İsveç ikiyüzlülükte şampiyon

İsveç ikiyüzlülükte şampiyon

Soykırım konferansları, her yıl “İnsan Hakları Günleri” düzenleyerek  Dünyada demokrasi ve insan haklarının şampiyonluğuna soyunan  İsveç’in Başbakanı Fredrik Reinfeldt ile Dışişleri Bakanı Carl Bildt, dünyada en çok gazeteci, milletvekili, belediye başkanı, öğrenci ve avukat hapsederek insan hakları ihlallerinde şampiyonluğu elinde bulunduran Türkiye’nin Başbakanı Erdoğan’a İsveç ziyareti sırasında övgüler yağdırdı.

İsveç medyasında Erdoğan’ın iki yüzlülüğü ile ilgili haber ve yorumlar yapılırken, yazılı ve görsel basının önemli bir kesimi İsveç Hükümetinin iki yüzlü politikasını görmezden gelmeyi yeğledi. İsveç medyasının bu iki yüzlü tutumunun ardında İsveç tekelci burjuvazisinin çıkarlarının olduğu bilinen bir gerçek.

Her türlü yöntemi kullanarak en küçük eleştirel sesleri şiddet ve baskıyla bastırmaya çalışan, biber gazı kullanımında dünya rekorlarını elinde bulunduran Erdoğan ve AKP iktidarına demokratik kitle örgütleri, muhalefet partilerinin milletvekilleri ve aydınlar İsveç Hükümetine Erdoğan’ın ziyareti sırasında Türkiye’de yaşanan insan hakları ve basın özgürlüğü ihlalleri ihlallerini gündeme getirmesini isterken, Başbakan Fredrik Reinfeldt ve İsveç Dışişleri Carl Bildt, Erdoğan ve AKP İktidarına yönelik en küçük bir eleştiride bulunmadıkları gibi, giderek despotleşen Erdoğan’dan övgü ile söz etmeyi sürdürdü.

Yapılan ortak basın toplantısında Reinfeldt, Türkiye ve Kürdistanda yaşanan insan hakları ihallleri, 10 bin civarında KCK tutuklusunu, Türkiye’nin El Nusra’ya verdiği destekle ilgili tek bir eleştiride bulunmadığı gibi Erdoğan’ın insan hakları alanında önemli iyileştirmeler yaptığını söyleme gafleti gösterdi.

ERDOĞAN’IN SUÇ ORTAĞI CARL BİLDT

Erdoğan ve AKP iktidarının suç ortağı İsveç Başbakanı Carl Bildt ise, Dagens İndustri Gazetesinde yayımlanan makalesinde, Türk liderlerin Kürtçe ana dil eğitimini serbest bıraktığı, çok kültürlülüğü bir zenginlik olarak gördükleri yalanını söyledi. “Güney Doğu Türkiye’de silahların sustuğunu ve barış sürecinin iyi yolda olduğunu, Erdoğan’ın liderliğinde yeni bir Türkiye’nin doğduğunu” iddia etti.

Türkiye’ye yönelik bu iki yüzlü politikanın ardında İsveç tekelci sermayesinin ekonomik çıkarlarının yattığını Erdoğan’ın , Reinfeldt ile birlikte Stockholm’de düzenlediği basın toplantısında Türkiye’de de 200’ü aşkın İsveç firmasının görev yaptığını söylemesi, İki ülke arasındaki ticaret hacmının  2012 yılı itibariyle 3,5 milyar dolar civarında olduğunu ancak bunu yeterli görmediklerini ve daha ileriye taşımaya çalıştıklarını belirtmesinden anlaşılıyor.

75 milyonluk bir pazara ve genç ve dinamik bir nufüsa sahip Türkiye teknoloji alanında Dünyanın en ileri  ülkeleri arasında yer alan İsveç tekelci sermayesinin iştahını kabartıyor. Geçtiğimiz yıl İsveç Hükümeti İhraç Konseyi’ne Türkiye’ye İsveç teknolojisinin yatırım yapmasını sağlamak için özel bir görev verdi. Daha önce yayımlanan bir raporda da Türkiye’de çevre teknolojisine yoğun bir talep olduğu ve İsveç şirketlerinin Türkiya pazarlarına yoğun ilgi gösterdikleri belirtiliyor. 

