İsveç Sol Parti Milletvekili Jens Holm, yazılı bir önergeyle Avrupa Birliği Bakanı Birgitta Ohlsson’a Hasankeyf’i sular altında bırakacak Ilısu Projesi’nin  iptal edilmesi için ne yapmayı düşündüğü sorusunu yöneltti.

Önergede Suriye’deki iç savaşın gölgesinde, Türkiye’de, medeniyetin beşiğinde yağmalanmanın sürdüğü, Türk devletinin arkoloji, kultür tarihi, ekoloji ve uluslararası hukuk uzmanlarının tüm karşı çıkışlarına rağmen verimli Dicle havzasında modernlik adına 14 ilçe ve 52 köyü sular altında bırakacak barajı inşa etme çalışmalarını sürdürdüğü belirtiliyor.

Dünya Bankası’nın da Ilısu Projesine karşı çıktığı, daha önce proje içinde yer alan tüm Avrupa ülkeleri, bankaları ve şirketlerinin projeden çekildikleri belirtilen önergede, Türkiye, Avrupa ve Latin Amerika’daki çevre örgütlerinin projeye karşı çıkmalarına  ve bir mahkemenin baraj yapımını durdurma kararı almasına rağmen pratikte hiç bir şeyin değişmediği ve Türk Hükümetinin uyarıları dikkate almadığı ifade ediliyor.

Türk devletinin gezi olayları sırasında olduğu kibirli, kendini beğenmiş ve uzlaşmasız tutumunu sürdürdüğüne dikkat çeken Holm, bir çöküntü riskinin söz konusu barajın ömrünü 50 yıla düşüreceğini ifade ediyor.

Holm, projenin gerçekleşmesinden sonra Dicle Nehrindeki balıkların azalacağı ve malarya hastalığının yaygınlaşabileceği uyarısında bulunuyor.Barajın inşa edilmesiyle onbinlerce tarihi eserin sular altında ve 70 bin Kürdün topraklarını terk etmek zorunda kalacağına dikkat çekiyor.

Türk devletinin halkın taleplerini duyma ve yerine getirmede isteksiz davrandığını belirten Holm, bölgede yaşayanlarının çoğunluğunun Kürt olduğunu  ve ikinci sınıf vatandaş muamelesine tabi  tutulduklarını söylüyor. Ve tüm bunların uluslararası yasalara karşı olduğunu belirterek  konunun Türkiye’nin Avrupa Birliği’yle üyelik  müzakerelerinde gündeme getirilmesini talep ediyor.