‘İş güvenliği, örgütlenme ve işçilerin dikkate alınmasıyla olur’

‘İş güvenliği, örgütlenme ve işçilerin dikkate alınmasıyla olur’

Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün, bu yıl içinde yoğun olarak yaşanan iş cinayetleri karşısında AKP hükümetinin iş güvenliği ve sağlığı konusunda çözümü değil, toplumun infialini bastırmaya yönelik adımlar attığını belirterek, çözüm noktasında şunların altını çizdi: “12 Eylül yasalarıyla yasakların devam ettiği örgütlenme önündeki engeller kaldırılmalı. Madenciliğin yapıldığı yerlerde işçilerin yer aldığı kurullar oluşturularak, iş güvenliği ve sağlığında raporlama, denetleme, uyarı ve yaptırımlarda bulunabileceği bir mevzuata ihtiyacımız var.”

Milyonlarca işçinin güvencesiz çalıştırıldığı rant sistemi sadece bu yıl içinde yüzlerce işçinin hayatını yitirmesine neden oldu. Soma’daki facianın ardından hükümetin verdiği sözler, etkin denetim açıklamaları havada kalırken, özellikle bu alandaki iş cinayetleri durmak bilmiyor. Son olarak Ermenek’te meydana gelen iş cinayetinin ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 5 gün önce yeni bir çalışma olarak iş güvenliği ve sağlığına yönelik açıkladığı İş Güvenliği Paketi ise çözümden uzak, toplumun tepkisini azaltmak adına yeni olmayan ancak yeni gibi sunulan paketlerle aldatmacasından ibaret olarak değerlendiriliyor.

Hükümetin kamuoyuna açıkladığı ve geçtiğimiz hafta meclis genel kuruluna sunulan paket, tehlikeli işlerde çalışan 2 milyon 700 bin kişiye mesleki yeterlilik belgesi alma zorunluluğu, üniversite ve meslek yüksek okullarına zorunlu iş sağlığı ve güvenliği dersi, yapı denetim firmalarına iş sağlığı ve güvenliği konusunda sorumluluk getirme, ödül-ceza dengesi ile iş kazası olmayan iş yerlerini ödüllendirme adı altında bir işyerinde 3 yıl içinde iş kazası yoksa işsizlik primini yüzde 2 değil yüzde 1, tersi durumda ise yüzde 3 prim alma ve idari para cezalarında artışı öngörüyor.

‘ÇÖZÜMÜ DEĞİL TOPLUMUN KAYGISINI AZALTMAK YÖNELİK’

Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün, Türkiye’nin dünyanın en büyük ekonomisi olmadığı, çok büyük bir üretim olmamasına rağmen ölümlü kazalarda Avrupa birincisi ve dünya üçüncüsü olduğu gerçekliğinin daha da kötüye gittiğinin altını çizdi. Bu yılın ilk 10 ayında iş cinayetlerinde ölen kayıtlı insan sayısının 1.400 olduğunu ifade eden Görgün, bu oranın tüm sektörleri kapsamadığını söyledi. Devletin de sermayenin de savunamayacağı bir rakama ve faciaya doğru gelindiğine dikkat çeken Görgün, “Bunun için her ölümlü faciadan sonra bir takım paketler öne sürüyorlar. Bunlar çözüm değil. Durumu kontrol etmek, toplumun yükselen kaygısını ve infialini düşürmeye yönelik. Bu son yasada da önlem görülmüyor. Sendikasız, güvencesiz çalıştırmaya, taşeronlaşmaya ilişkin bir ibare dahi yok” dedi.

‘İŞÇİLER DİKKATE ALINMALI’

Ölen işçilerin yakınlarının tazminatları alabilmesi için işçilerin sigortalarının yaptırılması zorunluluğu getirildiğini kaydeden Görgün, “Madencilik gibi zor alanlar için. İşçiler iki yıl içinde ölmezse prim indirimi yapacak. Ölmezse primi yüksek verecekler. Burada asıl sorun taşeronlaşmanın kuralsızlığı. Her şeyden çalıyorlar. İşçiler buna ses çıkaramıyor. Örgütsüzler ve işsizlik var. Normalleşmeden sendika yasağı kalkmadan bu işe bir çözüm üretilemez. İşçiler denetlerse önüne geçebilir. İşçiler her an tehlikeyi sezen kendileri ve önleyecek olan da kendileri. Ama sözlerine itibar edilmiyor. İşten atılıyorlar. İşçinin müdahale edeceği sistemler kurmak gerekiyor denetimlerde” diye konuştu.

