‘İnsanlar dükkanlara sığındılar’
‘İnsanlar dükkanlara sığındılar’
‘İnsanlar dükkanlara sığındılar’
HDK'nin sempozyumunda konuşan Ceylanpınar Belediye Başkanı İsmail Aydın, Suriye'deki savaşkan kaçan 5-6 bin insanın ilçelerine sığındığına dikkat çekti, "Büyük bir dram başladı. Bütün bakanlıklara yazdığımız yazılara olumlu bir yanıt gelmedi. İnsanlar buldukleri yerlere çadır kurdular, dükkanlara sığındılar" dedi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) tarafından düzenlenen "Suriye'de yaşananlar, Türkiye'ye yansımaları ve Rojava" konulu sempozyumun ikinci bölümünde "Rojava" konuşuldu.
Bu oturuma konuşmacı olarak Ceylanpınar Belediye Başkanı İsmail Aydın, araştırmacı yazar Foti Benlisoy ve gazeteci Barzan İso katıldı.
'BİZ SEREKANİYELİYİZ'
Oturumda ilk olarak söz alan Belediye Başkanı İsmail Aydın, "Herkes bizi Viranşehir'le karıştırır. Burada da böyle oldu. Ancak biz Serekaniyeliyiz" diyerek konuşmasına başladı. Tren rayının alt tarafının Suriye topraklarında kaldığını hatırlatan, "Hem Arapların, hem Kürtlerin, herkesin ailesinin arasına sınır çekildi. Benim ailemden de 100'e yakın kişi sınırın diğer tarafında kaldı" dedi.
6 Kasım gününden bu yana savaşı yaşadıklarını belirten Aydın, "Şarapnel parçaları belediye binası dahil bütün evlere isabet etti. 5 bin insan sınırı geçerek Ceylanpınar'a geldi. Onları yerleştirmek büyük bir sorun oldu. Büyük bir dram başladı. Bütün bakanlıklara yazdığımız yazıya olumlu bir yanıt gelmedi. Dram da devam ediyor" dedi.
Kadın belediye başkanlarının ziyaretinin ardından yardımların başladığını belirten Aydın, "Bu yardımları savaştan kaçarak gelenlere dağıtıyoruz" diye konuştu.
Barınmanın büyük bir sorun olduğuna dikkat çeken Aydın, "Kiralık ev yok. Yerleştikleri akrabalar zaten kalabalık nüfuslu ailelerdi. Dolayısıyla akrabalık ilişkileri yıprandı. İnsanlar buldukleri yerlere çadır kurdular, dükkanlara sığındılar. Bu dükkanların tuvaletleri mutfakları bile yok. Bin kişiye kadar sıcak yemek dağıtabildik. Kuru gıda dağıttık ama mutfakları olmadığı için pişirmek yerine bu kuru gıdaları satmak zorunda kaldılar. En son BDP'li kadın belediye başkalarının getirdiği yardımları dağıttık."
'ROJAVA KÜRT HAREKETİNİN PARİS KOMÜNİDİR'
Araştırmacı yazar Foti Benlisoy, Rojava'daki gelişmelerin demokratik özerklik fikrinin pratiğe uygulanması açısından çok önemli olduğunu belirtti, "Rojava, Kürt hareketinin bir tür Paris Komünü'dür, demokratik özerklik projesinin nasıl şekilleneceği konusunda bir test olacaktır" dedi.
Bir önceki oturumda Hüsnü Mahalli'nin "Arap devrimi, halk isyanı yoktur. Böyle demokrasi gelmez" şeklindeki değerlendirmelerine yanıt veren Benlisoy, "Yeni bir muhalefet gelişiyor ve emperyalist statükoları dağıtıyor. Emperyalistler bu nedenle sürece müdahale ediyor. ancak sürecin belirleyeni halk hareketleridir" dedi.
"Suriye'de daha alt sınıflara dayanan bir ayaklanma var" diyen Benlisoy, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Suriye halkının omuzlarına onlarla ilişkisi olmayan çatışmalar yüklendi. ABD ile Rusya arasındaki soğuk savaş, Türkiye'nin bölgesel çatışmada etkin olma eğilimi hepsi halkın omuzlarına yüklendi. Ayaklanmanın, sürecin karakteri değişmeye başladı. Bazen tarafları bile belli olmayan bir çatışma başladı."
Foti Benlisoy şöyle konuştu: "Türkiye'nin Suriye ile ilişkisinde iki temel nokta var. Türkiye Güney Kürdistan travmasını bir daha yaşamak istemiyor. Başından beri Suriye'deki kürtlerin kendi kendini yönetmeye dönük bir antremana geçmelerinden korkuyor. ikincisi bölgesel güç olma gibi hevesi var. Sadece ABD istediği için değil bölgede etkin bir güç olmak istediği için sürece müdahil olmak istiyor."
'HER ALANDA ÖRGÜTLERİNİ KURDULAR'
Gazeteci Barzan İso da, Ortadoğu'daki hareketlerin "dış mıhrak" olarak algılanmasına tepki gösterdi, "Bu komplocu yaklaşımları terk etmek gerek" dedi.
Tunus ve Mısır'da ayaklanma başladığında Suriye'de rejimin Cizre (Qamışlo) bölgesinde 2011 yılının başlarında Arapları, 'Kürtler ayaklanacak' diye kışkırtmaya çalıştığını belirten İso, "Diğer yandan da Kürtleri kışkırtmaya çalıştı. Bu sırada Dara'da isyan başladı, Suriye muhalefeti ortaya çıktı" diye konuştu.
Rojava'daki gelişmeleri anlatan İso, kadınların sürecin her yerinde yer aldığını, yönetim organlarında yüzde 40 kotasının uygulandığını belirtti, "Ayrıca her alanda örgütler, yerel meclisler kuruldu ve kendilerini yönetmeye başladı. Bugün Kürtlerin bulunduğu yerlerin tamamı Qamışlo dışında Kürtlerin yönetiminde, YPG'nin denetiminde" dedi.
Kürtlerin dışında diğer halkların da yerel meclislerde temsil edildiğine dikkat çeken İso, "Rejimin toplum içinde yarattığı sorunları da bu meclislerle çözüyorlar" diye konuştu.
Sempozyum, soru cevap bölümünün ardından sona erdi.