Herkes konuşur, AKP yapar: Cezaevlerinde 103 tabut!

TAYD-DER İzmir Şubesi Eş Başkanı Karbadağ ve İHD İzmir Şubesi Başkanı Av. Uçar, cezaevleri ve hasta tutsaklar konusunda AKP iktidarının duyarsızlığına tepki gösterdi ve cezaevlerindeki ölümlerden AKP'nin sorumlu olduğunu belirtti.

TAYD-DER İzmir Şubesi Eş Başkanı Karbadağ ve İHD İzmir Şubesi Başkanı Av. Uçar, cezaevleri ve hasta tutsaklar konusunda AKP iktidarının duyarsızlığına tepki gösterdi ve cezaevlerindeki ölümlerden AKP'nin sorumlu olduğunu belirtti.

Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TAYD-DER)  İzmir Şubesi Eş Başkanı Musa Karbadağ ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Başkanı Avukat Gurbet Uçar, AKP'nin hasta tutsaklar meselesine yaklaşımını ANF'ye değerlendirdi...

KARBADAĞ: CEZA İNFAZ SİSTEMİ REVİZE EDİLMELİ

TAYD-DER İzmir Şubesi Eş Başkanı Karbadağ, hasta tutsaklar meselesinin sistem sorunu olduğuna dikkat çekerek, "Anayasada kanunlar ile belirlenen ve cezanın fiili çekimi ve bitim şeklini içeren ceza infaz sistemi sorunudur. Konuya bu perspektifle bakıldığında Türkiye ve Kürdistan cezaevlerinde hakim süren şeyin düşman hukuku olduğunu kolaylıkla görebiliriz. Bu minvalde hasta tutsak sorununu irdelediğimizde ilk önce bu gayri insani ceza infaz sisteminin revize edilmesi gerekir" dedi. Ceza infaz kurumlarının yerleşkesinde uluslararası kriterlere aykırı sorunların var olduğunu aktaran Karbadağ, yerleşkelerin psikolojik sosyal tecridi öngörmesine işaret etti.

'AKP DÜŞMAN HUKUKUNDAN VAZGEÇMEDİ'

AKP iktidarı döneminde cezaevlerindeki sorunların büyük artış gösterdiğini ifade eden Karbadağ, şunları belirtti: "Artık mızrak çuvala sığmaz oldu. İnsan Hakları Derneği’nin verilerine göre 600 hasta, 200 de ağır hasta tutsak var. Bugüne kadar derneğimiz ve sivil toplum kurumlarının çalışmalarına rağmen bu konuda demokratik bir adım attıramadık. Bu konuda halen  AKP bir adım atmamakta ısrar ediyor. Hükümet bu konuyu bir pazarlık konusu haline getirdi, dışarıda her ne kadar söylemler olsa da özünde cezaevlerinde düşman hukuku ve algısı değişmemiştir. Bütün tedaviler bilinçli bir şekilde geciktiriliyor,  Abdulsamet Çelik isimli tutsak 3 ay erken tahliye edilmiş olsaydı ailesi tarafından ilik nakli yapılacaktı ve şu an yaşıyor olacaktı. Ölümün kıyısına getirip bu şekilde tahliye ediyorlar."

 

Karbadağ, "Gelinen noktada demokratik bir ülkede yaşanacaksa iktidarın yüzünü cezaevlerine dönmesi lazım, 'İç Güvenlik Paketi' ile değil. Son zamanda çıkartılan bu paket 19 Aralık Operasyonlarına yasal kılıf uydurmaya dair düzenlemelerdir. Biz buna şiddetle karşı çıkıyoruz; gazın, köpeğin, ateşli silahın kapalı alanda kullanımını ön görüyor, dolayısıyla yeni 19 Aralık Operasyonlarının  gelişmemesi için iktidar daha duyarlı davranmalıdır" dedi.

'ÖLÜMLERİN SORUMLUSU AKP'

Karbadağ, "Yaklaşık 3 yıl içerisinde 19 tabut aldık cezaevlerinden, bunların bütün sorumlusu AKP hükümetidir" diyerek, şunları ekledi: "İdam cezası kaldırılmış olsa da, bu şekilde devam etmektedir. Şarapnel parçasıyla yaşayan Sekvan Becerikli'yi ve  2006’dan bu yana enfeksiyon kapan yarası tedavi edilmeyen Adem Amaç'ı başka şekilde izah edemeyiz. Fiili bir idam hali var, bu hali hükümet bilinçli bir şekilde sürdürmekte ısrar ediyor. Oy verirken bu konuyu gözardı etmemek lazım, AKP iktidarı döneminde 103 tabut aldık cezaevlerinden, hepsinin katili de hükümettir."

AV. UÇAR: TEDAVİLERİ YAPILMIYOR

İHD İzmir Şubesi Başkanı Av. Uçar ise, tedavi sorununa değinerek, şunları söyledi: "Ağır hasta mahpuslar doğalında hasta mahpus koğuşlarında tedavi altına alınıyorlar. Buralar da genelde bodrum katında, güneş ışığının girmediği daracık odaların olduğu koğuşlardan oluşuyor. Kelepçeli muayene yapılıyor bu koğuşlarda, hekimlerin birçoğu tutsak olmaları sebebiyle taraf muamelesi yapıyorlar. Bize bu koğuşlarda tedavi olup da hekimlerin tarafsızlığını yitirdiği şikayetinde bulunan çok sayıda dilekçe geliyor. Dolayısıyla tutsakların buralarda tedavileri  mümkün olmuyor."

'İKTİDARI SIKIŞTIRMALIYIZ'

Cezaevleri sorununu daha görünür  kılmak gerektiğine dikkat çeken Uçar, "Cezaevinde tutsaklar sosyal hayattan kopuk yaşıyorlar, yaşadıkları sorunlar birebir onların muhatap olduğu sorunlar. Ancak o sorunları biz dışarıda görünür kılabilirsek bir duyarlılık yaratabileceğimize inanıyorum. Bu şimdiye kadar başarıldı ya da başarılmadı; buna bakmadan, bundan sonra çözümümüz bu olabilir. Onların sesini dışarıya duyurabilmelerinin tek imkanı bizleriz, daha güçlü kamuoyu yaratıp iktidarı bu konuda sıkıştırmalıyız" dedi.