Karacagil ve Eroğluer İstanbul’da anıldı

Rakka’da DAİŞ çetelerine karşı savaşırken şehit düşen devrimciler Ayşe Deniz Karacagil ve Tufan Eroğluer HDP İstanbul İl Binası’nda anıldı.

Rakka’da şehit düşen Ayşe Deniz Karagil (Destan Temmuz) ve Tufan Eroğluer (Hasan Ali) “Gezi’den Rakka’ya Destan’dan Tufan’a dövüşenler kazanacak” şiarıyla İstanbul’da anıldı. HDP İstanbul İl Binası’nda gerçekleşen anmaya HDK Eş Sözücüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Devrimci Parti Genel Başkanı Ufuk Göllü, ESP Genel Başkan Yardımcısı Sıtkı Güngör, SGDF Eş Başkanları Ceren Çoban ve Okan Danacı, Dev-Güç Temsilcisi Esin Özer, HDP MYK Üyesi Piroğlu, Atılım Genel Yayın Yönetmeni Deniz Bakır, Suruç şehidi Çağdaş Aydın’ın ailesi, BÖG savaşçısı Yusufbaş Akay’ın Babası Ceyhan Akay, ÖTSP, DAF, YAKAY-DER, Demokratik Alevi Dernekleri üyeleri ve çok sayıda siyasi parti ve demokratik örgütü katıldı.

‘RAKKA ÖNLERİNDE GEZİ RUHUYLA ÖLÜMSÜZLEŞTİ’

Ayşe Deniz Karacagil ve Tufan Eroğluer’in fotoğraflarının yer aldığı “Enternasyonal devrimciler ölümsüzdür”, “Gezi’den Rakka’ya Destan’dan Tufan’a” yazılı pankartlar ve orak çekiç simgesinin mumlarla yazıldığı anmada Türkçe ve Kürtçe sunum yapan moderatör Serhat Demirtaş, her iki devrimci hayat hikayesini anlattı. İbrahim Tufan Eroğluer’in devrimci bir ailede büyüdüğünü söyleyen Demirtaş, Antalyalı Yörük bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Ayşe Deniz Karacagil’in ise, ailesi sayesinde mücadele ile genç yaşta tanıştığını aktardı. Karagil’in Gezi direnişinde kırımızı fularıyla tanındığını anımsayan Demirtaş, “Deniz, Gezi sonrası İstanbul’da Gülsuyu’nda uyuşturucu çetelerine karşı verilen mücadele sırasında vuruldu ama yılmadı. Rakka önlerinde Gezi’nin ruhu ile ölümsüzleşti” dedi.

Açılış konuşmasının ardından Ayşe Deniz Karacagil ve İbrahim Tufan Eroğluer için hazırlanan sinevizyonun gösterimi yapıldı. Gösterimin ardından Eroğluer ve Karacagil’in ailelerinin mesajı okundu.

‘ONLARIN MÜCADELESİNİ BÜYÜTMEK IŞİD ZİHNİYETİNE KARŞI DİRENMEKTEN GEÇER’

Anmada siyasi parti temsilcileri teker teker söz aldı. İlk sözü alan Devrimci Parti Genel Başkanı Ufuk Göllü, iki devrimcinin halkların geleceği için ölümsüzleştiğini kaydetti, DAİŞ barbarlığının ezilenlerin ortak düşmanı olduğunu vurguladı. DAİŞ’in bu topraklarda birçok katliam yaptığını hatırlatan Göllü, “Yoldaşlarımız bu katliamların hesabını sormak için yola düştüler. Onların mücadelesini büyütmek IŞİD barbarlığın bu ülkedeki yandaşlarına karşı direnebilmekten geçer; bu coğrafyada onların mücadelesinin takipçisi olmak, işçi sınıfını örgütlemektir” dedi.

Ankara Üniversitesinde oruç tutmayan öğrencilere yönelik dün yapılan saldırıya tepki gösteren Göllü, “Dün öğrencilere saldıran zihniyet ile, Nuriye’ye, Semih’e, Veli’ye saldıran zihniyetin IŞİD zihniyeti ile aynıdır. Yoldaşlarımız nasıl IŞİD’e karşı mücadele ettiyse biz de burada faşizme karşı sonsuz bir kararlılıkla sürdüreceğiz” diye konuştu.

