‘Kadın hakikati ve özgürlüğünün tek yolu Öcalan’ın felsefesidir’

‘Kadın hakikati ve özgürlüğünün tek yolu Öcalan’ın felsefesidir’

DAİŞ çetelerinin saldırıları sonucunda yerlerinden göç etmek zorunda kalan ve Suruç belediyesi tarafından açılan Şehid Gelhat Çadır Kentinde kalan Kobanêli Leyla Omer, kadının öncü güç olduğu Kobanê direnişindeki kadın mücadelesini anlattı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın felsefesiyle kadının kendi hakikatini gördüğünü söyleyen Leyle Omer, kadınların köleci yaşamı ortadan kaldırdıklarını dile getirdi.

Kobaneli Leyla Omer(32) Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın felsefesinde kadının yeri hakkında konuşarak kadının 5 bin yıldır erkek zihniyetince bitirilme noktasına getirildiğini dile getirdi. Bunun karşısında Önder Apo’nun felsefesiyle hakikatle tanışarak direnme gücü kazandıklarını söyledi. Kobanê direnişiyle insanlık onurunun korunduğuna değinen Leyla Omer aynı zaman da Kürtlerin de varlık ve yokluk savaşı olduğunun altını çizdi.

’KÜRT HALKI 19 TEMMUZ’LA KENDİ GERÇEKLİĞİNİ GÖRDÜ’

Kobanêlilerin 19 Temmuz’la kendi özgürlüklerinin tadını aldığını söyleyen Leyla Omer konuşmasına şöyle devam etti: “Kürt halkı kendi gerçekliğini gördü. Esad rejimi halkı köleliğe alıştırmıştı. Bu zihniyete karşı 19 Temmuz gününde YPJ/YPG savaşçılarında kendi gücünün farkına vardı. Kendi halkının kadim bir kimliğe sahip olduğunu gördü ve önder Apo’nun felsefesiyle uyandı. Halkımız artık özgürlükle tanımaya başladı, tadını aldı ve Kobanê direnişiyle halklar özgürlükle tanışma fırsatını yakaladı. 19 Temmuza gününe kadar çocuklarımız Araplar için emeklerini harcıyorlardı ve ona rağmen zulüm görüyorlardı. Ama 19 Temmuz devrimiyle halk artık çocuklarının gerçekliğini sorgulamaya başladı.”

‘KADIN HEM TOPLUMUN HEM DE HAKİKATİN ÖNCÜSÜDÜR’

19 Temmuz devriminin kadın öncülüğünde geliştiğini dile getiren Leyla Omer şöyle dedi: “Her şeyden önce kadın anadır. Çocuğunu kucakladığı gibi silahını kucaklamasını da bildi. Kobanê ile kendi çocuğu arasına herhangi bir fark koymuyordu. Kobanê direnişinde kadın, dünyadaki rolünü oynadı aslında. Hem Kobanê nin anası hem de savaşçıların anasıydı orada savaşan. Kendi savunmasını yapıyordu hem de öz savunmayı derinleştiriyordu. Kadın Şilanların, Viyanların ve Zelallerin takipçisi ve savunucusuydular. Kürdistan dağlarında onlarca yıldır savaşan kadın gerillaların emeklerine olan bağlılıklarının ifadesiydi Kobanê. Kadın hem toplumun hem de hakikatin öncüsüdür.”

‘KADININ İÇİNDEKİ SANATTIR DEVRİM’

Kobanê deki kadın direnişinin bütün bir Kürdistan’ı etkilediğini söyleyen Leyla Omer  “ Kobanê deki kadın, gücünü içinde ki sanattan alıyordu. Sanatı da yüreğindeki cevherden yaratıyordu. Tarih boyunca her şey erkekler için tanımlandı ve kadına biçilen ‘hiçlik’ ti. Bütün bir yaşam kadına yasaklanmıştı. Ama hakikat de anaların içinde saklıdır. Kadın önder Apo’nun felsefesin de yeşerdi. Önder Apo kadının görmesini ve duymayan kadına kulak verdi. Kadının toplumun yarısı olduğu söyleniyordu ama önder Apo felsefesiyle kadın kâmil bir toplumun ifadesi ve sahibiyim diyor” diye konuştu.

