YJA Star gerillası Tekoşîn Cûdî, 27 Mayıs 2020 yılında Türk devletinin saldırısı sonucu şehit düşen PKK Merkez Komite Üyesi Qasim Engin’i andı.
Şehit Qasim Engin şahsında tüm şehitleri anarak sözlerine başlayan Tekoşîn Cûdî, “Heval Qasim’dan bahsettiğimizde insanın aklına hemen şu soru gelir; heval Qasim’ı nasıl anlatabilirim, onu nasıl tanımlayabilirim? Hangi özelliklerini öne çıkarabilirim? Yaşama katılımını, mücadeleye katılımını, yoldaşlığını nasıl ifade edebilirim? Çünkü insan heval Qasim’ı anlatmak istediğinde onu tek bir cümle ile anlatmak mümkün değil. Heval Qasim, fedakâr bir yoldaştı, çok hareketli ve coşkuluydu, morali yüksekti. Yaşamın tüm alanlarında yer aldı. Bütün bu özellikleri vardı. Ama bunları dile getirince bile eksik kalıyor, yetmiyor. Heval Qasim’ın tanımını yapmak isteyen biri kolay kolay bunu bulamaz. Qasim yoldaş, yaşama anlam yükleyerek, bu anlam üzerinden hakikate ulaşıyordu.
Önderlik, 'PKK bir şiirdir, bir şarkıdır, bitmeyen bir romandır,' diyor. Şehit düşen yoldaşlarımızı da bu şekilde tanımlayabiliriz. Onlar ölümsüzdür, şehitlerimiz için ne yaparsak yapalım eksik kalır. Onlara olan borcumuzu ödeyemeyiz. Özgürlük dediğimizde, şehit özgürlüktür. Özgürlük, hakikat ve anlam şehittir. Mücadele ve direniş de şehittir. Çünkü büyük bir amaç için, en çok da halkın özgürlüğü için canlarını verdiler. Tıpkı heval Zîlan’ın tanımında olduğu gibi; “Canımdan daha değerli bir şey olsaydı, onu da Önderlik için feda ederim.” Önderlik bir toplumdur. Önderlik tüm kutsal ve özgür değerlerin temsilidir. Bu yüzden tüm şehit yoldaşlarımız, özellikle heval Qasim gibi şehitlerimiz anlamlı bir mücadele yürüttüler. Heval Qasim ile birlikte uzun zaman geçirdik, birlikte çalıştık, birlikte yol yürüdük. Uzun yıllar birlikte mücadele ettik. Yoldaşlık bağı çok güçlüydü. Heval Qasim’ı ilk gördüğümde hareketleri, duruşu, tavrı çok etkileyiciydi. 20 yoldaş bir aradaydık, hepimiz onun etrafında toplandık. Hepimize teker teker, “Nasılsınız, ne iş yapıyordunuz, nerelisiniz, ne zaman katıldınız, eğitim gördünüz mü” diye sorular sordu.
Bu şekilde bizimle sohbet ederdi, inanıyorum ki; partimizde ve örgütümüzde heval Qasim ile selamlaşmamış, etkilenmemiş, tanışmamış kimse yoktur. Sen onu tanırsın, o da seni tanır. Heval Qasim; ‘PKK her şeyiyle güzeldir’ derdi; ben de diyebilirim ki heval Qasim her şeyiyle güzeldi. O güzelliği kendisiyle bütünleştirmişti. Önderlik de partinin güzelliğini, örgütün güzelliğini, örgütsel mücadelenin anlamı ve yaşamda pratikleşmesi olarak tanımlar. Önderlik; “Bir kadro, bir Apocu militan etkili ve dikkat çeken biri olmalıdır. Üslubuyla, tarzıyla, hareketleri ve disipliniyle etkileyici ve mücadeleci olsun” der. Heval Qasim da böyle bir arkadaştı. Onunla çok fazla anımız var ve her biri ayrı bir anlam taşıyor.
Heval Qasim halay çekmeyi çok severdi, Koma Berxwedan, şehit Mizgîn ve şehit Sefkan’ın değerlerimiz için söyledikleri stranlarını da çok severdi. Her kutlamamızda hadi bir stran söyleyin derdi bize. Biz de stran söylemesi için onu önerirdik.
