Kaltenbach: Kürdistan’daki katliamlara karış uluslararası toplum seferber olmalı

Ermeni Soykırımı’nın 101. yıldönümü anmaları için İstanbul’a gelen Paris senatörü Philippe Kaltenbach, Kürt halkının özerklik talebinin meşru olduğunu vurguladı.

Ermeni Soykırımı’nın 101. yıldönümü anmaları için İstanbul’a gelen Paris senatörü Philippe Kaltenbach, Kürt halkının özerklik talebinin meşru olduğunu vurguladı. ANF’ye konuşan Kaltenbach, Kürdistan’da yaşananları büyük bir endişeyle izlediğini vurguladı. “Kürt halkı tam anlamıyla bir katliama uğratılıyor, bu kabul edilemez” diyen Kaltenbach, bu katliamlara karşı uluslararası toplumun seferber olması gerektiğini kaydetti. Kaltenbach, kalıcı bir barış için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik ağır tecridin sonlandırılması ve diyalog sürecine tekrar geri dönülmesi gerektiğini vurguladı.

Ermeni soykırımının 101. yıldönümü anmaları için İstanbul’a gelen Paris senatörü Philippe Kaltenbach, Türk devletinin Ermeni soykırımıyla yüzleşmesi gerektiğini vurguladı. Anmaya Fransız bayrağını simgeleyen renklerle katılan Kaltenbach, soykırımın bugün Papa ve birçok ülke tarafından tanınırken Türk devletinin hala buna yanaşmamasını eleştirerek, yeni bir soykırım yaşanmaması için Türkiye’nin bir an önce Ermeni soykırımı ile yüzleşmesi gerektiğinin altını çizdi. “Soykırımı reddetmek başka soykırımların yapılmasına yol açabilir, bu da kabul edilemez” diyen Kaltenbach, soykırımın tanınması için harekete geçmek gerektiğini söyledi. Bugün tam da bu seferberlik ruhuyla İstanbul’a geldiğini ifade eden Kaltenbach, soykırımın tanınması için mücadele eden Türkiye entelektüellerine destek vermeye geldiğini belirti.

‘KÜRT HALKININ ÖZERKLİK TALEBİ MEŞRUDUR’

Kürdistan’da yaşananları da büyük bir endişeyle izlediğini vurgulayan Kaltenbach, “Kürt halkı tam anlamıyla bir katliama uğratılıyor, bu kabul edilemez” diyerek, bu katliamlara karşı uluslararası toplumun mutlaka seferber olması gerektiğini kaydetti. Kürdistan’da sivil halkın katledilip zorunlu göçe tabii tutulmasına karşı özellikle Almanya’nın kayıtsızlığına tepki gösteren Kaltenbach, bu kayıtsızlığın arkasında Suriye mülteci pazarlığının yattığını söyledi. Kürt halkının özerklik talebinin meşru olduğunun ve bu talebi desteklediğinin altını çizen Kaltenbach, “Kürt halkının kendi anadilinde konuşması, ana dilinde eğitim görmesi, baskı görmeden siyaset yapması, kendi yönetimlerini sağlamaya çalışmaları gayet normal. Tüm demokratik ülkelerde bu böyle. Azınlıklarına baskı kuran devletler ancak sözde demokratik olur. Her şeyden önce Türk hükümeti Kürtlerin kültürüne, diline, yaşayış tarzına ve eşit yurttaşlık talebine saygı duymalı ve onurlu yaşamaları sağlanmalı” dedi. HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması girişimine de tepki gösteren Kaltenbach, milyonların oyuyla seçilen Kürt milletvekillerine dokunmanın, hapse atmanın seçmenin iradesine bir darbe olacağını söyledi.

TECRİT SONLANMALI, MASAYA DÖNÜLMELİ

Kalıcı bir barış için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik ağır tecridin sonlandırılması ve diyalog sürecine tekrar geri dönülmesi gerektiğini vurgulayan Katenbach, “Katleden bir devletle konuşmak mümkün değildir, o nedenle Türk devleti bir an önce Kürt halkının ve Sayın Öcalan’ın taleplerini yok saymaktan vazgeçmeli ve bir an önce çözüm masasına dönmeli” diye konuştu.

Hükümeti Türkiye tarafından imzalanan uluslararası sözleşmelere uymaya çağıran Katenbach, Kürt meselesi, basın ve ifade özgürlüğü, azınlıklara saygının da içinde yer aldığı 72 koşul yerine getirilmedikçe vize muafiyetinin gerçekleşemeyeceğine işaret eden Kaltenbach, “Türk devleti demokrasi, özgürlükler, basın ve ifade özgürlükleri konusunda baskıcı tutumunu sürdürürse güven kalmaz” dedi.

...