'İlk adım hasta tutsakların tahliyesi olmalı'
'İlk adım hasta tutsakların tahliyesi olmalı'
'İlk adım hasta tutsakların tahliyesi olmalı'
Tahliye edilen hasta tutsaklardan Murşit Aslan, 'çözüm süreci' ile ilgili hükümetin ilk pratik adımının hasta tutsakların serbest bırakılması olması gerektiğini belirtti. Aslan, "Kendi tahliyemi kuşku verici buluyorum. Çünkü oyalama, yanıltma niyeti olarak görüyorum. Tüm hasta tutsaklar derhal bırakılmalı" derken; hasta tutsak Mehmet Emin Akdağ'ın ağabeyi Ramazan Akdağ da, "Barış süreci dolayısıyla bırakılır, dedik ama hala bir adım atılmış değil. Sadece kardeşimin değil; hepsinin bırakılmasını istiyoruz" diye konuştu.
Murşit Aslan, PKK davasından tutukluydu ve Metris Cezaevi'nden geçtiğimiz aylarda tahliye edildi. Belden aşağısı yüzde yüz felç olan Aslan şimdi hasta tutsak arkadaşlarının tahliye edilmesini istiyor.
ASLAN: HÜKÜMETİN SADECE BİZİ BIRAKMASI KUŞKU VERİCİ
ANF'ye konuşan Murşit Aslan, kendi tahliye edilmesini hatırlatarak, "Doğrusu, benim ve yine hasta tutsak birkaç arkadaşımın bırakılmaları sevinilecek durum değildir. Hükümet, Başbakan için olumlanacak bir durum değildir. Çünkü çok iyi biliyoruz ki, benim durumumda olup da ciddi sıkıntılar yaşayan onlarca arkadaşımız zindanlarda" dedi.
Kendisinin ve beraberinde birkaç hasta tutsağın geçtiğimiz aylarda serbest bırakılmasını "kuşku verici" bulan Aslan, "Samimi olsalar, bütün hasta tutsakları bırakırlardı. Benim ve birkaç arkadaşımı bırakmaları genel çerçeveye uyacak bir girişim değil. Oyalamak, toplumun tepkisini önlemek amacıyla bu yollara başvuruyorlar. Bırakılmamıza aslında sevinmedik çünkü yanıltıcı oluyor. Hükümet, devleti, bakanlığı gerçekçi bulmuyorum" diye ekledi.
Hasta tutsakların hiçbirinin "kendini acındırma, medet umacak duruma sokma" gibi duygulara kapılmadığını ifade eden Aslan, şöyle konuştu:
'HASTA TUTSAKLAR KENDİLERİNİ SÜRECİN PARÇASI GÖRÜYOR'
"Kendi dönemimden de biliyorum ki; hiçbiri medet umacak, yalvaracak durumda değil. Hiçbir zaman böyle bir duruma, böyle bir ruh haline gelmedik. Hasta tutsaklar daha çok durumlarının 'çözüm süreci' ile bağlantısını kuruyordu. Yani, sürecin parçası olarak kendimizi gördüğümüz için tahliyelerimizin önemli olduğunu düşünüyorduk. Çünkü zindanların sürecin en önemli, en etkileyici tarafı olduğunu gördük. Sayın Öcalan ile yapılan görüşmelerde de bunu anladık ve beklentimiz bu noktada gelişti. Hasta tutsaklar kendi bireysel, fiziki olarak yaşadıkları için, artık dayanamadıkları için değil; sürecin gereği olarak tahliyelerini önemli buluyorlar. AKP hükümetinin de hem bunu gözeterek hem de hukuki hakları olarak hasta tutsakları acilen serbest bırakması gerekiyor."