Heval Qasim hep şehit arkadaşlar üzerine yazılmış şarkılar ya da direniş şarkılarını söylerdi. Biz de bir grup olarak heval Qasim’ı anmak için Hozan Mizgîn’in "saçlarına aklar düşmüştü" adlı Türkçe şarkısını yeniden düzenledik. Çünkü her kutlamada bu şarkıyı söylerdi. En çok sevdiği halaylardan biri 'Şemamê’ydi. Heval Qasim’ın halaya olan düşkünlüğünü görünce, şehit Viyan Soran’ın şu sözü hep aklıma gelirdi; “Hevalno, halaya durun!” Halkların tüm halayları anlamlar yüklüdür. Mücadele vardır. Hayatın anlamı vardır. Aynı zamanda bir kimliktir. Heval Qasim da kimliğine bağlı biriydi. En sevdiği halay, Şemamê' idi fakat bir kazadan sonra belinde ve bacaklarında sağlık sorunları oluştu. Buna rağmen halayda genç arkadaşlar gibi hareket ederdi ve hepimizin dikkatini çekerdi. Çok güzel halay çekerdi” diye konuştu.
HER YERDE İZİ VAR
Şehit Qasim Engin’in hem sanatçı, hem eğitimci, hem komutan, hem de yoldaş olduğunu vurgulayan Tekoşîn Cûdî konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Bir defasında, kadro akademisinde heval Qasim Kürdistan tarihine dair eğitim veriyordu. Kendisinin Kürdistan tarihi üzerine bir kitabı vardı. Aynı zamanda bu konuda bir programı da vardı. Kürdistan tarihi üzerine hem bizim eğitim dönemlerimizde hem de başka yerlerdeki arkadaşların talepleriyle birçok kez derslere katılırdı, tartışmalar yürütürdü. Her arkadaşla diyalog geliştirir, anlatmaya çalışırdı. Gerçekten de o yöntemi öğretmek istiyordu. 2019 Ağustos’uydu. Biz de 15 Ağustos kutlamaları için Awazê Çiya müzik grubuyla gitmiştik. Kutlamadan önce heval Qasim’ın dersi devam ediyordu. Ben de katıldım. Son günlerdi. Dinlemek istedim. Eğitim sahasında onu izliyorduk. Kendi kendine bir yerden bir yere geçiyordu. Eğitim sırasında ne öğrencilerin dikkati dağılmıştı ne de odağı kaymıştı. Herkes büyük bir ilgiyle heval Qasim’ı dinliyordu. Sonra 15 Ağustos kutlaması için moral hazırladık. Heval Qasim Şemamê'yi oynadı. Sonra Efrîn halayı çekildi.
Yıllardır partinin içindeydi. Aynı zamanda partinin merkez komitesindeydi. Her şeyiyle doğaldı. Örgütsel mesafesi, saygısı, ölçüsü farklıydı. Heval Qasim seninle olduğunda, bilirdin ki sorunlarını da heyecanını da paylaşabilirsin. Geleceğe dair hedeflerini de… Onun sözleri seni mutlaka harekete geçirirdi. Birçok alanda yer aldı. HPG-BİM’de (HPG Basın İrtibat Merkezi) yer aldı, şehit komitesinde yer aldı. O zamanlar şehit arşivleriyle çok ilgiliydi. Bunun dışında eğitim faaliyetlerinde, genel basın-yayın alanında da yer aldı. Hangi çalışma öne çıktıysa kabul eder, katılırdı. Gerçekten yaptığı çalışmalarda bir canlılık oluşurdu. Heval Qasim çok uzun süre basın-yayın çalışmalarında yer aldı. Çok doğaldı ve rahattı ama aynı zamanda çok ciddi bir çalışma disiplini vardı. Aynı kademede birlikte çalışıyorduk. Sabah saat 00.06’da genel planlama yapılırdı. Tüm arkadaşlar toplanır, planlama yapılır, görev paylaşımı yapılır ve herkes kendi görevine giderdi. Bir sorun çıktığında, çözüm için hemen ona yönelinirdi. Bu yüzden şunu söyleyebilirim; heval Qasim hem sanatçıdır, hem eğitimcidir, hem yoldaş hem de komutandır.
Halkla ilişkileri çok farklıydı. Onlarla konuşurken ya da onlardan bir şey alırken çok sade bir yaklaşımı vardı. Bir Botanlı ile konuşurken, “Acaba bu kişi Botanlı mı?” diye düşündürürdü. Halk hakkında tarihsel bir bilince sahipti. Kürt tarihine ve kültürüne çok ciddi bir ilgisi vardı. Bu sadece teorik bir ilgi de değildi, bunu pratikte de yapıyordu. Hangi kültürde büyüdüğümü biliyordu ve ona göre benimle diyalog kuruyor, geleceği birlikte şekillendirmek istiyordu. Ezberci değildi. Ondan çok etkilendim. Bazen gençlerle toplantılara katılırdık. Bazen bazı konular çıkmaza girerdi ya da tam çözüme ulaşmazdı, heval Qasim ideolojik bir bakışla ya da farklı bir yaklaşımla meseleyi öyle bir seviyeye getirirdi ki çözüme ulaşırdık. Ve gerçekten de çözülürdü. Toplantılar arasında on dakika bile boşa geçmezdi. Öğle araları bile bir iki saat sürse, o bu sürede birkaç gazeteye makale yazardı. Bir yürüyüş sırasında bile kısa bir mola verilse, hemen oturur ve yazardı. Buna birçok kez şahit olduk.”
