Katliam bir devlet geleneðidir.../Amed Dicle

Katliam bir devlet geleneðidir.../Amed Dicle

Tarih 11 Haziran 1990...

Yer Şırnak’ın Çevrimli köyü…

Baðında bahçesinde zaman geçiren bu dað köyüne Türk Ordusu bir operasyon düzenledi.

Köylüler bir yamaçta toplatıldı, iştima yapıldı, hakaret ve tehdit edildi, kadınlar taciz edildi..

Çocuklar korkudan annelerinin dizlerine yapışmış vahşeti izliyorlardı…

Ve yamaçta toplatılmış köy sakinleri üzerine ateş açıldı. 12’si çocuk, 7’si kadın toplam 27 köylü orada öldürüldü.

Çoðunun soyadı Beştaş’tı.

Ýsimleri Ýnsan Hakları Derneði raporlarına kaydedildi.

Katliamdan bir gün sonra devletinin sadık medyası katliamın PKK tarafından yapıldıðına dair propaganda yapmaya başladı.

Civardaki köyler mesajı almışlardı. Hemen korucu oldular..

Sonra...

1996 yılının Ocak ayında koruculaşan bu köylülerin 11’i Güçlükonak yolu üzerinden öldürülüp minibüsleriyle yakıldı.

Ýnsan Hakları savunucuları olayı yerinden inceledi “devlet katliamı” diye haykırdı ama kimse duymak istemedi.

Yıllar sonra Kıdemlı Yüzbaşı Özcan Tozlu katliamların devlet tarafından yapıldıðını itiraf etti..

Devlet eski insan hakları bakanı Adnan Ekmen katliamları araştırdıðını ve devlet tarafından yapıldıðını tanıklık yapmaya hazır olduðunu söyledi.

Kimse duymadı…

Çevrimli’de 12 çocuk, 7 kadın toplam 27 insan öldürüldüðünde Abdulkadir Aksu içişleri bakanıydı.

Katliamdan 12 yıl sonra AKP kurucuları arasında yer aldı. Sonra yine Ýçişleri Bakanı oldu. Şimdi ise tecrübelerini paylaşmak üzere AKP Genel Başkan Yardımcılıðı’nı yapıyor...

***

Tarih 19 Aralık 1991...

Abdulkadir Aksu’nun Ýçişleri Bakanlıðından ayrılmasından 6 ay sonra...

Muş-Kulp arasında bulunan Serê Spî daðlarında bir gerilla kampına operasyon düzenlendi.

Gerillaların kış kampına düzenlenen operasyon bir ihbar üzerine yapılmıştı, hava soðuktu ve yerde bir metre kar vardı.

Bir grup gerilla çatışmada yaşamını yitirdi.

3 gerillanın cenazesi Kulp’a getirilecekti.

Diyarbakır ve çevresindeki merkezlerden binlerce insan Kulp’a akın etti.

3. günün sonunda ilçe merkezine 2 km yakınlıktaki Sarım çayı üzerindeki köprüde bekleyen binlerce insana ateş açıldı.

Cenazeleri almaya giden 7 sivil orada can verdi.

Onlarcası yaralandı.

Henüz 12-13 yaşındaki çocuklardık...

Köprünün üzerinde insanlara nasıl kurşun sıkıldıðına tanık olduk...

Ve gözaltına alınan kadınlara binlerce insanın gözleri önünde yapılan tacizlere...

Katliam emri OHAL Valiliði’nden gelmişti.

Vali Necati Çetinkaya’ydı.

Katliamdan 11 yıl sonra AKP kurucular kurulu arasında yer aldı.

Halen AKP milletvekili.

***

Ayşe Üðür 7 çocuk annesiydi. Takriben iki ay sonra 8. Çocuðu olacaktı.

Eşi Nasır Üðür’la Muş’ın Vartinis beldesinde yaşıyorlardı.

1993 yılının 3 Ekiminde sabaha doðru saat 03.00’da evleri özel tim ve askerlerce basıldı.

Ev alt üst edildi. Eşyalar darmadaðın edildi. Aynı uygulama komşularında da oluyordu.

Belde’de terör estiren devlet güçleri evlerden çıkardıkları insanları bir sokakta topladı.

Sadece Ayşe-Nasır Üðür ve 7 çocukları evlerinin içinde kilitlendirildi.

Ev ateşe verildi.

Feryatları yeri ve göðü inletiyordu.

7 aylık hamile Ayşe Üðür, eşi Nasır Uður ve 7 çocuðu diri diri yakılıp can verdiler.

Bu katliamdan tam 8 gün sonra yine Muş’ın Zengok köyü...

80 yaşındaki Sıddık Toktaş ve üniversite öðrencisi kızı göç etmek üzere Muş’tan kiraladıkları bir kamyona eşyalarını taşıyorlardı.

Köye baskın düzenleyen asker ve özel timler eşyaları eve yerleştirdi.

Sıddık Toptaş’ı, kızını ve kamyon şoförünü zincire baðlayarak evin içine götürdüler.

Orada infaz ettiler ve köylülerin gözleri önünde evi cesetlerle ateşe verdiler.

Sıddık Toktaş’ın cesedi saatinden, kızının cesedi kolundaki bilezikten kamyon şoförünün cesedi ise anahtarından tanındı.

Toktaş ailesi Sırrı Sakık’ın akrabalarıydı.

Sırrı Sakık ise 3 Ekimde yakılan Ayşe-Nasır Üðür ve 7 çocuðunun hikayesini katliamdan 2 gün sonra basına ve kamuoyuna deşifre eden DEP milletvekiliydi…

Dönemin Muş Valisi ise başka yerlere tayin edildi... AKP iktidara gelince Ýçişleri Bakanlıðı müsteşarlıðıyla terfi edildi.

***

Ve bu katliamlardan sonra devam eden nice katliamlar...

Enes, Uður, Ceylan’dan taa Roboski’ye kadar...

Katliam bir devlet geleneðidir...

Bu geleneði bugün devam ettiren ise AKP’dir.

ANF NEWS AGENCY