İsveçli vekil: ‘İsveç yeni bir Kürt politikası belirlemeli’
İsveçli vekil: ‘İsveç yeni bir Kürt politikası belirlemeli’
İsveçli vekil: ‘İsveç yeni bir Kürt politikası belirlemeli’
Ortadoğu’nun parçalanma süreci yaşadığı dönemde Kürtlerin daha önemli roller üstlendiklerini söyleyen Halk Partisi Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Fredrik Malm, parlamentoya verdiği önergede, İsveç’in Ortadoğu’da meydana gelen gelişmeleri göz önüne alarak bölgesel perspektifli yeni bir Kürt politikası belirlemesini istiyor.
Yeni Kürt politikasının parlamentoda tartışılarak belirlenmesini isteyen Malm, aradan 100 yıl geçmesine rağmen bölge ülkelerinin Kürt sorununa hala çözüm getirmediklerini hatırlattıktan sonra tarihsel gelişimi içinde Kürt sorununda yaşanan evrelere dikkat çekiyor.
Osmanlı devletinin çözülme sürecinden sonra Kürtlerin Irak, İran, Suriye ve Türkiye’de azınlık konumuna düştüklerini, merkezi iktidarlarını güçlendiren bu ülkelerin Kürtlere yönelik kapsamlı baskı ve asimile politikalarını yürürlüğe soktuklarını ifade ediyor.
Bu politikaya tepki duyan Kürtlerin direniş gösterdiklerini ve direnişin zaman içinde silahlı ayaklanmaya ve kapsamlı protesto eylemlerine dönüştüğünü hatırlatıyor.. Ortadoğu’nun parçalanma sürecine girmesiyle bölgede Kürtlerin daha önemli roller üstlendiklerini belirten Malm, önergesinde bölgedeki durumu şu cümlelerle dile getiriyor:
“Irak’ta Kürt bölgesinde Kürdistan’ın federal bir statüsü var. Bölgenin Cumhurbaşkanı bağımsızlık ilanı için halk oylaması yapılacağını açıkladı. Türkiye’de PKK-gerillasıyla hükümet arasında barış görüşmeleri devam ediyor. Suriye’de Kürt askeri güçleri ülkenin kuzeyini denetimi altında bulunduruyor. Bütün bu süreçler bölgede ilerlemesini sürdüren terör örgütü DAİŞ tarafından tehdit ediliyor. Ancak çok açıktır ki artık Kürtler güçsüz azınlık rolunü kabul etmiyor.”
ABD’NİN BOMBALAMALARI KÜRT CEPHELERİNİ KORUMADA YETERSİZ
Tüm be nedenlerden dolayı İsveç’in yeni bir Kürt politikası formüle etmesi gerektiğini belirten Malm, Irak’ın on yıllardan, Suriye’nin de 4 yıldır çözülme süreci içinde olduğunu, bu ülkeler arasındaki sınırların sadece kağıt üzerinde kaldığını belirtikten sonra, DAİŞ çetelerinin Kürtlerin yaşadıkları bölgelere yoğun saldırılar yaptıklarına dikkat çekiyor.
ABD’nin önderliğindeki koalisyon güçlerinin bombalamalarının Kürt cephelerini korumakta yetersiz kaldığını, ağır silahlarla donaltılmış DAİŞ’e karşı Kürtlerin hafif silahlarla direndiklerini hatırlatan Malm, “Sivillerin korunması için daha kapsamlı uluslararası sorumlulukların üstelilmesi gerekir. İsveç Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nde buna işaret etmeli ve uluslararası toplumun çaba göstermesi için çalışmalıdır” diyor.
İSVEÇ KÜRTLERE ASKERİ YARDIMDA BULUNMALI
DAİŞ çetelerinin saldırılarına karşı korunabilmeleri için İsveç’in Kürtlere askeri yardımda bulunması gerektiğini belirten Malm,bunun İsveç’in askeri malzemelerin ihracını belirleyen yasa ile uyumlu bir biçimde yapılabileceğini söylüyor.
İsveç’in Irak ve Suriye’de sivillerin yaşamlarının korunması konusunda bir karar almasının Kürtlere silah verilebilmesi için yeterli olacağını ifade ediyor.
Ortadoğu’nun geriye doğru dönüş yaptığı süreçte dış dünyanın olumlu yönde gelişme potansiyeline sahip olan bölgeleri belirlemesini ve ona uygun yatırım yapmasını isteyen Malm, aynı şeylerin Suriye’de Kürt güçlerinin denetimi altında bulunan üç kanton için de geçerli olduğunu hatırlatıyor.
DAİŞ’ın Kobanê’ye çok yoğun saldırılar yönelttiğini, oranın düşmesi halinde çetelerin diğer iki kantonu ele geçirme riskinin bulunduğunu belirtikten sonra, “Ama bu bölgeler korunursa İsveç ve batı için demokrasinin gelişmesi ve azınlıkların korunması açısından bölgeyi etkileme olanağı olabilir” diyor.
İRAN’DAKİ KÜRTLER UNUTULMAMALI
Dış dünyanın Kürt sorununa çözüm kalıcı bir çözüm bulma arayışlarına girdiği bir dönemde İran’da Kürtlere yönelik baskı ve idamların devam ettiğini, İran’ın teokratik yapısı ve iktidarın merkezileştirilmesinin Kürtlerin yaşadığı bölgedeki gelişimi imkansız hale getirdiğini belirtiyor.
İran’ın bölgede gösterdiği yıkıcı tutumu ülke içinde vatandaşlarına da aldığını söyleyen Malm, Uluslararası toplumun İran’daki gelişmeleri yakından izlemesi gerektiğini, insan haklarının ve demokrasinin İran’nın nükleer programı tavizlerine kurban edilmemesi gerektiğini söylüyor.
Malm, İsveç’in Kürtler, Azeriler, Beluciler, Araplar ve diğer azınlıkları baskı altında tutan İran’daki yasaları belirlemesini ve buunların değiştirilmesini gündeme getirmesini de talep ediyor.