‘Herkes cinayeti kendi bakış açısıyla deðerlendiriyor’

‘Herkes cinayeti kendi bakış açısıyla deðerlendiriyor’

Hrant Dink sempozyumunun son oturumunda konuşan Zaman Gazetesi yazarı Büşra Erdal'ın cinayette polisin sorumluluðunu görmezden gelen tutumu, oturumun diðer konuşmacıları gazeteciler Nedim Şener ve Kemal Göktaş tarafından tepkiyle karşılandı.

Hrant'ın Arkadaşları tarafından düzenlenen "Hrant Dink Operasyonu: 6. Yıl" Sempozyumu'nda ilk gün "Devletin dehlizleri: Polis ve Jandarma" oturumuyla sona erdi.

Bu oturumda gazeteciler Nedim Şener, Kemal Göktaş ve Zaman Gazetesi yazarı Büşra Erdal söz aldı. Bu oturumun moderatörlüðünü yapan Banu Güven, konuşmacılara sorular sorarak paneli yönetirken, gazeteciler arasında sık sık tartışmalar yaşandı.

Nedim Şener, Mehmet Baransu ve Şamil Tayyar gibi gazetecilerin yazılarında, "Dink cinayeti karartmakla suçlandıðını" hatırlattı, "Cinayetteki askeri yapıyı görmediðim, suçu polise yıktıðım söylendi. Kitapları okuyanlar askerlere ilişkin neler yazdıðımı görürler" dedi.

Göktaş da, herkesin cinayeti kendi bakış açısına göre deðerlendirdiðini belirtti ancak "Polisin, jandarma ve MÝT'in cinayetin bir yerinde durduðuna dair bulguların artık ortada. Faili bellidir" dedi.

Zaman Gazetesi Yazarı Büşra Erdal, "Ortada bir örgüt varsa, ortaya çıkartılsın. Ama bu ayrı boyutu. Ýhmaller olduðu için öldürüldü demek yetersiz. Kimler tarafından öldürüldü?" diye konuştu.

"Tetiði kimin çektiðini biliyoruz" diyen Şener, "MÝT raporlarında, Seferberlik Kurulu'nda çıkan belgelere bakın. Bunu görüyoruz. Ancak Erhan Tuncel'in ötesini göremiyoruz" dedi.

Şener, "Her şey Samast'ın yakalanması üzerine kurulmuştu. Buna göre Ýstanbul polisinde bir yapı oluşturulmuştu. Ancak Ogün Samast, kaçtı. Samast, Başbakanlık müffettişlerine, 'Giresun'da iyiki de yakalandım' dedi. Ayrıntısını öðrendim ki, devamında 'Yoksa öldürülecektim' demişti" diye konuştu.

Valilikte Dink'i tehdit eden Mit'çinin adını yazdıðını hatırlatan Şener, "Bu gerçek Hrant'ın arkadaşları tarafından da görülmedi. Bu ismin peşine gidilmedi. Gerçeðe ihanet etmemeli" dedi. Bu söze Banu Güven ile salonda bulunanlar itiraz etti.

Bu söz üzerine konuşan Kemal Göktaş, "Nedim Şener 'Ýstihbarat Yalanları'nı yazdıðında saðından soluna birçok kesimi tam olarak görmemişti, Ýstanbul polisinin sorumluluðuna vurgu yapamıştı. Nedim araştırmaya devam etti, bu eksikliði gördü ve Kırmızı Cuma'yı yazdı. Bütünlüklü kitaba oluştu" diye konuştu.

"AKP Hükümeti bu işi çözecek" diyerek davaya bakılmaması gerektiðini belirten Göktaş, "Sürece bu açıdan bakanlar çok oldu. Buhükümet bunu çözecek diyen arkadaşlar, dönüp bir gerçeði itiraf etsinler" dedi.

"Polisin de askerin de aynı şekilde hareket ettiðini düşünüyor musun?" sorusuna Büşra Erdal, "Kemal Kerinçsizlerin, Veli Küçük'ün, misyonerlik raporunun altında imzası olan Şükrü Sarıışık'ın da bu kanda parmaðı var. 2003'den bu yana ortak bir akılla hareket etmişler" diye konuştu.

Kemal Göktaş, "Bu kurguda Erhan Tuncel'in polisle işbirliði anlatılmadan bu açıklanamaz" diye itiraz etti.

Güven, "Burada polise dair hiçbir vurgu yapmamana şaşırıyoruz" sözü üzerine Zaman gazetesi yazarı Erdal, "Şahsi kanaatim. Okuduðum dosyalarda, delillere baktıðımda kocaman bir eli görüyorum. Erhan Tuncel, hem polis, hem jandarmaya çalışıyor. Ramazan Akyürek'in ihmal noktasında bir rolü olabilir. Suçlu Erhan'ı Ankara‘da hangi saikle korumaya aldı."

Göktaş, "Zaman muhabiririnden Akyürek'e ilişkin ihmal suçunu duydum, çok heyecanlandım" tepkisinde bulundu.

Erdal, 'Polis de ihmali varsa yargılansın. Ama asıl tetiði çekenler ön plana çıkartılmalı" diyerek polisi korumaya devam etti.

Göktaş, tebliðnamenin skandal olduðunu belirterek, "Orada örgüt var. O örgüt, esnaf, işsiz üniversite öðrencilerinden oluşuyor. O örgütü açıða çıkartın. Tebliðname, bunn arkasında derin devlet var, onu açıða çıkartın demiyor" diye konuştu.

Moderatör Banu Güven, Erhan Tuncel ile ilgili anlatımlar üzerine, "Erhan Tuncel gözaltına alındıðında haber merkezlerine 'Bu ismi fazla kaşımayın' uyarısı geldi" dedi.

Şener, "Erhan Tuncel'in polis işbirlikçisi olduðunu ilk yazan Fatih Altaylı‘dır. Ancak ardından tek bir kelime bile yazmamıştır" dedi.

Şener, "Bir devlet bu davadan bir milletvekili, bir teftiş kurulu başkanı yarattı. Bütün polisleri terfi ettirdi. Beni soruşturmaya dahil eden polis Ali Fuat Yılmazer. Ben bu ismi Başbakanlık raporunda gördüm ve kitaba koydum. Ardından da ergenekona dahil edildim."