HEVAL QASIM TANIDIĞIM EN GÜZEL YOLDAŞLARDAN BİRİYDİ
PKK Merkez Komite Üyesi Qasim Engin’in sürekli güler yüzlü ve moralli olduğuna dikkat çeken gerilla Tekoşîn Cûdî, şunları ekledi:
“Bir dönem aynı alanda değildik. Bir gün haber gönderdim, dedim ki; “Arkadaşları görmek istiyorum.” Heval Qasim beni anladı, sıkıldığımı, daraldığımı düşündü, görüşme alanına geldik. Yanıma geldi ve dedi ki; “Heval Tekoşîn, arkadaşları görmek istemişsin. Şu an hazır değiller ama ben buradayım. Eğer paylaşmak istediğin bir şey varsa benimle paylaşabilirsin. İstersen biraz sohbet edebiliriz.” Yani heval Qasim hareketimizin yöneticiliğini de yapıyordu. Bu yüzden birebir görüşmelere çok zaman ayırıyordu. Savaş süreci başladığında, askeri güç olarak çok dikkatlilerdi. Sırtından ve bacaklarından acı çekmesine, yürümekte zorlanmasına rağmen, tüm tepelere çıktı. Onun bu özelliğini görünce heval Sara (Sakine Cansız) aklıma gelirdi. Heval Sara da bu anlamda aynı özelliğe sahipti.
Heval Qasim birçok alanda mücadele yürütüyordu. Örneğin sağlık konusunda şöyle derdi: “En azından yemekten yarım saat sonra çay içmeyin, bu sağlık için iyi değil.” Ya da şöyle derdi: “Tamam, sigara içiyorsunuz ama sabah kahvaltıdan önce içilen sigara, bir paket sigaranın zararına eşittir. Bunu yapmayın!” Sürekli uyarırdı. Yeme içme konularında bile bir eğitim verme çabası içindeydi. Hayatın güzel ve sağlıklı yaşanmasını isterdi. Apocu bir militan olarak, bu mücadelenin bir ferdi olarak şunu söyleyebilirim ki; tanıdığım en güzel yoldaşlardan biriydi. Hakikatin anlamını kendi kişiliğinde yaratmıştı. Onu anlatmak için ne yazılar yeter, ne şarkılar. Heval Qasim her zaman yaşatılmalı.
Şehadetinden sonra ne zaman bir araya gelsek, sanatsal bir çalışma yapsak, ya da bir yerde kısa bir konuşma yapsak, hep diyoruz: “Heval Qasim şöyleydi… Heval Qasim bunu demişti…” Bir genç için, bir kadın için, bir erkek yoldaş için, toplum için heval Qasim öyle bir yerde duruyordu ki, insanı kendine hayran bırakırdı. Önder Apo’nun yoldaşıydı. En son röportajı 18 Mayıs’ta, heval Haki’nin şehadetinin yıl dönümünde yapmıştı. En zor zamanlarda bile röportaj yapmak isterdi. Eğitim vermek isterdi. Önderliğin felsefesinde şu yoktur; “Gücüm yetmiyor, yapamıyorum, fırsat yok.” Heval Qasim da bu anlayışla hareket ederdi. Onun için “yapamam” diye bir şey yoktu.
Nerede olursa olsun, hangi şartta olursa olsun yapardı. Kendimi çok şanslı hissediyorum; böyle bir yoldaşı tanıdım ve onunla yaşadım. Aynı alanda kaldık, birlikte eleştiri ve değerlendirmeler yaptık. Aynı sofrada oturduk, birlikte yemek yedik. Aynı cephede düşmana karşı omuz omuza mücadele ettik. Yaşamımızı doğru temeller üzerine kurmamız için heval Qasim gibi şehitlerimizin hakikatine ulaşmamız lazım. Heval Qasim PKK’ de Apocu çizginin ve felsefenin en güçlü temsilcilerinden biriydi. En güçlü sanatçılardan, en bilgili insanlardan biriydi.”