Hukukçulardan 'yasal altyapı' önerisine destek
Hukukçulardan 'yasal altyapı' önerisine destek
Hukukçulardan 'yasal altyapı' önerisine destek
Hukukçular, Kürt Halk Önderi Öcalan'ın "yasal dayanak ve alt yapı" önerisine destek verdi. Doç. Dr. Vahap Coşkun, "Bu, süreci güçlendirecek olan bir öneri. Haklı ve meşrudur" derken; Prof. Dr. Mithat Sancar da, "Süreç artık önemli bir noktaya geldi. İnce meseleler masaya gelecek; yasal dayanak ve alt yapı mutlaka hazırlanmalı" dedi. Şırnak Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi ise "Sayın Öcalan'ın talebini yerinde buluyorum. Sürecin kazasız ve güçlü yürümesi için bu talep yerine getirilmeli" diye konuştu.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, başlattığı çözüm süreci için yasal dayanak ve alt yapı oluşturulmasını, görüştüğü BDP-HDP heyetine iletmişti. Öcalan, bu önerisini sürecin "sırat köprüsü üzerinde" olduğu uyarısını yaptıktan sonra ortaya koymuştu.
ANF'ye değerlendirme yapan hukukçular, çözüm sürecinin kalıcı hali alması için yasal mekanizmaların şart olduğunu belirtti.
DOÇ. DR. COŞKUN: YASAL ALT YAPI, TOPLUMUN KATILIMINI DA KOLAYLAŞTIRIR
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi, Doç. Dr. Vahap Coşkun, "Yasal alt yapının oluşturulması çözüm sürecini güçlendirir. Dolayısıyla bu talebin haklı ve meşru olduğunu düşünüyorum" dedi.
'Hasta tutuklu ve hükümlülerin serbest bırakılmasının da toplumda genel bir rahatlama sağlayacağını' düşünen Doç. Dr. Coşkun, "Aynı zamanda tutuklu milletvekillerinin tutukluluklarının sona erdirileceği düzenleme yapılması da gerekiyor. Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) 'terör' tanımının değiştirilmesi ve özellikle KCK'den cezaevinde bulunanların dışarıya çıkmalarının sağlanmaları lazım. Bu konularda yapılacak olan yasal düzenlemeler sürecin rahatlamasını, toplumun bu sürece daha hakkıyla bel bağlamasını sağlayabilir" diye konuştu.
Doç. Dr. Coşkun, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Amed'de yaptığı konuşmada kullandığı "dağdan inecekler, cezaevleri boşalacak" sözlerini hatırlatarak, "Elbette, bu ifade iyi, doğru ama bunun gerçekleşmesi yasal teddbirler alınmasını beraberinde getiriyor. Hedef eğer bu sözün gerçeklik kazanması ise yasal tedbirler gerekiyor" dedi.
'ÖCALAN'IN KONUMU VE ŞARTLARI DÜZELTİLMELİ'
"Öcalan'ın konumu ve şartlarının düzeltilmesi gerektiğini düşünüyorum" diyen Doç. Dr. Coşkun, bunun ilk adımı olarak ise hükümete şunları tavsiye etti: "BDP'li heyetle yaptığı görüşmelerin daha düzenli olması, periyodik yapılması gerekiyor. Avukatlarıyla görüştürülmesi yasal hakkı zaten; fiili olarak engelleniyor ve bu engelin kaldırılması lazım. Üçüncü olarak; Öcalan'ın, görüşlerini doğrudan medyaya aktarabileceği kanallar açılması gerekiyor; gazeteciler ya da Akil İnsan Heyeti veya benzeri bir heyetin Öcalan ile görüşmesinin imkanı oluşturulmalı. Bunları sağlamak, Öcalan'ın herhangi aracıya gerek kalmadan ne dediğini, süreç hakkındaki fikirlerini öğrenme şansımız olacak. Bunlar, siyaseti öne çıkaran, güçlendiren bir adım olur. Hukuki olarak da aslında engel yok; Adalet Bakanlığı'nın izni yeterli olabilir."
"Hükümetin-devletin çözüm iradesinin ortadan kalkması ya da başka bir iktidarın başa gelmesi halinde bugünkü bazı yasalar da değiştirilebilir ama yine de bugünü güvence altına alan düzenlemelerden kaçınmamalı."
PROF. DR. SANCAR: SÜREÇ ÖNEMLİ NOKTAYA GELDİ; YASAL ZEMİN ŞART
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Mithat Sancar, "Başlarda sürecin informal, yasal düzenleme olmadan yürütülebileceğini düşünüyordum. Ancak süreç ilerledikçe karmaşık sorunlar ortaya çıkıyor ve bunları çözmek için de kurumsal, şekli ve yasal zemin şart" dedi.
