Kaya: Ýddianame hukuki deðildir, savunma yapmayacaðız

Kaya: Ýddianame hukuki deðildir, savunma yapmayacaðız

Van'da görülen "KCK" davasının duruşmasında söz alan Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, hukuki olmayan bir belge karşısında savunma yapmayacaklarını ifade ederek, "Seçildiðimizden bu yana bütün hayatımız didik didik dinlendi. Tek bir suç bulunmadı. Ne zaman Başbakan konuşma yaptıysa gizli tanıklar ortaya çıkartılarak tutuklanmamız saðlandı. Bu iddianameyi 'vatan, millet, Sakarya' edasıyla hazırlayan Cumhuriyet Savcısı'nın bu halka 'sözde Kürt' demesinin ne hakkı ne de haddi vardır" dedi. Kaya, "Bu iddianame bir hukuki belge deðildir, reddedilmesini talep ediyorum. Ve hiçbir aşamada bu hukuki olmayan belge karşısında savunma yapmayacaðımızı belirtiyoruz. Bunun için kesinlikle ifade vermeyeceðiz" dedi.

Van merkez ve ilçelerinde 7 Haziran'da "KCK" adı altında yapılan operasyon kapsamında; Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, Asrın Hukuk Bürosu avukatı Cüneyt Caniş, Başkale eski Belediye Başkanı Ýhsan Güler, Muradiye Ýlçe Başkanı Mehmet Şirin Yıldız, Özalp Belediye Başkanı Murat Durmaz, BDP Başkale eski Ýlçe Başkanı ve DTK üyesi Derviş Polat, Edremit Belediye Başkanı Abdulkerim Sayan, BDP Çaldıran Ýlçe Başkanı Metin Adugit, BDP Erciş eski Ýlçe Başkanı Veli Avcı ve BDP Van Merkez Ýlçe Başkanı Halis Çakır gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Dosya kapsamında Bostaniçi Belediye Bakanı Nezahat Ergüneş, eski BDP Ýl Eşbaşkanı Mihriban Şah ile Başkale Belediye Başkanı Hecer Sarıhan ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. "Örgüte üye olmak" ile suçlanan seçilmişler ve siyasetçilerin yargılandıðı davanın birinci duruşması Van 4. Aðır Ceza Mahkemesi'nde başladı.

Duruşmaya Van Barosu'ndan 70, 13 bölge barosundan ise 30 avukat katıldı. ÝHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoðan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, BDP milletvekillerinden Pervin Buldan, Mülkiye Birtane, Nazmi Gür, Özdal Üçer, Halil Aksoy, BDP MYK üyesi Necla Yıldırım, BDP PM üyesi Ýhsan Çoşkun, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, bölge belediye başkanları, kentte bulunan STK temsilcileri katıldı. Cezaevi önünde bulunan boş arazide insanların beklemesi için bırakılan çadırlara halk akın etti. Çadırların üzerine "Halkın iradesi tutsak edilemez", "Murat başkan irademizdir, irademize dokunma" pankartları ile tutuklu bulunan belediye başkanlarının fotoðrafları asıldı.

Mahkeme Başkanı Kerem Çelenküçük'ün yerini alması ile duruşma başladı. Çelenküçük, duruşma için büyük bir salon hazırlamalarının "iyi niyet göstergesi" olduðunu belirterek, söz konusu davranışlarının da bütün salon tarafından aynı olgunlukla karşılanmasını istediðini söyledi. Çelenküçük'ün ardından kimlik tespitleri yapılmadan önce söz alan tutuklu Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, davanın esas ve usullerine yönelik görüşlerini bildirdi. Kaya, "Aslında bugün ne bu süslü salonda ne de bu yargılamaya ihtiyaç vardı. Biz bunun için bu dava başlamadan önce yargılamaya yönelik görüş ve düşüncelerimizi belirtmiyoruz. Bu iddianame konuk güçlerinin kes yapıştırma yöntemi ile yapılmıştır. Hukuksal bir metin deðildir. Bu iddianamenin kabul edilmemesi gerekiyor. Burada yargılanan siyasi bir partidir. Ýddianamede, 'Sözde Kürt halkı, sözde haklar' diye lanse ediliyor. Bir halka bu saygısızlıðı göstermenin kimsenin haddi deðildir. Bu iddia makamının da haddi deðildir. Sen bir halkı sözde olarak tabir edemezsin, ben tutuklandıðımda ifademde belirtmiştim. 2009'dan itibaren partimize yönelik büyük bir operasyon başlatıldı. Belediye başkanlarımız, seçilmişler herkes hedef haline getirildi, tutuklandı. Bunlar tamamen AKP'nin talimatıyla yapıldı. Siz de biliyorsunuz son seçimde meclis belediyemizi 50'den 100'e çıkararak büyük bir başarı elde ettik. Bu başarıdan sonra Başbakan Erdoðan, Meclis Başkanı Cemil Çiçek ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, direk buna müdahale edecek deðerlendirmelerde bulundu. Hatta Cemil Çiçek, Iðdır Belediyemizi kastederek, 'Bunlar Ermenistan sınırına dayandılar' söyleminin ardından başkanlarımız tutuklandı. Son olarak Başbakan Erdoðan'ın, 'Ben Van'ı istiyorum' söyleminin ardından bizlere yönelik operasyonlar oldu. Ýçişleri Bakanı Ýdris Naim Şahin Şırnak'ta protesto edildiðinden dolayı Şırnak'ta seçilmiş belediye başkanımız kalmadı. Başbakan çıkıp açık açık 'yargıya talimat veriyorum' dedi. Yargı da bunun gereðini yapıyor" diye konuştu.

