Katar krizi troykayı dağıttı, Türkiye tedirgin
Körfez ülkelerinin teröre destek verdiği gerekçesiyle ilişkilerini kestiği, Katar'a yönelik ekonomik ve siyasal ambargonun Türkiye'yi etkileyip etkilemeyeceği tartışılmaya başlandı bile.
Körfez ülkelerinin teröre destek verdiği gerekçesiyle ilişkilerini kestiği, Katar'a yönelik ekonomik ve siyasal ambargonun Türkiye'yi etkileyip etkilemeyeceği tartışılmaya başlandı bile.
Türk Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Katar'a yönelik uygulamanın Türkiye'yi etkileyemeyeceğini belirtirken, Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu girişimin arkasında kimlerin olduğunu bilemediklerini ve bunu manidar bulduğunu açıkladı. ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan gezisi sonrasında gelişen Katar'a yönelik ilişkilerin askıya alınmasına, Türkiye'nin yanı sıra Almanya da tepkili. Türkiye ve Almanya'nın tepkili olmasının temel nedeni ise Katar sermayesinin yatırımları.
Katar sermayesinin Türkiye'ye son yıllarda hızlı akışı, 2011 Arap baharından sonra hız kazandı. Katar, Arabistan ve Türkiye'nin Esad'a karşıtı olan Suriye muhaliflerine hem ekonomik, hem de siyasal destek vermesiyle pekişen ilişkiler, Katar ve Arabistan'ın mali desteğiyle sağlanan silahların Türkiye üzerinden Suriye'ye gönderilmesine kadar birçok alanda işbirliğinin önünü açtı. Bu ilişkiler, hem BM, hem de uluslararası gözlemcilerin raporlarına kadar yansıdı. ABD'nin müdahalesiyle Suriye muhaliflerine yönelik desteği ŞİD ve El Kaide dışındaki örgütlere sürdüren üç ülkeden biri olan Arabistan'ın Katar'ı teröre destek vermekle suçlaması iSe işin bir başka yanı. Son bir yıla yakındır gergin olan Arabistan ve Katar ilişkileri, Türkiye, Arabistan ve Katar üçlü görüşmelerinin azalmasına kadar yansımıştı. Bu gerilim, aynı zamanda Suriye'de üçlü troyka olarak rol alan bu üçlünün de dağılmasını sağladı.
Arabistan Körfez ülkeleriyle birlikte Katar'a yönelik tüm ilişkilerini kestiğini açıklarken, Türkiye Arabistan ve Katar arasında bir tercihe de zorlandı. Türkiye'nin arabuluculuk talebine karşı Katar'ın Kuveyt'i tercih etmesi ise Türkiye açısından farklı bir handikap.
Türkiye'nin ABD, Arabistan ittifakına karşı Katar'ın yanında yer alması, Erdoğan'ın Katar'a yönelik uygulamayı manidar bulmasının temelinde Türkiye-Katar arasında yaşanan ekonomik ilişkiler olarak biliniyor
Dünya genelinde 355 milyar dolar yatırımı bulunan Katar, Türkiye'de yatırım yapan yabancı ülkeler arasında 18 milyar dolar ile 7'nci sırada bulunmaktadır. Türkiye-Katar arasında ithalat ve ihracat rakamlarına baktığımızda ise, 2016 yılında, 421 milyon dolarlık ihracat, 271 milyon TL ithalat yapıldığını görmekteyiz.
2012 yılından bu yana Katarsermayesi, AKP hükümeti ve bizzat Erdoğan'ın girişimleriyle Türkiye'de birçok sektörde karlı firmaları satın alarak piyasaya girdi.
Katar firmaları, Abank, Finansbak Digitürk ve Boyner'in yüzde 30, BMC'nin ise yüzde 50 hissesinin alınması, enerji ve turizm alanında yeni ortaklıkların kurulması gibi birçok alanda faaliyet göstermeye başladılar. Finasbank'a 2.7 milyar dolar veren Katarlılar, Digitürk'ü 1.4 milyar dolara yakın bir fiyata satın aldılar. Bir yıla yakın süredir bu satışın gerçek rakamları açıklanmadığı gibi, satışı da gizlendi. Son bir yıldır Çaykur'un Katarlılara satışının yapıldığı yönündeki iddialara karşı hükümetten bir açıklama gelmezken, Varlık Fonuna devredilen Çaykur'un hisselerinin Katarlılara rehin gösterildiği iddialarına ise henüz bir açıklama yapılmış değil.