Prof. Dr. Sancar, şunları kaydetti: "İnformal, el yordamıyla sonuna kadar götürülmesinin mümkün olmadığını zaten düşünüyorduk. Başlarken hemen yasal düzenleme yapılmaması belli ölçülerde anlaşılır. Ama süreç önemli bir noktaya geldi; ince meseleler masaya gelecek, tartışılacak ve bunların daha sağlıklı çözülebilmesi için yasal zemine, kurumsal yapıya kesinlikle ihtiyaç var. Oslo'yu hatırlayalım; Oslo'da en önemli tartışma kimin masayı devirdiğidir. Arada açık, kurumsal özneler olmadığı için tarafların iddialarını tanıklık yoluyla destekleyecek delil, imkan da yok. İlerde uyuşmazlıklar çıktığında tekrar karşılaşmamamız için yasal zemin lazım."
"Heyetlere, kurumlara ihtiyaç var ve bunun da yasal dayanağa oturtulması gerekiyor" diyen Prof. Dr. Sancar, Akil İnsanlar Heyeti'nin yasal zemini olmadığını; iki taraf arasındaki örtülü anlaşmayla oluşturulduğunu belirterek, ekledi: "Yetkileri, güvenceleri, sürecin ileriki aşamalarında oynayacakları roller konusunda hiçbir açıklık, yetkilendirme söz konusu değildi. Ama bir heyet oluşturulacaksa hükümetle değil Meclis ile koordineli çalışması ve hükümetin de işin içinde olması gerekiyor."
'BAKANLIK DÜZENLEME YAPMALI; ÖCALAN ÖRGÜTÜYLE GÖRÜŞEBİLMELİ'
Meclis'te oluşturulan 'Çözüm Komisyonu'nun yetkilerinin de yeterli olmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Sancar, "Bu Komisyon sürecin parçası haline getirilmeliydi" diyerek, Meclis'te böyle bir Komisyon kurulduğunda, bunun, sivil unsurlarla da desteklenmesi ve süreçte ortaya çıkacak uzlaşmazlıklarda gerektiğinde hakem, tanık, arabulucu olarak çalışacak şekilde düzenlenmesinin faydalı olacağını dile getirdi.
"Sürecin en önemli ayağı İmralı'dır" diyen Prof. Dr. Sancar, "Öcalan'ın kendi örgütüyle doğrudan görüşmesinin olanaklarını da Adalet Bakanlığı kurumsal olarak düzenlemelidir. Düzenli aracılıklarla görüşme imkanı sağlanabilir" dedi.
"Eğer hükümet irade gösterirse çeşitli kurumlar ve düzenleme biçimleri vardır. Başka ülkelerde ne yapıldığı da karşılaştırılabilir. Mesela Kolombiya'da yürüyen sürecin belli unsurları var. Güney Afrika'daki örnekler de var. Siyasi irade ortaya konursa yasal düzenleme biçimleri de, kurumsal yapı örnekleri de bulunabilir. Hem de kolaylıkla bulunabilir."
ŞIRNAK BAROSU BAŞKANI ELÇİ: FİDAN'IN UĞRADIĞI YARGI TEHDİDİ DİĞER YETKİLİLERİ KORKUTTU
Şırnak Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi ise "Sayın Öcalan'ın yasal alt yapı konusundaki önerisini yerinde buluyorum" diyerek, şöyle konuştu: "Sürecin kazasız, güçlü yürümesi için yasal alt yapı, zemin oluşturulması gerekiyor. Bilindiği gibi, sürecin daha başında Hakan Fidan'ın uğradığı yargı tehdidi diğer devlet yetkililerinde belli korku yaratmıştır. Eğer alt yapı kurulmazsa herkes korkarak yaklaşabilir ve süreci sahiplenmez. Sürece destek verilmesi için de bu önerinin önemi var. Yetkililer daha cesur olabilir. Olası kazaların yaşanmaması ve iki tarafa güven sağlanması açısından da önemli. En önemli sorun, süreci ağırdan götüren sorun; 90 yıllık güvensizliktir. Kürtlerde de iktidar ya da devletin kararlı olduğu fikrinin oluşması gerekiyor.
Ayrıca, Terörle Mücadele Yasası'nın da tamamıyla değiştirilmesi gerektiğini belirten Av. Elçi, "Antidemokratik, çatışma ortamında duygusal ortaya çıkan ve hukuki olmayan ceza maddelerinin değiştirilmesi gerekiyor. Nihai olan, elzem olan ise sivil anayasanın tesis edilmesidir" dedi.
'GİDEN HEYETLER İÇİN DE DÜZENLEME YAPILMALI'
Av. Elçi, İmralı'da Kürt Halk Önderi Öcalan ile görüşen heyetlerin çekince yaşamaması için de düzenleme yapılmasını önererek, "Cezaevi Yönetmeliği Tüzüğü de değiştirilebilir. Bir Bakanlar Kurulu'nun yapabileceği şeydir. Sayın Öcalan'ın daha aktif olabilmesi için koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor. Tabii ki BDP'li heyetler görüşme yapacak ama bunla sınırlı olmaması; Türk aydınlarla, konuya kafa yoran aydınlarla, siyasi yapılarla da görüşebilmeli. AKP'li, CHP'li heyetler ve Meclis'te olmayan Kürt aydınlarla da görüşebilmeli. Fikir, tez-antitez-sentezin beraberinde oluşur; bunun için de tartışma ortamına ihtiyaç var ve Sayın Öcalan bu meseleyi herkesle tartışabilmelidir" şeklinde konuştu.