İranlı yönetmen Rasoulof artık özgür
İranlı yönetmen Rasoulof artık özgür
İranlı yönetmen Rasoulof artık özgür
Geçtiğimiz yıl Stockholm Film Festivali’ne katılmak için İsveç’e gelirken pasaportuna el konulan ve yurt dışına çıkması yasaklanan İranlı Yönetmen Mohammad Rasoulof bir yıl sonra pasaportuna kavuştu. Pasaportunu aldıktan sonra Rasoulof’un İran’dan ayrılarak uzun yıllar yaşamını sürdüğü Almanya’ya geldi.
Rasoulof’un İran rejiminin ifade özgürlüğü ihlalleri ve sansürünü eleştiren “Manuscripts Don’t Burn” adlı filmi geçtiğimiz yıl Stockholm Film Festivali’nde gösterilmişti. Festival yöneticileri Rasoulof’u festival dolayısıyla yapılan etkinliklere katılması için İsveç’e davat etmiş, ancak İranlı yetkililer pasaportuna el koydukları için İran’dan ayrılamamıştı.
İran rejiminin tutumu tepkilere yol açmış, aralarında ABD’li sanatçıların da yer aldığı 20’yi aşkın sanatçı İran’ın Stockholm’deki Büyükelçilik binası önünde gözlerini siyah bezlerle bağlayarak İran Hükümeti’nin tutumunu protesto etmişti.
Stockholm Film Festivali yetkilileri dün yazılı bir basın açıklaması yaparak Rasoulof’un pasaportunun kendisine geri verildiğini duyurdu. Açıklamada, Rasoulof’un gösterdiği dayanışmadan ötürü meslekdaşlarına ve Stockholm Film Festivali’ne teşekkür ettiği ve en kısa sürede yeni filmiyle Stockholm’e gelmeyi umduğunu söylediği belirtiliyor.
ANF’nin konu hakkındaki sorunlarını yanıtlayan Stockholm Film Festivali Basın sorumlusu Christel Lindgren, uluslararası dayanışmanın etkisini göstermesinden mutluluk duyduklarını ve ilk fırsatta Rasoulfof’u Stockholm’e davet edeceklerini söyledi. Sanatçıların geçtiğimiz yıl yapılan gösteriden sonra meslekdaşlarına sahip çıkmayı sürdürdüklerini ve pasaportunun iadesi için girişimlerde bulunduklarını ifade etti.
Rasoulof için düzenen eyleme katılan Yönetmen Tarık Saleh de, İsveç Televizyonu’na (Svt) yaptığı açıklamada siyah göz bağının Rasoulof’un hem filmini seyretmek hem de yönetmenin durumunu kamuoyunun gündemine getirmek için çifte bir sembol haline geldiğini söyledi.
Kendisinin de Orta-Doğu’dan geldiğini hatırlatan Saleh, “Eğer benzeri bir durumla ben de karşılaşsaydım başkalarının da aynı şekilde bana sahip çıkmasını isterdim” şeklinde konuştu.