Katar krizi ve sonrası

Merkezine Katar'ın oturtulduğu yeni krizin startının verildiği 5 Haziran'dan itibaren başlayan yeni dönemde, yeni dönemin de kodları belirmeye başlıyor.

Körfez'de 5 Haziran'dan bu yana ağır bir diplomatik kriz yaşanıyor. Buna Katar krizi adı verildi. Suudi Arabistan, Bahreyn, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ile diplomatik ilişkileri kesti. Suudiler ambargo uyguladı. Dört devlet, Katar'ı güvenlik alanında istikrarsızlık yaratmak ve terörizmi desteklemekle suçladı. Hemen ardından, Libya, Yemen, Maldivler, Moritanya, Mauritius ve Komorlar da diplomatik ilişkilerini aşağıya çekti. Senegal ise Doha'daki büyükelçisini geri çağırdı.

TRUMP ZİYARETİ SONRASI

Bu kriz, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan ziyareti ve maliyeti yaklaşık 400 milyar dolar olan anlaşmalar sonrasına denk geldi. Bazı uzmanlar, Trump'ın Riyad ziyaretinin terörizm ve 'siyasal İslam'a karşı bir tavır alma dalgası yarattığını savunuyor.

DİNCİ TERÖRİZM VE İRAN

Doha'daki hanedan, Müslüman Kardeşler, El Nusra ve DAİŞ'i desteklemekle suçluyor. Bu krizin diğer ayağını İran oluşturuyor. Suudiler, temel düşmanı olarak gördüğü İran ile Katar arasındaki ilişkilerden rahatsız.

TÜRKİYE'YE ETKİSİ DOĞRUDAN

Katar'ın başından beri en azılı savunucusu ise Türkiye.  Katar'a yönelik suçlamalar doğrudan Türkiye'yi de etkiliyor. Zira iki ülke arasında hem ekonomik anlamda hem de destekledikleri örgütler açısından geniş ilişkiler var.

AVRUPA'NIN KATAR TUTUKLULUĞU

Suudi cephesinin tepkisinin yanında ABD'nin Katar'a yönelik rahatsızlığı öne çıkarken, bir çok Batılı devlet, Katar ile yakın temasa geçti.  Fransa, İngiltere ve Almanya bunun başını çekiyor. Volternet isimli bir siteye göre İngilizler, Katar-İran-Türkiye-Müslüman Kardeşler etrafında siyasal bir 'İslami cephe' örgütlemek istiyor. İngilizlerin desteğiyle oluşturulmaya çalışılan bu ittifakın, İran, Katar ve Türkiye'nin yanı sıra Suriye'nin İdlib bölgesi ve Gazze'yi kapsadığı iddia ediliyor. Bu ittifak, Müslüman Kardeşler'in koruyucuları olarak öne çıkıyor.

Katar'ın Dışişleri Bakanı Pazartesi günü Paris'i ziyaret etti. Şeyh Muhammed Bin Abdul Rahman El Tani, Fransa, İngiltere ve Almanya gibi dost ve ittifak ülkelere yönelik bir tura çıktığını belirtti. El Tani, Fransa'nın krizinin yatışması için çok aktif olduğunu söyledi.

RUSYA, SURİYE'Yİ GÖSTERDİ

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Suudi Kralı Salman ile görüşerek, bu krizin Suriye'de bir çözüme uygun ortam sunmadığını söyledi.

ARAP BASININDA FARKLI SESLER

Arap basınında, son iki haftada farklı sesler yükselmeye başladı. Bugüne kadar Müslüman Kardeşler'i destekleyen yazılar, yerini karşıt yazılara bıraktı.

KATAR'A DAİR İFŞAATLAR

Öte yandan İngiliz yayın haber kanalı Sky News'in Araça versiyonu, Katar'a ilişkin bir dizi bilgi ifşa etti. 9 Haziran'da yayınlanan belgelere göre; Katar, Tunuslu solcu muhalif Şükri Belayid'in 6 Şubat 2013'te bir suikast sonucu öldürülmesini finanse etti.

BÖLGESEL HAREKETLİLİK

Tüm bu gelişmeler bölgede yeni dönemin başlangıcı olarak değerlendiriliyor. Bazılarına bakalım;

* Katar kriziyle birlikte Libya'da da hareketlilik yaşandı. Müslüman Kardeşler'e bağlı gruplar Trablus'u terk ederek, bir milis grubunun Kaddafi'nin oğlu Seyf Ul İslam'ı serbest bırakmasına izin verdi. Aynı şekilde General Haftar'ın etki alanını genişletmesi sağlandı.

* Mısır'da Devlet Başkanı El Sisi, Körfez'deki ittifakları ile bir 'teröristler listesi' hazırladı.

* Filistin'de Hamas'ın siyasi yönetiminin İran'a kaçtığı iddia ediliyor.

* Suriye'de "cihatçı" olarak sınıflandırılan çete yapılanmaları, rejimle çatışmayı bıraktı.

* Irak'ta Müslüman Kardeşler'e ve Nakşibendilere karşı ordunun faaliyetleri arttı.

* Türkiye ve Pakistan, Katar'a doğru asker göndermeye başladı.

* Katar mevcut durumda İran yardımlarıyla besleniyor.