‘KADIN ÖNDER APO’NUN EMEĞİNİ SAHİPLENMELİDİR’

Kadının Önder Apo’nun felsefesiyle kendi hakikatiyle buluştuğunu dile getiren Leyla Omer konuşmasına şöyle devam etti: “Kadın kendini özgür dağlarda yürütülen mücadelenin için de buldu. Artık ben insanlığın tarihçesiyim diyen tanrıça kadın gerçekliği var ve artık kendi gerçekliğini ortaya çıkaran bir kadın var. Özünde kadın her zaman için demokrattır. Nasıl ki bütün çocuklarına aynı mesafede yaklaşım gösteriyorsa, topumun tümüne de aynı yaklaşımı gösteriyor ve kadın bu gerçeklik temelinde de kendisini örgütlüyor. Toplumsal bir baskıyla erkek, kadını bitirmek istiyor ama buna karşılık olarak kendisini örgütlemiş; baskı ve köleciliği kabul etmeyen bir kadın var artık. Önder Apo kadına nasıl sahip çıktıysa kadın da aynı biçim de önder Apo’nun emeğine direnerek, ilerleyerek, özgürleşerek sahip çıkabilmelidir.”

‘ÖNDER APO ÖZGÜR VATANDAN ÖNCE ÖZGÜR KADINDAN BAHSEDİYOR’

Kadının Önder Apo felsefesin de tarihte ilk defa kendisini zengin gördüğü biçimin de konuşan Leyla Omer: “ Dağ başlarında savaşan kadın özgürlük mücadelesinden bahsediyor. Tıpkı bir gül gibi hayatlarını önder Apo için feda ettiler ve bu yine de önderliğimiz için hiçbir şey değildir diyorlar. Çünkü kadın ilk defa onun felsefesiyle kendisiyle buluştu. Önder Apo yaşamın köle bir kadınla mümkün olamayacağını söylüyor niye? Çünkü binlerce yıldır kadın zihniyetiyle bitirilmiş ve erkekleştirilmiş bir kadından bahsediyoruz. Önder Apo özgür bir vatandan önce özgür kadından bahsediyor” dedi.

‘BEN ÖZGÜRLEŞMİŞ HER KÜRT'TE DE KADININ ÖZGÜRLÜĞÜNÜ GÖRÜYORUM’

Özgürleşebilen her şeyin aynı zamanda kadının özgürlüğünü ifade ettiğini söyleyen Leyla Omer konuşmasını şöyle sürdürdü: “ Ben kadının özgürlüğünü her özgür Kürt’te, her özgür insanda, her özgür vatan da görüyorum. Kadının içerisin de yaşadığı her alan da özgürlük mutlaka olacaktır. Değerleri yaratıp geliştiren ve aynı zamanda koruyan kadındır. Özgürlüğü en çok sahiplenen yine kadındır ve önderliğini özgürleştirecek olan da yine kadın olacaktır. Kobanê direnişi nasıl ki bütün sınırları ortadan kaldırmışsa, kadın da bütün zincirleri kırarak kölelik sınırlarını ortadan kaldıracaktır. Ben özgürlüğümü Kobanê de görüyorum ve ben özgürlüğümü şehadete ulaşırken bile ‘ben vatanıma borçluyum’ diyenlerde görüyorum.”

‘TÜM DÜNYANIN KİRİ KOBANÊLİ ÇOCUKLARIN AYAKLARI ALTINDA TEMİZLENDİ’

Bütün insanlığın hakikatini Kobanê devriminde gördüğünü dile getiren Leyla Omer konuşmasını şu cümlelerle bitirdi: “Bütün bir dünyanın kiri Kobanê de toplanıp bize saldırdı. YPJ/YPG savaşçılarının direnişleriyle Kobanê onlara mezar oldu. O kutsal topraklarımızın onlara mezar dahi olmasını istemiyoruz. Ey gerçekliğimi ortaya çıkaranlar, ey beni koruyanlar, ey Kobanê yî koruyanlar, ey halkını koruyanlar, ey Kürdistan’ı koruyanlar sizin mücadelenizleyim ve sizinleyim. Söz veriyorum ki mücadelenizi bırakmayacağım ve hakikatinizi tüm halklara tanıtacağım.”