'Çözüm süreci' açısından AKP'nin ancak pratik adımlar atması halinde 'samimi' bulunacağını belirten Aslan, "Hasta tutsakların serbest bırakılması en kolay atılacak adımlardan biri. Eğer çözüme dair ciddi bir istemi varsa bu pratik adımı atması lazım. Amed'de 'zindanlar boşalacak' demekle olmuyor; ne zaman boşalacak? Ben de oturduğum yerden zindanların boşalacağını düşünüyorum. Ama ne zaman? 'Dağdakiler inecekler' diyor. Hep dağda kalınacak değil, ben de bir sabah inileceğini akıl edebiliyorum ama bunu sağlayacak şey hükümetin girişimleri olabilir. Erdoğan Amed'de ucu açık konuştu. Hazırlanmış politik bir söylem olarak ve toplumun kafasını karıştırmak için dile getirdiğini düşünüyorum. Ciddi politikacı ise söylemini netleştirmeli ve adımını atmalı" diye konuştu.
'TOPLUM GÜCÜNÜ GÖSTERİRSE...'
Hükümetin "İslami saflık ile politik kurnazlığı" birleştirerek toplumu yönetmek istediğini ifade eden Aslan, "Eğer AKP gerçekten süreç için güç olmak istiyorsa ya İslamiyet'in gerçekliğine göre davransın, ya da uygar-medeni sistemlere göre davransın. Ama politikası dine de bilime de aykırı bir şekilde gelişiyor" eleştirisini yaptı.
Hasta tutsaklar konusunda toplumu inisiyatif almaya çağıran Aslan, toplumun güçlü tepkisiyle hükümetin çözüme zorlanabileceğini belirtti.
"Cezaevindeyken de hükümetten değil toplumdan beklentimiz vardı. Kamuoyu sorunlara, hakkına-hukukuna ciddi anlamda asılmalı. AKP sonuçta insanlardan oluşuyor ve politik, ekonomik, sosyal, kültürel ilişkileri, bağları vardır; toplumdan, onun gücünden etkilenir. Tutsaklar hükümetin, devletin açıklamalarından, yaptıklarından çok örgütlü kamuoyunun etkinliklerini önemli buluyor. Toplum gücünü gösterirse hükümetin yapabileceği ilk adım hasta tutsakların tahliyesi olur."
AKDAĞ: BÜTÜN HASTA TUTSAKLARI SERBEST BIRAKIN
Hasta tutsak Mehmet Emin Akdağ, yüzde 80 felçli; tekerlekli sandalyede yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Elbistan E Tipi Kapalı Cezaevi'ndeydi, artık Ümraniye Cezaevi'nde.
ANF'ye konuşan, hasta tutsak Mehmet Emin Akdağ'ın ağabeyi, Ramazan Akdağ, "Ben Van'da oturuyorum. Durumum iyi değildir, her zaman görüşmeye gidemiyorum. Önce yakındı, gidiyordum ama şimdi gidemiyorum" dedi.
Ağabey Akdağ, kardeşiyle en son pazar günü telefon görüşmesi yaptığını anlatarak, "Çarşamba günleri telefon açıyordu, şimdi pazar gününe almışlar. Tekerlekli sandalye üzerindedir, arkadaşlarının yardımıyla hareket ediyor. Telefonda tedavi görmediğini söyledi. Bana, 'ne tedavi ediyor ne bir şey diyorlar, durumum kötüdür' dedi. 4 yıldır cezaevinde. 10 kişi küçük bir alanda kaldıklarını söyledi. Yer sıkıntıları da varmış" bilgilerini verdi.
"Gözümüz yoldadır. Barış süreci dolayısıyla bırakılır, dedik ama hala bir adım atılmış değil. Sadece kardeşim değil; hepsinin bırakılmasını istiyoruz. Başbakan'a, Cumhurbaşkanı'na, bakanlara sesleniyoruz; bütün hastaları serbest bıraksınlar. Başbakan 'cezaevlerini boşaltacağız' dedi, o zaman boşaltsın. Hem sözünün hem de sürecin gereği budur."