İnsanlık suçu ‘zamanaşımına’ uğramadı
İnsanlık suçu ‘zamanaşımına’ uğramadı
İnsanlık suçu ‘zamanaşımına’ uğramadı
12 Eylül Askeri Darbe döneminde, ‘Kawa örgütü üyeliği’ iddiasıyla gözaltına alınan ve daha sonra tutuklanarak, Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde 4 yılı aşkın süre tutuklu kalan Sedat Kuyurtar, avukatı Fırat Kuyurtar aracılığı ile İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne açtığı ‘tazminat’ davasını kazandı. Zamanaşımı engeline takılmaması nedeniyle emsal teşkil eden davada, Kuyurtar’a yaşanan maddi kaybından dolayı 578 lira, işkenceden dolayı manevi zararına karşılık olarak da 30 bin lira tazminat ödenmesine hükmedildi.
Sedat Kuyurtar, öğretmenlik görevi için atandığı Sivas’a gitmeden önce 6 Mayıs 1981 tarihinde terhis belgesini alırken, ‘Kawa örgütü üyeliği’ iddiası ile Askerlik Şubesinde gözaltına alınır ve Diyarbakır 5 Nolu Cezaevine gönderilir. Diyarbakır 1 Nolu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi Kuyurtar’ı, 1981/352 A.T.C. dosyasından tutuklar. Kuyurtar, tutuklandığı 17 Haziran 1981 tarihinden, tahliye edildiği 10 Ocak 1985 tarihine kadar haksız yere özgürlüğünden mahrum bırakılır.
Bugün insanların ağızlarına bile almaktan çekindiği yöntemlerle işkencelere maruz kalan, yok yere 4 yılını dört duvar arasında geçiren, aşağılanan, ailesinden ayrı kalan, mesleğini icra edemeyen, büyük maddi ve manevi zararlara uğrayan Kuyartar, serbest bırakılmasına karşın davası 5 yıl daha tutuksuz olarak sürer. Bu sebeple öğretmenlik yapması yasaklanır. Geçinmek için kendi adına bir iş yeri açması da mümkün olmaz. Sedat Kuyurtar, 5 yıl süren tutuksuz yargılama sonucunda beraat eder. Yıllarca dava açmak aklının ucundan dahi geçmez. Ta ki, 12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleştirilen Anayasa değişikliği referandumuna kadar.
Referandum sonrası, darbeci paşalar hakkında soruşturma yolunun açılması ile Ankara 12.Ağır Ceza Mahkemesi 2012/3 Esas sayılı dosyasından açılan davada kabul edilen iddianameye yansıdığı ve tüm hukuk düzenlerinde kabul edildiği üzere insanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı söz konusu edilemezdi.
30 BİN TL MANEVİ TAZMİNAT KAZANDI
Hem koşullar hem de darbecilerin yargılanmasına gerekçe edilen insanlığa karşı suçların zamanaşımına tabi olmaması gerekçe edilerek, Av.Fırat Kuyurtar tarafından İzmir 4.Ağır Ceza Mahkemesinde 250 bin TL maddi ve 500 Bin TL bedelli manevi tazminat davası açıldı.
Davanın seyrinde alınan bilirkişi raporları umut vaat etmemesine karşın 17 Eylül 2013 tarihli duruşmada verilen karar ile dava kabul edildi. Kabule göre; 12 Eylül mağduru Sedat Kuyurtar’a yaşanan maddî kaybından dolayı 578 lira, işkenceden dolayı manevî zararına karşılık olarak da 30 bin lira tazminat ödenmesine hükmedildi. Dava dosyasında duruşmada verilen bu karar ile ilgili olarak henüz gerekçeli karar açıklanmadı.
‘EMSAL TEŞKİL ETMESİNİ UMUYORUM’
Dava ile ilgili ANF’ye konuşan Sedat Kuyurtar, “Ben alacağım maddi tazminatta değilim. 12 Eylül döneminde insanlık dışı uygulamaların, işkencelerin bir bedeli olmalıydı. Bunun bedeli elbette maddi değil, ancak en azından bununla ilgili böylesine bir dava kazanmak çok önemli. Benim davamın emsal teşkil etmesini umuyorum. Benim gibi o dönem mağdur olan kişilerin de dava açarak, darbecileri mahkûm etmesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
AV. KUYURTAR: ORTAK GELECEĞİN YOLU HAKİKATLERLE YÜZLEŞMEKTİR
Av.Fırat Kuyurtar ise yaptığı açıklamada, “Müvekkilim, bu ülkede sayısız insanı mağdur eden 12 Eylül askeri darbesinin mağdurlarındandır. Diyarbakır 5 No’lu Cezaevinde geçirdiği 4 yıl boyunca kamuoyunun da malum olduğu kişilerin idaresi altında türlü çeşitli zalimane işkencelere maruz kalmış, aşağılanmış, yok sayılmıştır. Sonunda kendisi aleyhine haksız yere açılan davadan belki beraat etmiş ama asla bu yaşadıklarının etkisinden kurtulamamış, öğretmenlik mesleğinden olmuş, sürekli yaşadıklarının esiri bir hayat sürmüştür. Bunu müvekkilime layık gören, onun için var olması gereken devlet aygıtıdır” dedi.
Çözüm süreci ve toplumsal barışın gündemde olduğu bu dönemde, Türkiye’de gerçek bir hesaplaşma içine girilmesi gerektiğine de işaret eden Avukat Kuyurtar “Dünyanın çeşitli yerlerinde benzer şekilde örneklerin yaşandığı süreçlerden çıkış yolunu arayan ülkelerde de gözlemlendiği üzere etkin ve gerçek bir hesaplaşma ve ortak gelecek kurmanın yolu hakikatlerle yüzleşmek ve ortak bir gelecekte uzlaşma ile mümkün olabilir. Bu noktada ülkemizde de hakikatler sadece 12 Eylül vakaları ile ilgili değil, geçmişte yaşatılan tüm mağduriyetlerle ilgili açıklıkla ortaya konulmalı, mağdurların mağduriyetlikleri kabul görmeli, sorumluların sorumlulukları bir cadı avına dönüşmeyecek şekilde ortaya konulmalıdır. Geçmişle hesaplaşmak zorunludur; ama bizim hedefimiz yeni bir gelecek kurmak olmalıdır” şeklinde konuştu.
Avukat Kuyurtar, davanın emsal teşkil edebileceğini de belirterek müvekkiliyle benzer mağduriyet yaşayanlara seslendi. “Bu süreçlerin işletilmesinde en önemli argümanlardan biri mağdurlara, yaşadıklarını bir nebze olsun telafi edecek şekilde tazminat ödenmesidir. İşte bu noktada İzmir 4.Ağır Ceza Mahkemesinin amcam Sedat Kuyurtar ile ilgili verdiği karar son derece anlamlı ve önemlidir. Karar tazminat miktarı açısında yeterli olmasa dahi, tazminat talebinin kabulü noktasında son derece yerindedir. Diğer mağdurlar da haklarını aramaktan çekinmemeli ve devletin adım atması için zorlayıcı olacağı öngörülen bu yargı yolunu kullanmalılardır” dedi.