'Katliamcı zihniyet bugün de Şengal’de, Kobanê’de iş başındadır'
'Katliamcı zihniyet bugün de Şengal’de, Kobanê’de iş başındadır'
'Katliamcı zihniyet bugün de Şengal’de, Kobanê’de iş başındadır'
Ronahi: Katliamcı zihniyet günümüzde Şengal’de, Kobanê’de iş başındadır
KCK Genel Başkanlık Konsey Üyesi Elif Ronahi, “Günümüzde de, NATO ve Gladyonun bütün provokatif ve katliamcı politikaları yürürlüktedir. Yakın zamanda nasıl ki Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta katliamlar yapıldıysa, günümüzde de aynı zihniyet Şengal’de, Kobanê’de iş başındadır” dedi.
Elif Ronahi, Maraş Katliamına ilişkin sorularımıza şu cevapları verdi:
Maraş Katliamı’nın gerçekleştirildiği dönemin koşullarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Hareket olarak da o dönem Maraş, açılım yaptığınız alanlardan biriydi. Maraş Katliamı bu açılımı nasıl etkiledi? Bu katliamla amaçlananlar ne kadar hedefine ulaştı?
Maraş Katliamının 36. yıldönümünü büyük bir öfkeyle anarken, bu katliamı yapan güçleri lanetle kınıyoruz. Bu katliamda katledilen halkımızın değerli evlatlarını minnetle anıyor ve anılarının önünde saygıyla eğiliyorum. Neden Maraş’ta böyle bir katliama başvuruldu sorusu günümüzde de irdelenmesi gereken bir sorudur. Devletin bir politikası olarak Osmanlı döneminde de, daha sonra Kemalizm sürecinde de Alevileri “kelleniz gider” deyip korkutarak Aleviliğin kendini açığa vurmasını engelledi. Bunun amacı ise; Alevilerin örgütlü toplum olmasını engellemek, direniş yönünü kırmak ve Aleviliği Kürtlükten koparmaktır. Alevilerin tepelerinde Demokles’in kılıcını sallandırarak, her gününe bir Kerbela dayatılmak istenmiştir. Cumhuriyet tarihinde de Maraş’a, Adıyaman’a, Dersim’e dayatılan yeni bir soykırım politikası oldu. 1978’lere gelindiğinde ise, gelişen PKK hareketi başta bu alanlarda kök saldı. Dayatılan bu soykırım politikalarının farkına ve bilincine varan halkımız PKK’nin etrafında kenetlendi. PKK’nin Alevi toplumu içerisinde bu kadar hızlı benimsenmesi Alevilerin demokratik yapılanmalarıyla yakından bağlantılıdır. Bu nedenle en değerli kızlarını ve oğullarını PKK’ye kattı. Nesnel Kürtlükten bilinçlenen, örgütlenen Kürtlüğün nasıl gelişeceğini, özgürleşip toplumsallaşacağının gerçekliğini keşfetti ve çekinmeden bunun mücadelesini yürüttü. Bu gerçeklik devleti ve özel harp dairesini oldukça ürküttü. Sadece 1978’deki katliamla sınırlı kalmadı, yine 12 Eylül darbesiyle toplumsal kırımı devam ettirdi. Yüzyılların baskısının biriktirmiş olduğu tepkiyi ve devletçi sistemin mezhep çelişkisini de kullanarak, Alevilere bir yandan kapitalizmin yaşam tarzını dayatırken, diğer yandan katliamlarla Alevilere Kapitalizm dışında, kendini inkar dışında başka bir çözüm yollarının olmayacağını göstermek istedi. Bu katliam Türk faşizmi, Türk milliyetçiliği, özel harp dairesi, özel örgütlendirilen kontr-gerilla, MHP faşizminin el birliğiyle gerçekleştirildi. Özellikle Pazarcık ve çevresinde yaşayan Alevi Kürtlerini tasfiye etmek amacıyla bu katliam gerçekleştirildi. Adıyaman’da da kontr-gerilla örgütlendirildi, Malatya’da 2. Ordunun karargâhı kuruldu. Her yönüyle özel savaş çok geliştirildi. Katliamla PKK’de geleceğini gören Alevi Kürt kimliği hedeflendi. Maraş Katliamından sonra geliştirilen politikalarla amaçlanan; bölgeyi insansızlaştırma, Alevileri Avrupa ve metropollere göçlerini dayatarak var olan birliği parçalamak ve savunma iradesini kırarak kendine