Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin gençlik örgütü SSU'nün Stockholm il, ilçe ve semt yöneticilerinin katıldıkları panelde Çetin, Türkiye ve Kürdistan'daki gelişmeleri 1923'ten itibaren ele aldıktan sonra konuşmasını AKP'nin kurulmasından sonra yaşanan gelişmeler üzerinde yoğunlaştırdı.

AKP ile Gülen Hareketi arasındaki ilişkileri de ele alan Çetin, Recep Tayyip Erdoğan'ın AKP'yi kurmadan önce Fethullah Gülen'den icazet aldığını ve her iki grubun ülkeyi koalisyon yaparak yönettiklerini söyledi.

AKP Hükümeti'nin ilk iktidara geldiği yıllarda Avrupa Birliği ile yakınlaştığını ve kendisini şaşırtan pek çok reformlar, sağlık ve eğitim sisteminde düzenlemeler yaptığını, komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurduğunu ifade ettikten sonra Recep Tayyip Erdoğan'ın 2013 yılındaki Gezi Parkı direnişinin ardından daha otoriter bir politika izlemeye başladığına dikkat çekti.

AKP Hükümeti'nin Kürt sorununda da geleneksel politikayı bir yana bırakarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve PKK ile barış görüşmelerine başlamasının ülkede yumuşamayı sağladığını gibi geniş yığınların takdirini kazandığını söyledi.

7 Haziran seçimleri öncesi milliyetçi ve şoven çevrelerin desteğini kaybettiğini anlayan Erdoğan'ın barış sürecini sabote etme girişiminde bulunduğunu ve seçimlerden sonra parlamentoda çoğunluğu kaybeden Erdoğan'ın yeniden savaş politikasına yöneldiğini söyleyen Çetin şunları kaydetti:

“Kürt ve diğer azınlıklar, feministler ve dıştalanan kesimleri bir araya getiren HDP bu seçimlerde % 13,2 oranında oy alarak büyük bir başarı gösterdi. Çoğunluğu kaybettiğini anlayan Erdoğan HDP'ye yönelik saldırıya geçti. Kürdistan'da savaşı yeniden başlattı. Ama buna rağmen HDP yeniden parlamentoya girmeyi başardı.”

15 Temmuz darbe girişimi sırasında ve sonrasında yaşananların darbenin kimler tarafından yapıldığı konusunda pek çok soru işaretlerini barındırdığını söyleyen Çetin, darbeden hemen bir gün sonra toplu tutuklamalara başlanmasının hükümetin darbeye hazırlıklı olduğunu ve tutuklama listelerinin çok daha önce hazırlanmış olduğunu gösterdiğini söyledi.

Darbe girişiminin ardından Erdoğan'ın tüm muhalefeti ortadan kaldırmak için demokratik hak ve özgürlükleri ortadan kaldırdığını ve HDP Eşbaşkanlarının da aralarında yer aldığı HDP milletvekillerinin tutuklandığına dikkat çeken Çetin, “Bizler İsveç Sosyal demokratları olarak kardeş partimiz HDP ile dayanışmamızı sürdüreceğiz ve sürdürmeye devam edeceğiz. Dışişleri Bakanı Margot Wallström, HDP milletvekilleri ve belediye başkanlarının bırakılmasını talep etti ve geçtiğimiz günlerde Avrupa Parlamentosu tarihi bir karar alarak Türkiye ile üyelik müzakerelerini dondurdu. Ben, bunu AKP ve Erdoğan'ın imha politikasına karşı güçlü bir çıkış olarak görüyorum” şeklinde konuştu.