Stockholm’de hafta sonu ırkçı ve faşist “İsveçlilerin Partisi”nin düzenlediği gösteride “İsveç İsveçlilerindir” sloganları atılırken faşist partinin lideri Stefan Jacobsson, İsveç’in ilticacı alımını durdurmasını talep etti ve İsveçlilere daha çok çocuk doğurmaları çağrısında bulundu.

Ancak faşist gösteri güçlü bir direnişle karşılaştı. Irkçıların yaptıkları konuşmalar yuhalamalar, atılan sloganlar ve çalınan borozan ve düdüklerle bastırılırken, yürüyüş sırasında ırkçılar sık sık durmak zorunda kaldı. Irkçılar polisin caddeleri boşaltması ve ırkçılık karşıtlarını uazklaştırması sonucu yürüyüşlerini güçlükle tamamlayabildi.

Irkçı ve faşistlerin gösteri yapmasını protesto etmek amacıyla aynı gün Stockholm’un değişik meydanlarında farklı gruplar tarafından çeşitli gösteriler yapılırken, bazı gruplar da ırkçı gösterinin yapılacağı Humlegården Parkı’nda toplandı. Daha çok gençlerin oluşturduğu grubun ırkçılara yaklaşmasını engellemek için polis yoğun önlem aldı. Gazetecilerin bile ırkçıların konuşma yapacakları alana girmelerine izin verilmedi.

Irkçıların güvenliğini sağlamak için polis helikopteri, atlı ve köpekli polisler devreye sokuldu. Göteborg ve Malmö illerinden polisler getiriildi. Gösteriye katılan 200 civarında ırkçı 300 civarındaki polis tarafından korundu.

Irkçıların yürüyüşe başlaması üzerine ırkçılık karşıtları su balonları, pet şişeleri, bengal ateşi ve havai fişekler atarak yürüyüşü engellemeye çalıştı. Polis 8 ırkçılık karşıtını gözaltına alırken olaylar sırasında iki polis yaralandı.

DAHA ÇOK ÇOCUK YAPIN

“Bin yıllık İsveçlilik-Mavi-sarı bağı koparma” adı verilen ırkçı gösteride sık sık “İsveç İsveçlilerindir” solganı atılırken Parti Başkanı Stefan Jacobsson, İsveç’in göçmen alımını durdurmasını talep etti. Mavi-Sarı bandın kopmaması ve İsveç’in demografik yapısının değişmemesi için İsveçlilere daha çok çocuk doğurmaları çağrısında bulundu.

Partinin Nykvarn Belediye Meclis Üyesi Daniel Spansk da, İsveç’in entegrasyon politikasını terk edip asimilasyon politikası uygulamasını istedi. Ancak göçmenlerin asimile olmasıyla İsveçli olamayacaklarını tam bir asimilasyonun ancak 5 veya 6 nesil sonra gerçekleşebileceğini belirtti.

Irkçılık karşıtları ise “Sokaklarda nazileri istemiyoruz”, “Yaşasın enternasyonalist dayanışma” gibi sloganlar atarken yürüyen ırkçılara pek çok kişinin “Nazi domuzlar” diye bağırdıkları gözlendi.

MİLLETVEKİLİNDEN FAŞİST GÖSTERİYE DESTEK

Irkçı ve yabancı düşmanı parti “İsveç Demokratları”nın Milletvekili Stellan Bojerud Twitter’den İsveçlilerin Partisi’nin başkanına “İsveç halkını desteklemek için pek çok etkinlik yaptığınızı görüyorum. Çok iyi” diye mesaj göndermesi tepkilere yol açtı. İsveç Demokratları’nın parti yöneticileri Bojerud’dan açıklama yapmasını isteyeceklerini söylerlerken, Bojerud belirttiği düşünceden taviz vermeyeceğini açıkladı.

IRKÇI FAALİYETLERDE ARTIŞ

Irkçı ve yabancı düşmanı parti ve akımların gelişim ve etkinliklerini belirlemek amacıyla kurulan Expo Dergisinin yaptığı araştırmalar ırkçı ve faşit grupların sayılarında azalma görülürken etkinliklerinde bir artış olduğunu gösteriyor.

2008 ve 2009 yıllarında aktif 40 ırkçı grup ve parti varken bu sayı geçtiğimiz yıl 18’e düştü. Sayılarındaki azalmaya karşın az sayıda ırkçı grup çok daha fazla etkinlik gerçekleştirmeye başladı.

Irkçı faaliyetler bir önceki yıla kıyasla 2012 yılında % 24 artış göstererek 1824’e yükseldi. Bunun 1024’ü dün Stockholm’deki gösteriyi örgütleyen “İsveçlilerin Partisi” tarafından gerçekleştirildi. Falliyetlerin çoğunluğunu gösteriler ve ırkçı kesimlerle yapılan salon toplantıları oluşturuyor. Parlamento’da yer alan İsveç Demokratları’nı pasif bulan bazı ırkçıların saflarına katılmasıyla partinin üye sayısında da bir artış olduğu gözlemleniyor.

İkinci sırada ise 435 etkinlikle “İsveç Direniş Hareketi” ve üçüncü sırada “Ulusal Demokratlar” yer alıyor.

IRKÇI VE POPÜLİST PARTİLER POLİTİKAYI ETKİLİYOR

Avrupa Birliği’nin İltica ve göçmen politikasından sorumlu İç İşleri Bakanı Cecilia Malmström geçenlerde Stockholm’un Gotland Adası’nda düzenlenen bir konferansta Avrupa’da artan popülizm, yabancı düşmanlığı ve ırkçılığın sadece davranışlara yansımakla kalmayıp politik yaşamda da kendini hissetirdiğini, büyük partileri ve gündemlerini etkilediğini söyledi.

Göçmen ve iltica sorunlarıyla ilgilenen biri olarak bakanlar arasındaki tartışmalara ve yükselen ırkçılığa karşı ilgisiz kalındığına tanıklık ettiğini söyleyen Malmström, “Sık öne sürdükleri gerekçe zamanları olmadığı ya da seçmenlerinin bu sorunu önemli bulmadığı” şeklinde konuştu.

Aşırı sağcı ve popülist partilerin bir çok ülkede güçlenmekte olduğu ve bugüne kıyasla Avrupa Parlamentosu’nda güçlü bir şekilde temsil edilecekleri uyarısında bulunduktan sonra “Bu sıralar ortak çalışma yapmadıkları için etkileri hissedilmiyor. Ama şimdi işbirliği yapmaya başladıklarını görüyoruz. Ayrıca Yunanistan’da Altın Şafak gibi partilerin Parlamentoya girme riskini taşıyoruz. Bu doğal olarak gelecekte çıkarılacak yasaları etkileyecek” diyor.

Bu işbirliğinin uzun süre almasının kendisini şaşırttığını belirten Malmström, bunun nedeni olarak Kuzey Avrupa ülkelerindeki yabancı düşmanı partilerin Güney Avrupa’dakilerden hoşlanmamalarını gösteriyor. Ancak son dönemlerde işbirliği yapmaya başladıklarını ve bunun daha güçlü bir platform oluşturmasıyla sonuçlanacağını belirtiyor ancak bunun kendisini şaşırtmadığını ama oldukça kaygılandığını söylüyor.