Hendeğin ötesi berisi: Kopuşlar ve birleşmeler...-Arzu Demir
Gerilla halkın savunma gücüyse, özyönetim direnişi ve özsavunma gerillanın "halklaşması", halkın gerillalaşmasıdır.
Gerilla halkın savunma gücüyse, özyönetim direnişi ve özsavunma gerillanın "halklaşması", halkın gerillalaşmasıdır.
Ezilenler, 2015 yılını Kobanê zaferi ile açtı, özyönetim direnişi ile kapattı. Erdoğan, çözüm masasını devirince üzerine en çok söz edilen konu da bu özyönetim direnişi oldu. Dile pelesenk edilen ise hendekler.
GENEL KABULLER
Siyasetin merkezinde ya da kenarında duran herkes, bulunduğu ideolojik/politik zeminden hendeklere, özyönetime baktı. Kimi gelişmeyi gördü kimi gerilemeyi. Kimi devlete, kimi PKK'ye çattı, kimi HDP'ye küstü. Saray ise her durumda, her anda katletti.
Tarihsel ve güncel olarak özyönetim tartışmasız bir hak. Çünkü her halkın, kendi kaderini, kendi geleceğini tayin etme hakkı esas. Buna ayrılmak da dahil. Ve her halkın, her toplumun, her canlının da kendini savunması bir haktır, ihtiyaçtır, zorunluluktur.
Özyönetim ise sömürgeciliğin tahayyülleri zorlayan zorbalığına rağmen Kürt halkının hala bir arada yaşama beyanı. Kürt halkı, kendi kaderini tayin ederken, birlikte yaşamı ve onun aracı olarak özyönetimi esas aldı.
Özyönetim ilanı artık kaçınılmaz. Çünkü Kürt halkı, Küçük Güney'de yani Rojava'da bir statü elde etti. Rojava'nın diğer halkları ile bir arada yaşamanın toplumsal sözleşmesini ilan etti, örgütlerini kurdu, kadın ile erkek, insan ile doğa arasındaki ilişkileri de bu yeni toplumsal sözleşmeye göre yeniden inşa etmeye başladı. Batı Kürdistan’da (Rojava) bu tarihsel gelişme yaşanırken Bakur'da yani Kuzey Kürdistan'da Kürt halkının statü elde etmesini artık hiçbir güç engellemeyemez. Bu, tarihsel ve güncel bir mecburiyettir artık. Çağımızın boynunun borcudur.
Özyönetim aynı zamanda darbeye karşı bir direniş. AKP/Saray, 20 Temmuz'da Suruç katliamı ile savaşı ilan etti, darbe yaptı. Kürt halkının bu darbeye yanıtı, özyönetim direnişi, ileri demokrasiyi kendi alanlarında kurmak oldu.
Hendek ise, Saray'ın özyönetim iradesine yönelik olarak başlattığı savaşa karşı bir savunma biçimidir. Halkın özsavunmasıdır.
Gerilla halkın savunma gücüyse, özyönetim direnişi ve özsavunma gerillanın "halklaşması", halkın gerillalaşmasıdır.
Hendek, hem birleştiren hem de bölen, hem eşitleyen hem de ayrıştıran bir faktör. Saray faşizmine karşı direnişin birleşik aracı. Doğu ile Batı'yı Kürt ile Türk'ü birleştiren bir köprü. Çünkü Batı'nın barikatı neyse Doğu'nun hendeği de o. Kürt'ün serhildanının Türk'ün ayaklanması olması gibi.
Hendek aynı zamanda bölen, taraf belirleyen. Çünkü ya hendeğin başındasındır ya da karşısında. Hendek başında durmak direnişin içinde olmak, halkın yanında olmaksa; karşısında durmak, "ama" ile bakmak ise objektif olarak devletin yanına düşmektir. Çünkü devrim, sadeleştirir, ayrıştırır, arındırır. Artık devrimin ya içindesindir ya da dışında.
İZLENİMLER
Diyarbakır'ın Sur ve Silvan ile Şırnak'ın Cizre ilçelerinde Saray'ın darbesine ve savaşına karşı gerçekleştirilen hendek direnişlerini yerinde gördüm.
Sömürgeci faşist rejimin yarattığı yıkım ilk dikkati çeken. Kurşunlarla, bombalarla yakılıp yıkılan binalar.
Sadece fiziksel bir yıkım değil, can kayıpları artık listesi tutulamaz hale geldi. Listeler uzarken, trajedilerin de ardı arkası kesilmiyor.
Cansız çocuk bedenleri, kokmasın diye buzdolaplarında saklanıyor. Cenazeler günlerce vuruldukları yerde öylece kimsesiz gibi kala kalıyor. Bebekler annesinin kucağında, karnında katlediliyor. Anneler, babalar, halalar, teyzeler, amcalar, yaralı çocuklarını, yakınlarını kurtarmak isterken öldürülüyor. Anneler ellerinde beyaz bayraklarla cenazelerini almaya çıktıklarında infaz ediliyor. Ekmek almayan giden dedeler, duvar diplerinde öldürülüyor.
Ancak devletin zalimliği ne kadar utanç verici ise, halkın direnişi de o kadar görkemli. Çünkü özyönetim direnişi, kelimenin hem gerçek, hem de imgesel anlamında direnişin çıplak hali. Kadınlar, bedenleri, zılgıtları ile direndi. Yıkılan evinin duvarından barikat yaparak direndi. Evladını, annesini, babasını, eşini, yoldaşını kaybetmenin acısını, kederini öfkesine katarak direndi.
Özyönetim direnişi, Kobanê gibi kent savunmasına dönüştü. Kobanê; insan bedeniyle oda oda, ev ev, sokak sokak savunuldu. Dolayısıyla yıkımı da, kaybı da ağır oldu.
Özyönetim alanlarında sivil kayıpların yanı sıra sömürgeci vahşet, binlerce insanı yerinden yurdundan etti. Sömürgeci vahşet '90'lı yılları aşarken, halk direnişinin de geçmiş yılları aşan boyutu, gidenlerde geri dönüş umudunu da diri tuttu. Kalanlar kalmakta ısrar ederken, sıkıyönetimin olmadığı bir mahalleye ya da başka akrabalarının yanına yerleşenler de dönmekte kararlı.
İlçelerde yaşanan özyönetim direnişleri, siyasal ve tarihselliğin yanı sıra Kürt illerinin merkezlerinde de günlük hayatı belirleyen oldu. Özellikle Diyarbakır'da kentin tarihi mekanı da olan Sur'da yaşanan direniş tüm halkın günlük hayatını etkiledi. Tüm yollar Sur'a çıktı. Her gün Sur'a yürüyüş yapıldı. Kepenkler Sur için indi, kontaklar Sur için kapandı. Hayat Sur için durdu.
Ancak direnişin bu olağandışılaştırdığı günlük hayatın, bazı yerlerde olağan hali de şaşırttı, öfkelendirdi, ayrıştırdı. Bu "olağanlık", direnişin olağan hali mi yoksa direnişin görülmeyen hali mi? Yanıt için henüz erken.
Batı, Kürt halkının özyönetim direnişini hem gördü, hem görmedi. Görenler, güçleri oranında sokağa çıktı, devletin şiddeti ile karşılaştı. Bu sırada canlarını verenler de oldu.