bağımlı kılmaydı. Bu planı önemli oranda tuttu da. Yüzbinlerce insanımız adeta kendisini var eden Toplumsal değerlerine lanet yağdıracak hale getirildi ve dünyanın dört bir tarafına savruldu. Göç yollarına savrulan Aleviler Avrupa’da, Türkiye metropollerinde en ucuz iş gücü haline getirildi. Avrupa’da sahte bir yaşamın olanakları bilinçli sunularak Pazarcıklı bir ailenin filmi çekilip dünya çapında en büyük ödül olan Nobel Ödülüne layık görüldü. Kendi köklerinden koparılıp PKK’den uzaklaştırma adına kapitalist modernitenin tüm sahte imkânları Alevi göçmenlere sunuldu. Gençliği kendi toplumsal gerçekliğiyle çatıştırarak, kendi tarihsel toplumsal değerlerinden koparmayı hedefledi. Ancak, topraklarından koparılan halkımız gittikleri bu zeminlerde bile PKK’yle bağını koparmadı. Yüzleri mücadeleye dönük oldu. Gerek bölgede kalan, gerek Avrupa’ya ve metropollere giden gençlerin yüzlercesi mücadele saflarına katıldılar. Başta kadın hareketinin ilk şehidi olan Bese Anuş, Batal Evsan, Şıxo Dirlik ve ismini sayamadığım yüzlerce şehit, bu katliamla hedefleneni boşa çıkararak, ölümü ölümsüzlüğe, yaşamı da başarıya dönüştürerek özgürlük yürüyüşünü gerçekleştirdiler.
Maraş Katliamı toplum üzerinde nasıl bir etki yarattı? Demokratik siyasete katılımlarını değerlendirdiğimizde bu katliamın etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Maraş Katliamı toplumda bir irade kırılmasını yaratmıştır. Bir kısmı devletle işbirlikçiliğe girse de, ağırlıktaki kesimi mücadelenin yanında yer almıştır. Ekonomik, sosyal, kültürel alanda sömürgecilikten de öte, halkımıza tasfiyecilik dayatıldı. Ekonomik anlamda Alevilere kapılar açılırken, diğer yandan sürgünlerle, katliamlarla gerçekleştirilmek istenen köklerinden ve tarihinden, değerlerinden uzaklaşma gibi asıl kayıplar görmezden gelinmeye çalışılmıştır. Alevi Kürtlerin yarattığı ulusal değerler tasfiye edilerek, bireycilik alabildiğine ikame ettirilmek istenmiştir. Herkese sanki kendini kurtarmak dışında toplumsal bir kurtuluşun asla olamayacağını dayatmıştır. Fakat mücadelenin büyümesiyle birlikte bu katliamların bir kader olmadığı, Alevilerin Kürt halkının önemli bir parçası olduğu bilinci gelişmiştir. Maraş Katliamının tarihsel ve güncel arka planını güçlü çözümleyen Önderliğimiz, “Alevi Kürtlerde önemli bir bilinç gelişimini sağlamıştır. Bundan dolayı PKK ile kurulan köprüler derinleştirilerek daha da anlamlı bir kapsama kavuşturulmuştur” dedi. 1970 sonrası Türkiye’de gelişen devrimci hareketlerden etkilenme yönü olsa da Alevilerde, asıl demokratik, siyasi mücadeleye katılımları PKK ile gelişmiştir. Her dönemde olduğu gibi devlete ve iktidara mesafeli durmuşlardır. Katliamın bir amacı da bölge halkını, ölümü göstererek sıtmaya razı etmek ve böylelikle sistemin en iyi dişlisi haline getirmektir. PKK Önderliğinde gelişen Özgürlük Hareketi Alevilerin irade kazanmasında ve mücadele gücünü açığa çıkarmasında etkili olmuştur. Halkımız en iyi Önderliğin, PKK Önderliği olduğunu, PKK’nin bütün halkları ve yapıları her türlü katliama karşı koruduğunu ve birleştirdiğini anlamıştır.
Maraş, Dersim, Çorum ve Sivas katliamları Alevileri sindirme politikalarının bir yansımasıyken, bu gün de hala evler işaretlenmekte, toplumsal baskılar ince politikalarla yürütülmeye devam etmektedir. Bu dönemki alevi kırım politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz ve bu politikalara Aleviler nasıl cevap olmalı?
