Hukukçular: Sandıklara sahip çıkalım!

Hukukçular referanduma bir gün kala son uyarılarını yaptı. ANF' ye konuşan avukatlar hayırlı bir gelecek, diktatörlük değil özgürlük için sandıklara sahip çıkmanın zorunluluk olduğunu vurguladı.

Avukat Züleyha Gülüm, dayatılan  anayasa değişikliğinin  demokrasiyi tümden ortadan kaldıracağını vurguladı.  “Zaten demokrasinin kırıntılarıyla yaşıyoruz” diyen Gülüm,  demokrasinin  tümden rafa kaldırılmak  hamlesine karşı  tüm halkın ‘Hayır’ demesi gerektiğini kaydetti. ‘Hayır’ın yeni bir başlangıç olacağını ifade eden Gülüm,  verilecek her ‘Hayır’ın eşitlikçi, özgürlükçü, barışçı bir anayasanın inşa edilmesine  zemin olacağına işaret etti. Sandıklara sahip çıkma çağrısında bulunan Gülüm, ‘Hayır’ın çıkmasının tek koşullunun sandıklara sahip çıkmaktan geçtiğini hatırlattı. Gülüm ,  “Herkesi sabahtan itibaren öncellikle oy kullanmaya,  asla umutsuzluğa kapılmamaya çağırıyoruz. Hayır’ın çıkmasının koşullu bizlerin Hayır’larına sahip çıkmasından geçiyor. Birincisi oyunu kullanmaktan; ikincisi ise sandıktaki oyunun gerçekten sayılıp, sayılmadığını kontrol etmekten geçiyor. Hep birlikte Hayır’ları çıkartacağımıza ve sonradan da birlikte kazanacağımıza inanıyoruz“ dedi.

‘HEPİMİZİN GELECEĞİ İÇİN HAYIR’

Avukat Kemal Aytaç, referandumda ‘Hayır’ demekte hayır olduğunu kaydetti.  80 milyon insanın Baskıcı, hukuksuz ve anti-demokratik bir ortama mahkum edildiğini hatırlatan Aytaç, referandumda  ‘Evet’ çıkarsa, bugünleri bile arar duruma gelineceğini vurguladı. “Hepimizin geleceği açısından ‘Hayır’ dememiz gerekir” diyen Aytaç, ‘Hayır’ ile birlikte konuşmanın, paylaşmanın, başkalarını dinlemenin, uzlaşmanın önünün açılacağını ve daha demokratik, korkusuz, insanların güven duyduğu bir ortamın sağlanacağını  söyledi.  Bu açıdan Pazar günü ya diktatörlük ya da demokrasinin oylayacağını vurgulayan Aytaç, “Demokratik bir ülkede mı, yoksa dünyaya kendini kapatan, gerici, herkesle kavgalı bir ülkeyi mi hayal ediyoruz? İşte Pazar günü, bu iki şık oylanacak” diye konuştu. AKP ve Erdoğan’ın içerde ayrıştırma, dışarda düşmanlaştırma politikaları yürüttüklerini belirten Aytaç, bütün bu kaostan ancak ‘Hayır’ diyerek kurtulabileceğini altını çizdi.

‘MÜŞAHİT OLMAK GÖNÜLLÜLÜK DEĞİL ZORUNLULUK’

Avukat Banu Atalay, Pazar günü memleketin kaderinin belirleneceğine işaret etti. Herkesin oy kullanması ve oylarına sahip çıkması gerektiğini hatırlatan Atalay, gelinen noktada müşahit olmanın gönüllülük değil zorunluluk olduğunu vurguladı. Tam da bu yüzden ‘Hayır ve Ötesi’ İnisiyatifini kurduklarını aktaran Atalay, İstanbul‘da 27 bin sandık olduğunu ve her sandığa insan yerleştirmek amacıyla yola çıktıklarını kaydetti. “Herkese ihtiyacımız var” diyen Atalay,  “Sadece bir Pazar’larını ayırarak geleceğimizi kurtarabilirler ve o Pazar gününün sonunda uyurken duyacakların huzurun tarifi olmayacak. Ama ‘Evet’ çıkarsa ve  Pazartesi günü bambaşka bir ülkeye uyanırsak, onun vicdan azabını hepsi taşıyacak. O yüzden memleketini seven defansa gelsin” dedi.

‘BU YETKİYİ EN ÇOK GÜVENDİĞİM SİYASETÇİYE DE VERMEM’

Avukat Fırat Epözdemir ise Türkiye’nin hem iç hem dış siyasette geldiği noktanın belli olduğunu hatırlatarak, bu gidişata ‘Evet’ demenin toplu  intihar olacağına dikkat çekti. 7 Haziran’da tek başına iktidar olamayan AKP’nin ülkeyi tekrar seçime götürmek için bir kaos ortamı yarattığını hatırlatan   Epözdemir, AKP’nin yine aynı argümanları kullanarak bu kez mutlak iktidarın peşinde olduğuna işaret etti. Bu şantajlara boyun eğmemek gerektiğini vurgulayan Epözdemir, ülkeyi tek adam yönetimine teslim etmemek gerektiğini söyledi.  Aynı zamanda HDP’nin parti meclis üyesi olduğunu ifade eden Epözdemir, Türkiye’de en çok güvendiği siyasetçinin Selahattin Demirtaş olduğunu ve ona bu yetkilerin verilmesini de kabul etmeyeceğini söyledi. Meselenin Tayyip Erdoğan meselesini olmadığını belirten Epözdemir,  mesele ülkenin yönetimini ve iradesini bir tek adama teslim etme meselesini olduğuna işaret etti. Bu durumu apartman yönetimi üzerinde örneklendiren Epözdemir,  “Bir apartmanın sakinleri  oturdukları apartmanın tüm yönetimini;  gelirini, giderini, yapılacak tüm düzenlemeleri bir tek kişiye verirler mi? Bu meseleye de öyle yaklaşsınlar. Eğer tüm bir ülkenin yönetimini tek bir adama teslim etmek istemiyorlarsa gönül rahatlığıyla ‘Hayır’ oyu kullansınlar ve oylarına sahip çıksınlar ” dedi.