Türk devleti, çember içine aldıðı Kürtlerden direniş gördükçe, öç alma hırsıyla, sınırların çok ötesine uzanıyor, 10 bin metre yükseklikten, Kandil daðlarına bomba yaðdırıyordu.
Ne de olsa, Kandil daðları, hava savunma sisteminden yoksun, dolayısıyla açık alan, küçük atom niteliðindeki bomba yaðmuruna sessiz, tepkisizdi. Bombalar, Türk ırkçılıðı güdüsünde, düşmana zaiyat propagandaydı. Türklerden kimsenin, “sen ne hakla, boş yere, nafile çabayla vergimizi o daðlara bomba olarak yaðdırıyorsun? Kürtler içerde“ diye soru sorma cesareti, gücü, niyeti de yoktu.
Onun için, geçtiðimiz kış ayları boyunca, ölüm bulutlarına hiç ara vermediler. Ýçeride karşılık gördükçe, bombaları götürüp daðların tepesinden boca ettiler. Türk Genelkurmayı dün, bir günlük seferin bilançosunu “9 sorti yaptık, hedefleri bombaladık” övünmesiyle açıklıyordu.
“Vurduk“ diye övündükleri hedef, Kandil’in eteklerinde berhava olan koyun sürüleri, toz bulutuna boðulan mezarlıklar, meyve bahçeleri, sivil, savunmasız köylerdi. Kanı akan 80 yaşındaki ihtiyar Muhammed Ýbrahim’di.
Otlar, çiçekler, aðzı, dili, kimseye zararı olmayan hayvanlar öldükçe, Kürt çocukları top atışlarıyla korkutulup, Roboskî düzlüklerinde bir araya toplanarak havadan bombalandıkça insaniyetini sevdiðim Paçoz kabadayı, cinayetleriyle övünen katil utanmazlıðıyla, “ne çok düşman öldürdük“ diye sırıtıyor, üstüne üstlük yaşama hakkı savunucusu kesilip, “Suriye’de siviller acı çekiyor” diyebiliyordu.
TC, Avrupa Uluslararası Ýnsan Hakları Mahkemesi kararıyla, insani hakları katleden birinci, fakat o, Suriye’de demokrasi mevzilerini savunan atlı...
Demokrasinin karizmasına bakın ki, ırkçı hedef tahtasında, Kürt olmaktan başka suçu olmayan 10 bin kişi, toplama kampında. Demokrasi dedikleri seçim, ama seçilmiş 38 belediye başkanı, hapiste. Hepsi duruşu, görüşü nedeniyle ırkçı darbeye uðramış.
Kürt gazeteciler, aydınlar, avukatlar ve sonunda sıra sendikacılara da geldi. Dün, sefer KESK üzerineydi. Bir vuruşta, en başta lideri Lami Özgen, 65 tane sendikacı, hırsız, katil muamelesiyle kelepçelendi. Irkçı güdüleri kabarmış kabadayının sendikalardaki Kürt avıydı, bu. Kelepçelenenlere, her dakika yenileri ekleniyordu.
Kamuoyu vicdanı, polisçe sürüklenerek götürülenleri, rejimin hizmetinde emeði satmayanlar olarak biliyor. Gerçek de budur. Onlar sarı sendikacılıkla mücadele ettikleri için ırkçı darbenin kurbanları…
Rejimin cici sendikacısı AKP saflarında milletvekili. O nedenle, sendikacıların bileklerine takılan kelepçe, namuslu duruşun şeref madalyası olarak ışıldıyordu, vicdanlarda.
Tanklar, toplar, uçak ve helikopterlerin kullanıldıðı, daðın, taşın bombalarla serada çevrildiði bir iç savaşın yansımalarıydı, toplama kampları…
Sivil Kürtler, rehin alınmış esir…
Paçoz, sivil Kürtlere kabadayılanıyor, ama kendisi de esir. Onun esareti başka türlü. Satın alınmış, kiralanmış, bedeni ve ruhuyla başkasına ait olmuş biri…
Yular başkasının elinde olan, yalandan kabadayı.
Durup dururken, Ýsrail’e sataşmış, egemenlik haklarını ihlal için gemi dolusu adam göndermişti, yakın zamanda. Sonrası 9 ölü ve esir alınmış gemiyle, içindekiler…
Bölgesel kabadayı olup, etrafa posta koyayım derken ne çalımı, ne de yandan çarklı karizması kalmıştı…
Ama altında kaldıðı bu darbenin utancıyla haddini bileceðine, Suudiler ve Katar hesabına, Suriye’nin başına bela oldu. Sınırda, katillere eðitim kampları, Amerikan Newyork Times gazetesinin yazdıðına göre, parası Suudiler ve Katar’dan silah sevkiyatını hızlandırmıştı…
Suriye’yi kanattıkça, Suudiler karşılıðında dolar pompalıyordu. Şehircilik Bakanının açıkladıðına göre, en son 10 milyar Dolarlık bir baðış yoldaydı. Suudilerin dolar musluðu aktıkça Başbakan Recep, “ekonomik kriz, bizi teðet geçer“ diye yüksekten atıyordu.
Devlete bakın siz; başkasının çıkar savaşında kiralık asker!..
Suudilerin dolarları sadece, Suriye’yi harabeye, sokaklarını kan gölüne çevirecek terör rüzgarına gitmiyordu. Götürme bölüşümden arta kalanlar, bomba olarak Kürtlerin tepesinde patlıyordu.
Dolarların hakkını verme güdüsü, en son hedef keşif uçuşu olarak ödenirken, uçak Suriye tarafından mı, Ýran ya da Rusya tarafından mı, henüz bilinmiyor, ama vurulup düşürülüyor, bölgesel kabadayının karizması fena halde çiziliyordu.
Karizma berbat ama, karşılık verme gücü de yoktu. Çünkü Suriye tek deðildi. Suriye’nin ardında, doðalgaz ve petrol konusunda avuç açmaya mahkum olduðu Rusya, Ýran vardı. Enerjiyi gözden çıkarsa, bir avuçluk gerillaya oyuncak olmuş gücüyle iki deve çatma cesareti, Amerika ve NATO’nun da, onun kabadayılık gösterisi için, dünya savaşını başlatacak hali yoktu.
Onun için, misilleme masalı öteye savruldu. Tıpkı Ýsrail önlerinde başına dolanan gemi olayındaki gibi yalancı kabadayılıðın ötesine geçemedi. Karizması fena halde çizildi.
Yan yatmış, çamura batmış, berbat olmuş karizması, yerde sürünen kibirinin yarasıyla kala kaldı, bölgesel kabadayı…
Kaynak: Yeni Özgür Politika