Hekimler TTB gözaltılarına karşı tek yürek
Hekimler, Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi 11 ismin gözaltına alınmasını İstanbul Tabip Odası binasına yaptıkları kitlesel basın toplantısıyla protesto etti.
Hekimler, Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi 11 ismin gözaltına alınmasını İstanbul Tabip Odası binasına yaptıkları kitlesel basın toplantısıyla protesto etti.
Savaşa karşı çıkan TTB yöneticilerin iktidarın hedef tahtasına oturtulmasını alkışlarla protesto eden hekimler, meslektaşlarının derhal serbest bırakılmasını istedi.
Hekimler, savaşa karşı bir bildiri yayınladıkları için gözaltına alınan meslektaşları için tek yürek oldu. Polis ablukası altına alınan İstanbul Tabip Odası’nda kitlesel bir basın toplantısı gerçekleştiren hekimler, meslektaşlarının derhal serbest bırakılmasını istedi. Çok sayıda demokratik örgütü, sendika ve siyasi partinin katıldığı açıklamada, beyaz önlükler giyen hekimler, aydınlardan, akademisyenlerden, gazetecilerden sonra barış isteyen hekimlerin hedef tahtasına oturtulmasını dakikalarca alkış tutarak protesto etti. Destek için gelen kabalıktan dolayı yer kalmayan salonda, “Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak yaşamı savunmanın barış iklimine sahip çıkmanın birincil görev olduğunu aklımızdan çıkartmıyoruz” yazılı pankart asıldı.
Toplantıda ilk konuşma İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Samet Mengüç tarafından yapıldı. Mengüç, günlerdir gerek görsel, yazılı medyanın, gerek iktidarın yapmış olduğu açıklamalarla linçe varan bir saldırı, itibarsızlaştırma kampanyası ile karşı karşıya olduklarını hatırlattı. 1953 yılından beri evrensel hekimlik ilkelerinden hiçbir koşulda hiçbir taviz vermediklerini vurgulayan Mengüç, mücadeleyi devam edeceklerini vurguladı.
'BARIŞI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ '
Samet Mengüç’ün ardından ortak basın açıklaması İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. İncilay Erdoğan tarafından okundu. TTB’nin hedef gösterildiği “Savaş bir hak sağlığı sorundur” başlıklı bildiriyi okuyarak sözlerine başlayan Erdoğan, günlerdir TTB'ne yönelik saldırı, itibarsızlaştırma, sindirme kampanyasına bir de yargı ayağının devreye girdiğini belirtti. TTB'yi hedef haline getirenlerin, soruşturma açanların, her birinin adresi belli olduğu halde ifadeye davet etmek yerine evlerini basıp, gözaltına aldıranların, muhbirliğe soyunanlara tepki gösteren Erdoğan, “Biz hekimiz, sağlıkçıyız. Tıbbın kurucuları İstanköylü Hipokrates'ten, Bergamalı Galenos'tan bu yana burada, bu topraklarda vardık, varız, var olacağız. Topluma adanmış bir mesleğin onurlu üyeleri olarak insan yaşamını sağlığı, barışı, demokrasiyi her zaman olduğu gibi bugün de yarın da savunmaya devam edeceğiz" dedi.
Açıklama öncesi gözaltına alınan TTB Merkez üyesi hekimlerin biyografisinin anlatıldığı sinevizyon gösterildi.
'ELİNE KELEPÇE TAKTINIZ YA SONUNUZ GELDİ"
Tarik Ziya Ekinci’nin meslektaşlarına destek için gönderdiği mektubun okunduğu toplantıda dayanışmak amacıyla Tabip Odası'na gelen kurum temsilcileri teker teker söz aldı. DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, Dr. Taner Gören’in gözaltına alındığını duyduğunda hemen görev yaptığı hastaneye gittiğini anlattı. Hastane önündeki kendisini engelleyen polislere, Dr. Taner Gören'in öğrencisi olduğunu söyleyerek cevap verdiğini belirten Çerkezoğlu, "Bu durum bile ülkede yaşananları açıkça ortaya koyuyor. Polis hocamı kapıdan çıkartırken ona sarıldım. Normalde o da bana hep sarılırdı ancak bu defa sarılamadı çünkü elinde kelepçe vardı. Siz ki Prof. Dr. Gören hocanın milyonlarca insanın hayatını kurtarmış bir insanın eline kelepçe taktınız ya sizin sonunuz geldi" diye konuştu.
BASINA POLİS ENGELLİ
Konuşmaların ardından "Hak hukuk adalet" sloganları eşliğinde Tabip Odası önünde bir araya gelen hekimler hep bir ağızdan "Hekimlik Andı"nı okudu. Bu sırada polis basının önüne geçerek görüntü almasını engelledi. TTB’nin yanındayız dövizlerini açan kitleye ise müdahale etti. Kısa süreli bir gerginliğin ardından eylem sonlandı.