Bunun hayata geçmesinin en önemli yolunun sendikalaşmayla olacağını dile getiren Görgün, şöyle konuştu: “Sendikalaşma, 12 Eylül yasalarıyla devam ediyor ve yasaklar çok. Madenciliğin yapıldığı yerlerde de bu tip kurullar oluşmalı. İşçilerin katıldığı iş güvenliği ve sağlığında raporlama, denetleme, uyarı ve yaptırımlarda bulunabileceği bir mevzuata ihtiyacımız var.”

‘DENETİM SİSTEMİ OBJEKTİF OLMALI’

“İş cinayetlerinde işverenler kusurlu ama daha ötesinde hükümetler kusurlu” diyen Görgün, “Uygulanan politikaların, ekonomik modeller yüzünden iş cinayetleri oluşuyor. Devlet kendi elindeki alanları da madenleri de taşeronlara veriyor. Denetlemek isteyen iş müfettişlerini de cezalandırıyor. Yer değişikliği yapıyor. Bu işletmelerin çoğunda özel sektörü verilirken siyasiler, milletvekilleri, iktidar partisinin o illerdeki siyasi yetkilileri var. Siyaset, sermaye iç içe girdiği için bu ölümlerde AKP’nin de çok büyük rolü var. Denetim sistemi topyekün değiştirilmeli. İşverenler kendilerini yetkileyecekleri kendileri denetliyor. Teknik nezaretçiyi işveren atıyor. O mühendisin o işletmeyi denetlemesi mümkün değil çünkü patronu oluyor. Bunun değişmesi gerekiyor. Bu denetimleri işçilere, kamuoyuna, STK’lara açılmazsa o denetimler objektif olmayacak” ifadelerinde bulundu.

‘ADALET YOK, TAŞERONLAŞMA CUMHURİYETİ VAR’

Görgün, bu alanda yaşanan temel sıkıntıların başında gelen hususun ise adalet erişimin olmaması olduğunun altını çizerek, “İş cinayetlerinde yargılanıp da ceza alan işveren yok. Ölen işçiler ve teknik elemanlar suçlu bulunuyor. İşçilerin adalete erişmeleri çok zor. Ekonomik olarak da bu davaları yürütemiyorlar. Çünkü yıllarca sürüyor ve zor. 100 bin lira alacağı tazminatı 10 bin lira alıyor işçiler. Denetleme de yok. Türkiye taşeronlaşma cumhuriyetine dönüştürülüyor. İktidarların da uzantısı oluyorlar. Seçimlerde AKP’ye oy verilmesini istiyorlar işçilerden. İşinize devam etmek istiyorsanız AKP’ye oy vereceksiniz diyorlar. Mitinglerine insan taşıyorlar. Dolayısıyla sadece rant değil siyaset ilişkileri de var. Sistem çökmüş durumda. Buna sarı sendikaları eklediğinizde işçiler ses çıkaramıyorlar. Buna karşı tek mücadele örgütlenmedir” dedi.

HÜKÜMET SOMA’DA VERDİĞİ SÖZLERİ UNUTTU!

13 Mayıs’tan bu yana da Soma’da olduklarını ve hükümetin kamuoyu önünde verdiği sözleri tutmadığını söyleyen Görgün, “Ailelere kısmi maddi yardım var. Ancak yaralanan, organlarını kaybeden insanlar, işçiler de var. Onlar da kaderine terk edilmiş durumda. Yeni işe giremiyorlar, bu nedenle emeklilikleri de risk de. Aç kalmış durumdalar. Hükümet eski sistemde ısrarlı. Biz de orada yeni bir sistem için mücadele ediyoruz. Bu yönüyle ölümlerin sonu gelmeyecek. Ermenek’ten sonra yeni bir paket sundular. Ama yeni bir durum yok. Yapılanlar sadece toplumu kandırmaya yönelik” diye belirtti.