İHD: Kolektif haklar güvence altına alınmalı
İHD: Kolektif haklar güvence altına alınmalı
İHD: Kolektif haklar güvence altına alınmalı
İHD Amed Şubesi, AKP'nin açıkladığı paketin toplum beklentilerinden uzak olduğunu vurgulayarak, bireysel ve kolektif hakların koşulsuz anayasal güvenceye alınmasını istedi. İHD, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'la görüşmelerin müzakere sürecine evrilerek sürdürülmesi gerektiğini belirtti.
İHD Amed Şubesi, kamuoyunda uzun süre “Demokratikleşme paketi” adıyla açıklanması beklenen ve dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan yasa değişikliği önerilerine yönelik bir yazılı açıklamada bulundu. İHD Amed Şubesi Başkanı Raci Bilici imzası ile yapılan açıklamada, açıklanan paketin toplumun beklentilerinden çok uzak olduğu ve hayal kırıklığı yarattığı ifade edildi. Kürt halkının, ezilenlerin, hak ihlallerine uğrayanların ve toplumun “ötekileri” olarak adlandırılabilecek kesimlerin beklentilerini karşılamayan bir paket olduğuna dikkat çekilen açıklamada, Öğrenci andının kaldırılması, türban önündeki engellerin kaldırılması gibi olumlu değerlendirilebilecek küçük adımların dışında, barış sürecinin ilerlemesini sağlayabilecek en ufak bir adımın atılmadığı ifade edildi.
TOPLUMSAL TALEPLER KARŞILANMADI
Önerilen yasa değişikliklerinin, toplumsal talepleri karşılayabilecek ve toplumsal barış sürecini ilerletilmeyi hedefleyen bir düzeyde olmadığına işaret edilen açıklamada şunlar kaydedildi. “Anadil’de eğitim konusunda kamusal alanda ve okullarda eğitimin önünü açacak düzenleme atlanarak, sadece özel okullarda eğitimin önünü açan düzenleme, bu yöndeki talebi karşılamamaktadır. Yine siyasete nefes aldırabilecek yüzde 10 seçim barajı ile ilgili düzenleme önerilerinde istenilen bir sonuç elde edilmemiştir. Biz insan hakları savunucularının yıllardır ısrarla dile getirdiği, koruculuk sisteminin lağvedilmesi ve köye geri dönüşlerin önünü açacak düzenlemeler konusunda bir çaba yok. Yine geçmişte yaşanan kirliliklerin açığa çıkması ve kaybedilenlerin, faili meçhul cinayete kurban gidenlerin akıbetinin ortaya çıkarılmasını sağlayacak Hakikatleri Araştırma ve Adalet Komisyonu’na dair en ufak bir işaret görülmemektedir. En önemli sorunlardan biri olan KCK tutuklularının salıverilmesini sağlayacak TMK ve TCK’da yapılması istenilen düzenlemelere ilişkin herhangi bir öneri bulunmamakla birlikte düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik bir düzenleme de söz konusu değildir. Yine cezaevlerindeki sorunların giderilmesi ve başta hasta mahpuslar olmak üzere yaşanan çeşitli sorunları ortadan kaldırılacak herhangi bir düzenlemeden bahsedilmemektedir. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı Cezaevi’ndeki koşullarının düzeltilmesi ve müzakere yürütebilecek bir pozisyon kazanabilmesini sağlayacak herhangi bir yaklaşım söz konusu değildir. Başta Aleviler olmak üzere, diğer dini ve etnik azınlıkların sorunlarına dönük herhangi bir yenilik görememekteyiz. Başta Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı olmak üzere, çekince konulan çok sayıda uluslararası sözleşmeye dair yeni bir niyet beyanı dahi söz konusu değildir.”
Değişimi içermeyen yasa düzenleme çalışmalarının, sorunların çözümüne katkı sunulmadığı belirtilen açıklamada, ifade edilen taleplerin barış sürecinin geliştirilmesinde ertelenemez ve vazgeçilemez temel hususlar olduğuna vurgu yapıldı. Açıklamada “Belli bir aşamaya gelen ancak bazı tıkanıklıkların yaşandığı barış sürecinin önü açılmak isteniyorsa, yukarıda dile getirdiğimiz taleplerin karşılanması ve gereğinin yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde, sağlıklı ve sonuç alıcı bir süreç yakalanamaz ve insan haklarına saygılı, demokratik, özgürlükçü bir ülke yaratılamaz” denildi.
ÖCALAN'LA MÜZAKERE SÜRECİNE GİRİLMELİ
Açıklamanın sonunda kalıcı ve onurlu bir barışın inşası için, bireysel ve kolektif hakların anayasal güvenceye alınmasının gerekliliğine vurgu yapılırken, kalıcı barış için Kürt Halk Önderi Öcalan’la müzakere yapılmasının önemine işaret edildi. Açıklamada “Bu ülkede kalıcı ve onurlu bir barış isteniyorsa, bir bütün olarak bireysel ve kolektif hakların koşulsuz bir şekilde kabul edilmesi, bu hakların Anayasal güvence altına alınması gerekmektedir. Buna paralel olarak, Sayın Öcalan ile yapılan görüşmelerin müzakere sürecine evirilerek sürdürülmesi, ülkede kalıcı bir barışın sağlanmasında önemli bir adım olacaktır” denildi.