‘Kadının önde olmadığı devrimden bir hayır gelmez’
‘Kadının önde olmadığı devrimden bir hayır gelmez’
‘Kadının önde olmadığı devrimden bir hayır gelmez’
1. Ortadoğu Kadın Konferansı’nda konuşan PYD Eş Başkanı Asya Abdullah, "Kadının önde olmadığı devrimden bir hayır gelmez" dedi. Abdullah, “Suriye için biz kadınlar yeterince mücadele etmezsek Mısır ve Tunus’ta olduğu gibi devrim sonrası aynı şeyleri bizler de yaşayacağız” dedi.
DÖKH’ün “Jin, jiyan, azadi” sloganıyla organize ettiği, Paris’te katledilen üç Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’e atfedilen 1. Ortadoğu Kadın Konferansı, Amed'teki The Green Park Otel’de ikinci günüde devam ediyor.
BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk’un çağrıcılığını yaptığı konferansın ilk gününde, BDP İstanbul Milletvekili, HDK sözcüsü ve DÖKH aktivisti Sebahat Tuncel ile BDP Eş Başkan Yardımcısı ve DÖKH aktivisti Yüksel Mutlu moderatörlüğünde, “Ortadoğu’da Kadına Dayalı Toplumsal Tarih ve Toplumsal Cinsiyetçiliğin İnşası” başlığı tartışıldı.
Konferansın ikinci gününde, BDP Kadın Meclisi sözcüsü ve DÖKH aktivisti Pelin Yılmaz ile DTK Kadın Meclisi Sözcüsü ve DÖKH aktivisti Songül Morsümbül moderatörlüğünde, “Ortadoğu’da kadın hareketleri deneyimleri ve son siyasal değişimlerdeki rolü” tartışılıyor.
Pakistan’dan katılan sanatçı Sarah Husein’in kadının direniş sesi olduğu konferansta, Hindistan’dan aktivist Ranjana Kumari kadın mücadelesini emek mücadelesi çerçevesinden okurken Libya’dan ise Kaddafi sonrası düzeni şekillendiren kadınlardan hukuk profesörü Salwa El Daghili “geçiş dönemi adalet”, anayasa yazımı ve demokratikleşmede kadının rolünü aktardı. Fas’tan sanatçı Naima Zitan ile teatral performansların nasıl bir aktivizm alanına dönüştüğünü konuşulan konferansta, 21 yüzyılın kadın yüzyılı olacağı ifade edildi.
PYD Eş Başkanı Asya Abdullah, kadın özgürlüğü için mücadele eden Sakine Cansız şahsında kadın özgürlük mücadelesi şehitlerini selamlayarak sözlerine başladı. Rojava’da tutuklanan Naziye Keçel’in akıbetinin belli olmadığını ifade eden Abdullah, “Suriye’deki durum Ortadoğu’nun bir parçasıdır. Ortadoğu’daki bu direniş kapitalist savaşa karşıdır. Suriye’de Baas rejiminin Suriye halkları, kültürler üzerinde tek parti olarak her şeyi yürütmeye çalıştı. Suriye’deki devrim eşitlik ve özgürlük devrimidir. Biz Kürt halkı olarak Suriye’deki halklar için demokratik bir barış istiyoruz. PYD olarak demokratik bir Suriye’nin kurulması özgürlük ve barış için Güney Kürdistan’daki devrimin içerisinde yer alıyor ve öncülüğünü yapıyoruz. Süren çatışmalarda on binlerce insan yaşamını yitiriyor, sürgün ediliyor. Biz demokratik çözümden yanayız, ölümleri onaylamıyoruz. İki buçuk yıldan bu yana Batı Kürdistan’da yeni bir sistem kurmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Batı Kürdistan’da kurdukları sistem ile halkların kendi kendini yönettiğine vurgu yapan Abdullah, “Bu Suriye için de geçerli olmalıdır. Suriye kadınına büyük iş düşmektedir. Suriye kadının çocukları öldürülüyor. Suriye’de bütün kadınlar için bu devrimin öncülüğünü yapmak istiyoruz” dedi.
Birçok ortak çalışmalarda bulunduklarının belirten Abdullah şöyle konuştu: “Bugün kadınların önündeki demokratik yollar kapanmaktadır, Suriye’deki muhalefette öncülüğü hep erkekler almakta. Kadının önde olmadığı devrimden bir hayır gelmez. Bu nedenle tüm devrimlerde kadın öncülük yapmaktadır. Tüm örgütlenmelerde, meşru savunma alanlarında kadınlar yer aldı. Dışarıdan bir müdahale olursa bizim de kendimizi savunma hakkımız vardır. Güney Batı Kürdistan’da kadınların ittifakını bir güç olarak görüyoruz, bunu ortaklaştırmalıyız. Suriye için biz kadınlar yeterince mücadele etmezsek Mısır ve Tunus’ta olduğu gibi devrim sonrası aynı şeyleri bizler de yaşayacağız. Demokratik anayasa için net tavrımızı koymalıyız.”
