 2012'deki MİT kriziyle başladı, 17 Aralık operasyonlarıyla devam etti ve bugün şiddetli bir hal aldı. Şimdi devletin içinden bir 'matruşka' gibi çıkan paralel örgütlenmeler, operasyonlarla üst devlet otoritesini zayıflatmaya çalışıyor. Bu girişim, yargı eliyle bir darbe girişimi olarak değerlendiriliyor."