Katarlıların Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yakınlığıyla bilinen Star gazetesi sahibi Etem Sancak ile birlikte ortak olduğu, özelleştirme yoluyla alınan BMC firması orduya zırhlı araçlar üretiyor. Başta Altay tankı olmak üzere zırhlı personel taşıyıcılar bu firma aracılığıyla yapılıyor. Bunun dışında Türkiye-Katar arasında imzalanan anlaşma ile 2017 yılında 2 milyar dolarlık savunma sanayi yatırımı yapılması bekleniyor.
Bunun dışında Afşin Elbistan Termik Santrali'nin geliştirilmesi için Katar firmalarıyla da görüşmeler yürütüldüğü basına yansıdı. Türkiye Katar ekonomik ilişkileri nedeniyle Katarlılar Türkiye'de yatırım amaçlı olarak Bursa, Trabzon, İzmir ve Bodrum'da gayrimenkul yatırımı da yapıyorlar.
Türkiye'den çok sayıda firmanın Katar'a yaptığı müteahhitlik hizmetlerinin tutarı ise 13 milyar dolar civarında. Üstelinlen proje sayısı ise 128 civarında. Bu müteahhitlik hizmetlerinden hükûmetin bizzat aracılık da yaptığı biliniyor. Bu kalemlerin içinde en önemlis ise Tekfen'in tek kalemde aldığı 2.3 milyar dolarlık yol inşaatı ile STFA ile Yapı Merkezi7nin 4.4 milyar dolarlık Doha metrosu yapılan önemli işler arasında gösteriliyor.
Dünya kupası riskte
Katar'a yönelik körfez ülkelerinin ambargo ve ilişkileri kesmesi kararı,2022 yılında Katar'da yapılacak olan Dünya Kupası'nı da riske etti. Katar hükûmetinin, 170 milyar dolar bütçe hazırladığı Dünya Kupası'nın Katar'da yapılıp-yapılmayacağı yaşanan bu siyasi krizin sonucunda açığa çıkacak.
Katar'da Kürt kanalların kapatılması kulislerini yapıyor
Kürt televizyon kanallarının kapatılmasını gündemine alan Eutelsat firması, her ne kadar Avrupa devletlerine ait olarak gözükse de, Türkiye'de Katar sermayesine ait olan Digitürk ile ortak projeler üretiyor. Geçtiğimiz yıl Med Nuçe TV'nin kapatılmasının Digitürk'ün Katarlılar tarafından satın alınmasının ardından geldiği de dikkatten kaçmıyor. Türkiye kendi yaptığı baskının yanısıra, Katar sermayesi üzerinden Eutelsat'a baskı yapan ülkeler arasında bulunuyor. Katar sermayesinin Fransa'da önemli yatırımları bulunuyor. Bu yatırımlar üzerinden de baskıları artırıyor.
Körfez ülkelerinin Katar'a yönelik bu uygulaması bölgede en çok Türkiye'yi etkileyecek. Çünkü Katar, Türkiye ile AB ve ABD arasında yaşanan gerilim, yine Rusya ile meydana gelen uçak krizi sonrasında Türkiye'ye sıcak para girişinin yanı sıra yatırımlarını artırarak AKP hükûmetine ciddi destek sağlayan ülkeler arasında bulunmaktadır. Körfez ülkelerinin bu ambargosu karşısında AKP hükûmetinin bakanlarının ekonominin etkilenmeyeceği yönündeki açıklamalarına karşın, bu krizin sadece Katar'ı değil, Katar'la iş yapan tüm ülkeleri etkileyeceğini söylemek mümkün. Bu krizin derinleşip derinleşmeyeceği ise ABD'nin ve Körfez ülkelerinin bu tutumlarını ne kadar sürdüreceğine de bağlı.