‘KÜRT KADINLARI OLARAK İKİ DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ’
Konferansın tarihi bir konferans olduğunu belirten Abdullah, “Suriye’de biz Kürt kadınları ulusal ve kadın devrimi olarak iki devrim gerçekleştiriyoruz. Kadın sorunu bizim için birinci sorundur. Kadın özgürleşmedikçe toplumsal bir özgürlükten bahsetmemiz mümkün değil. Kadına yaklaşım demokrasiye yaklaşımdır. Bugünden sonra da bu konferanstan çıkan kararlarla kadının mücadelesinin ilerlemesi için çalışacağımıza söz veriyoruz. Suriye deki kadının özgürleşmesi için devrime öncülük yapacağız. Devrimin tüm aşamalarında kadın kendini örgütlemiştir. Biz Kürt kadınları olarak bunun öncülüğünü yapacağız” diyerek sözlerini tamamladı.
‘BÜYÜK BİR SAVAŞIN ARİFESİNDEYİZ’
Konferansa Tunus’tan katılan Ahlem Belhadj, ülkelerindeki devrimde büyük rol oynadıklarını söyledi. Belhadj, kadınlar olarak verdikleri mücadeleye değinerek, kadın haklarının anayasaya geçmesinin önemini vurguladı. Tunus’ta kurulan kurucu meclisin anayasa yazması gerektiğini belirten Belhadi, Tunuslu kadınlar olarak mücadelelerine devam ettiklerini söyledi. “Biz şuanda şeriata karşı büyük bir savaş arifesindeyiz” dedi. Tunuslu kadınların birçok kamu alanında ve yerde şiddete maruz kaldığını belirten Belhadi, “Devlet kurumları, İslamcılar ve kadına karşı özellikle selefi gruplar kadına şiddet uyguluyor ve kadına güvenlik sağlanmıyor. Bunun üzerinde durmak lazım. Biz bu konuda kampanyalar başlatacağız. Özellikle devlet güçleri tarafından kadınlar tecavüze uğruyor. Tunus devrimi adil bir dağılım için yapıldı ancak kadınlar işsizliğin büyük bir bölümünü oluşturuyor. Tunus devrimi devam ediyor. Şuan da hareket halinde olan bir halk ve kadınlar var. Umarız bu devrim daha iyi bir hal alacak” diye konuştu.
ÇALIŞAN KADINLARIN HAKLARI İÇİN ETKİLİ ÇALIŞMA YÜRÜTÜLMÜYOR
Sözlerine YNK’nin 36’ıncı yılını kutlayarak başlayan Irak’tan katılan Ahla Kamal Ali, kadınların iş bulmasına ilişkin yeni stratejiler üretilmesi gerektiği konuşmasında, kendi bölgelerinde yaşadıklarını aktardı. İşçi sendikalarında yer alan kadınların kendi haklarını elde etmek için mücadele ettiklerini anlatarak ve Ortadoğu da iş yasasına ilişkin kadınların yaşadıkları zorlukları anlattı. Çalışan kadınların haklarından bahseden Ali, kadınlara yönelik sorunların en fazla özel sektörde görüldüğüne dikkat çekti. Sivil toplum örgütlerinin çalışan kadınlara ilişkin etkili bir çalışma yürütmediğini ifade eden Ali, çalışan kadınların haklarına ilişkin bilinçlendirilmesi gerektiğini ve durumlarının iyileştirilmesi gerektiğini söyleyerek önerilerini sundu.
‘OSLO ANLAŞMASININ HİÇBİR HÜKMÜ YOKTUR’
Filistin’den konferansa katılan Amal Alfalah, Paris’te katledilen 3 Kürt kadın siyasetçi şahsında mücadelede yaşamını yitiren tüm kadınları selamlayarak sözlerine başladı. Filistin direnişinin herşeye rağmen devam ettiğini söyleyen Alfalah, “Filistin toprakları sürekli gasp edilmekte. İki taraf arasına duvar örülmekte. Filistin devlet başkanı Abbas, topraklar üzerinde hiçbir gücü olmayan bir liderdir. İşgal güçlerinden izin almadan Abbas hiç bir yere ayrılamaz. İsrail o topraklara istediği zaman girerek istediğini alıp götürmekte. Ve Oslo anlaşmasının hiç bir hükmü olmadığını görmekteyiz. 1948 ‘de zorla göç ettirilen 7 milyon Filistinli ülkelerine geri dönmek istemekte.
Geçen yıl direnişin başlamasıyla İsrail savaş açmış ve Filistin’in büyük bir bölümü işgal edilmiştir. Ancak Filistin halkı mücadelesine devam etmiştir. Kadınlar, bu mücadelenin içerisinde yer almıştır. Bütün bu atılımların amacı siyasi kazanımlar getirmesiydi. Oslo anlaşması imzalandı ancak Filistinli çocuklar tekrar intifaya başladı. Çünkü bu anlaşmalar intifada kazandıklarımızı yok etmektedir” diye konuştu.
İsrail’in halklara açtığı savaşa ve bunun sonuçlarına dikkat çeken Alfalah “Arap Baharı”na da değindiği konuşmasında, Filistin’e özgürlük istedi.
Konferans Ortadoğulu kadınların deneyim ve mücadelelerini aktarmalarıyla devam ediyor.