Bu yılın Mart ayında da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün İsveç’e yaptığı ziyaret sırasında iki ülke arasında “Stratejik Ortaklık Belgesi” imzalandı. Böylelikle iki ülke arasındaki ekonomik ve politik ilişkilerin geliştirilmesi ve İsveç’in Avrupa Birliği üyelik sürecine tam olarak destek vermesi kararlaştırıldı. Bu arada Türkiye’nin enerji ve çevreci teknolojilere yapacağı yatırımlar için iyi niyet sözleşmesi de imzalandı. Bu amaçla İsveç Hükümetinin her yıl 5 milyon kronluk bir fon ayırması kararlaştırıldı.

İki ülke arasındaki işbirliği bu yılın Temmuz ayında İsveç Hükümeti’nin İsveç’in İstanbul Konsolosluğuna Kültür Danışmanı atamasıyla daha da geliştirildi. Gezi Parkı eylemlerin sürdüğü, ABD ve Avrupa ülkelerinin gösterileri kanla bastıran AKP ve Erdoğan’a sert eleştiriler yönelttiği dönemde alınan bu karar Türkiye ve Erdoğan’ı destekleme amacını taşıyordu.

Erdoğan’ın son gezisinde yanında Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ı getirmesi, İsveç Enerji Bakanı Anna-Karin Hatt’la birlikte enerji tesislerinde incemelerde bulunması İsveç’in Türkiye’ye yönelik hedef ve yatırımlarını gerçekleştirmede önemli ilerlemeler kaydettiğinin göstergeleri.

İKİ YÜZLÜ POLİTİKA BASIN TOPLANTISINDA DA SÜRDÜ

İsveç’in iki yüzlü ve Türk devletini destekleyici politikaları İsveç’te düzenlenen basın toplantılarda da kendini gösteriyor. Eleştirel sorular yöneltebilecek gazetecilere söz hakkı tanınmıyor. Kurallara göre akredite edilen tüm gazetecilerin soru sorma hakları var. Ancak pratikte İsveç ve Türk yetkililerin tercih ettikleri gazetecilere soru sorma hakkı tanınıyor.

Başbakanlık binasında yapılan son basın toplantısının çok kısa sürede bitmesine özen gösterildi. İki Türk, iki İsveçli gazeteciye soru sorma imkanı tanındı. Soru sormak için parmak kaldıran Türk gazetecilerin seçimini Erdoğan’ın basın danışmanı, İsveçli gazetecileri de Reinfeldt’in Basın Sekreteri belirledi. Muhalif medyada çalışan gazetecilere soru sorma hakkının tanınmadığı basın toplantısı 26 dakika içinde tamamlandı.

AKP İktidarının baskıcı politikasını hem basın toplantısı, hem de AKP iktidarı ve Erdoğan’ı protesto için yapılan gösteride de kendisini gösterdi. Erdoğan’ın korumaları basın toplantısının yapıldığı salonunun her tarafına yayılarak Türkiye’deki baskıcı atmosferi İsveç Başbakanlık binasına taşıdıkları gibi parlameto dışında yapılan protesto göserisini gözetleme ve göstericilerin kimliklerini belirleme girişiminde bulundular.

Ancak durumu fark eden İsveç Güvenlik Polisi (Sepo) İsveç topraklarında topraklarında göstericilere baskı yapmaya ve istihbarat toplamaya aymazlığı gösteren Türk polisini meydandan uzaklaştırdı.

Erdoğan’ın bir günlük İsveç siyaseti sona erdi ancak İsveç Hükümetinin Erdoğan ve AKP İktidarı karşısında gösterdiği ilkesiz ve teslimiyetçi tutum ile Türk polisinin tutumunun  İsveç’te yeni tartışmalara yol açması bekleniyor.

Aydınlar, demokratik kitle örgütleri ve muhalefet partilerinin taleplerine kulaklarını tıkayarak Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerine tavır almadığı gibi Erdoğan’a övgüler düzen Reinfeldt ve Bildt’e yönelik tepkiler artacağa benziyor.