49 YIL ÖNCE AYNI KARARLILIKLA…

ESP Genel Başkan Yardımcısı Sıtkı Güngör, iki devrimciyi anarken, Deniz Gezmiş’in Filistin’e nasıl gittiğini anlattı. Güngör, “20’li yaşlarında genç bir devrim neferini sırt çantasını alıp Kuşadası’na gençlik kamplarına gittiğini söyler. Fakat gittikleri yer Kuşadası’nda gençlik kampları değil, sınır boylarıdır. Yola çıktıklarında çantalarında yalnızca onlarca kitap vardı; o ağır çantalarla yola çıktılar. Sınırı geçtikten sonra Suriye milislerinin durdurması sonucu gözaltına alınırlar. 16 gün gözaltında sorguda kalırlar. Filistinli yoldaşlarımız sayesinde gözaltında çıkarlar. Gezmiş düşündüğü gibi yaşadı” dedi.

Bu mücadelenin bugün değil tam 49 yıl önce başladığını vurgulayan Güngör, “Deniz’den Deniz’e Tufan’dan akan nehirden okyanusla buluştu. Dünyayı barbar zihniyetle cehenneme çevirmiş barbarlardan halkların cennetini buluşturmak için ölümsüzleşti” diye konuştu. Deniz ve Tufan’ın hayallerini eyleme geçirdiklerini ifade eden Güngör, “Eylül’de 2013’te ölümsüzleşen Serkan, Eylem Ataş, Arin Mirkan onların kaynağıdır. Bize düşen ise onların 49 yılda yaptığı gibi anılarına bağlı kalmak ve onların mücadelelerini zaferle taçlandırmaktır” dedi.

‘ONLARIN ANISINA BAĞLI KALMAK BOYNUMUZUN BORCU’

HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, iki devrimcinin özgürlük, demokrasi, kardeşlik uğruna mücadele edip hayatlarını kaybettiklerini söyledi. DAİŞ çetelerine karşı ölümsüzleşen tüm devrimcileri anan Koçyiğit, “Bugün konuştuğunu, düşündüğünü yapan, bunun bedelini ödeyen yoldaşlarımız hakkında konuşuyoruz. Uzun süre kapitalizm bireyci bir yaklaşımı geliştirmek istediler. Bu çürümüş yozlaşmış kendinden başka kimseyi düşünmeyen kapitalist sisteme karşı başka bir anlayışı ortaya çıkardılar” dedi. Gezi direnişine değinen Koçyiğit, “Gezi toplumdan çalınan bütün egemen siteme karşı güçlü bir reddi. Gezi’den bugüne kadar Gezi’nin isyanıyla Ortadoğu’nun isyanının aynı yerden ilham aldığını görüyoruz. Toplumun, ezilenlerin, yok sayılan halkların mücadele ettiğinde eşitlikçi, özgürlükçü bir dünyayı yaratabildiğini Rojava’da gördük. Bu devrim içerisinde binlerce yoldaşımızın emeği, bedeli var. ‘Bu emeğe, bu bedele nasıl cevap olunması gerekir?’ sorusuna cevap aramalıyız. Onların anısına bağlı kalmak hepimizin boynunun borcu” diye konuştu.

‘BU KAVGA VE ZAFER BİZİM’

HDP MYK üyesi Musa Piroğlu, devrim uğruna düşenlerin ve dövüşenlerin anarak sözlerine başladı. Bu savaşın Rojava ile başlamadığını, onlarca yıldır emperyalistlerin Ortadoğu ve Kürdistan topraklarında ezilenler halklara karşı yürüttüğü savaşın devamı olduğunu vurgulayan Piroğlu, bu savaşın ezen egemen iktidarlarla mazlum haklar arasında olduğunu kaydetti. DAİŞ barbarlığına karşı sessiz kalanları ve Rojava’da savaşırken hayatını kaybeden devrimciler hakkında kara propaganda yapanlara tepki gösteren Piroğlu, “Bu kavga bizim kavgamızdır, kimse bu kavgayı küçümsemeye kalkmasın. Orada ilan edilecek zafer hepimizin zaferidir” dedi.

SDGF Eş Başkanı Ceren Çoban, “Onlar gezi barikatlarında büyüttükleri direnişte omuz omuza dövüşmenin verdiği gururla destanlaştılar” derken, Dev-Güç Temsilcisi Esin Özer ise konuşmasını, Rakka’da DAİŞ çeteleriyle hayatını kaybeden BÖG Komutanı Ulaş Bayrataroğlu’nun, “İnsan bir kez yaşar ve bir kez ölür devrimci ikisini de doğru yapandır” sözünü hatırlatarak, “İkisi de öyle yaptı” dedi. Özer, “Onların bize bıraktığı miras siper yoldaşlığıdır şimdi düşen görev mücadelelerini ilmek ilmek örmektir” diye konuştu.