Önderliğimiz Maraş Katliamının nedenlerini ele alırken “ PKK’nin ilanından yaklaşık bir ay sonra Maraş Katliamı gerçekleştirildi. PKK’nin etkili olduğu bir alandı. 1925’ten beri Kürtlerin tasfiyesinin kararlaştırılıp yürütüldüğü Fırat’ın batısı denilen bölgede bir Türkifikasyon hareketi söz konusuydu. Burada Kürtlüğü kısmen canlandırmıştık. Benzer biçimde Malatya, Adıyaman, Elazığ katliamlarıyla buna yanıt veriliyordu. Katliamlar basit sivil eylemler değildi; Tarihsel soykırımın devamı niteliğinde olup NATO-Gladyo destekliydi” belirlemelerini yapmıştır.
Günümüzde de, NATO ve Gladyonun bütün provokatif ve katliamcı politikaları yürürlüktedir. Yakın zamanda nasıl ki Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta katliamlar yapıldıysa, günümüzde de aynı zihniyet Şengal’de, Kobanê’de iş başındadır. Dolayısıyla günümüzde de bu zihniyetin sahibi olan AKP hükümeti, bu politikalarını Alevi açılımı adı altında örtbas etmektedir. Soykırım politikalarını AKP daha ince ve tehlikeli bir tarzda geliştirmektedir. Alevilerin arasındaki görüş farklılıklarını da kullanarak isteklerini yerine getirecek algısı oluşturarak Alevileri oy potansiyeli olarak görmektedir. Bunun karşısında Alevi Kürtlerin de kendi arasındaki görüş farklılıklarını tartışıp tüketmesi, ortak örgütlülüğünü geliştirmesi hayati önemde olmaktadır. AKP’nin ideolojik bagajında Alevilerin devlete eklemleme vardır. Alevilerdeki direniş ve demokratik özü kendi iktidarı açısından tehlikeli gördüğü için baskılamak istemektedir. Türkiye’de laiklik ideolojisi ve modernizm Alevicilikte büyük bir desteğe sahip olmuştur. Alevi halkımızın artık bu desteğini geriye çekerek, kendisini demokratik özgürlükçü siyasetin temel özneleri haline getirmesi oldukça önemli olmaktadır. Siyasi iktidarla arasına mesafe koyarak demokratik siyasete kendilerini kanalize etmeleri gerekir. Hiçbir güç, topluluk, toplum ve kurum örgütlü toplum olma gerçeğini geliştiremezse, iktidarın karşısında duramaz. Ya iktidara eklemlenir ya da kendini koruma adına dogmatizme düşer. Bireysel Aleviciliğin üzerinde de her türlü oyunun oynanacağı bilinen bir gerçektir.
Anadolu Aleviliği, Kürdistan Aleviliği, Ortadoğu Aleviliği önemini korumakla birlikte kendini daha güçlü demokratik siyasete, mücadeleye kanalize edebilir. Çok iyi biliyoruz ki, Aleviler tarihte ne tür zorluklarla ve katliamlarla yüz yüze gelmiş olsalar da, devletçi-iktidarcı uygarlık karşısında direnen toplum gerçeğini ifade etmişlerdir. PKK başından itibaren hakların, dinlerin, kültürlerin direniş geleneğini temsil etmiştir. Gelinen aşamada da olanca genişlikte ve derinlikte bir gelişim sağlayan demokratik siyaset zemini sonuna kadar değerlendirilmiştir. Demokratik ulus ve özgür yaşamı inşa sürecine aktif güç katmaları Alevi demokratik direniş kültürlerinin gereğidir.
Maraş Katliamının Alevi kadınlar üzerindeki etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Kadınlar Maraş Katliamını boşa çıkarmak için nasıl bir mücadele yürütmelidir?
Maraş Katliamında en çok etkilenen ve katliamın mağdur olanlar kadınlar ve çocuklar olmuştur. Devletin çok bilinçli ve planlı politikaları sonucu ortaya çıkarılan Alevi-Sünni çelişkisi, kadının siyasi, sosyal, ekonomik alanda etkilemiştir. Kadında içe büzülmeyi getirmiştir ve ruhsal, psikolojik etkileri ağır olmuştur. Alevi toplumunda kadın aktivitesi önemli bir düzeyi ifade ediyor. Kadındaki hoşgörü, kapsayıcılık önemli olmakla birlikte, toplumsal cinsiyetçiliği aşmaktan da uzaktır. Kadınların Maraş Katliamına verecekleri cevap daha güçlü örgütlenmedir. Ve yeni katliamların önüne geçmek için; örgütlü toplumu geliştirmede öncülük rolünü ve görevini üstlenmelidir.
Bir kez daha Maraş’ta Kürt halkına dayatılan katliamı lanetliyor, katledilen insanlarımızın anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Güneybatı halkımızı demokratik ulusun inşasında aktif yer almaya çağırıyoruz.