Kaya, "Seçildiðimizden bu yana bütün hayatımız didik didik dinlendi. Tek bir suç bulunmadı. Ne zaman Başbakan konuşma yaptıysa gizli tanıklar ortaya çıkartılarak tutuklanmamız saðlandı. Bu iddianameyi 'vatan, millet, Sakarya' edasıyla hazırlayan Cumhuriyet Savcısı'nın bu halka 'sözde Kürt' demesinin ne hakkı ne de haddi vardır. Her yerde kutlanan Newroz Bayramları Kürtler için suç sayılıyor. 2 klasörlük belge şişirilerek 46 dosya haline getirildi. Fakat iddia edildiði delillerle tutuklanmadım. Ýddia makamının da belirttiði gibi, güya toplumsal barışa zarar veriyoruz diye tutuklandık. Şimdi ben soruyorum: Yüzde 60 oy alan belediye başkanıyım nasıl olur da toplumsal barışa zarar veriyorum. Başbakan çıkıp Zerdüştlükten bahsetti. Hatta Kasımpaşalı edası ile Zerdüştlüðün ne olduðunu bilmeden cümleler kullandı. Fakat bunun bu cümleleri dahi iddianamede yer alması skandaldır. Bütün haklarımız illegalize ediliyor. Bunun için bu iddianame bir hukuki belge deðildir, reddedilmesini talep ediyorum. Ve hiçbir aşamada bu hukuki olmayan belge karşısında savunma yapmayacaðımızı belirtiyoruz. Bunun için kesinlikle ifade vermeyeceðiz" dedi.

Ardından konuşan Mahkeme Başkanı Çelenküçük, "Kürt halkı hiçbir zaman sözde olarak lanse edilmedi. Her zaman birinci sınıf bir halk oldu. Bu iddianameye yansımışsa dahi bir eksiklikten ve yanlışlıktandır" dedi. Ardından konuşan Av. Meral Danış Beştaş, "Tarih bu süslü salondan bahsetmeyecektir. Buradaki hukuksuzluktan bahsedecektir. Bu süslü salonun bizim açımızdan bir önemi yoktur. Bu hukuksuzluktan bahsedecektir. Seçilmişlerin eline vurulan kelepçeden bahsedecektir. Bu dava BDP'nin yargılandıðı siyasi bir davadır. Ýddianamedeki söylemler savcının söylemleri deðil, Başbakan'ın söylemleridir. Buraya eklenmiştir. Bu bir konsepttir. Tarih bunu yargılayacaktır. Dün bile avukatlar tutuklandı. Yani muhalif olan herkes hedef halindedir. KCK davalarının tarihine bakıldıðı zaman, PKK'nin ateşkes ilan ettiði ve Oslo görüşmelerinin başladıðı aynı gündedir. Bu da sürecin nasıl yönetildiðinin göstergesidir. Eðer savcı bey BDP'nin tüzüðünü okusaydı, bugün bu suçlamalarda bulunmazdı. Şimdi bakın yolsuzlukla anılan dönemin AKP'li Van Belediyesi'ne kimse dokunmazken, yüzde 60 oy almış bu halkın acıları için aðlayan Van'ın seçilmişleri yargılanıyor. Bu partinin halkla ilişkileri komisyonu KCK adalet komisyonu olarak lanse diliyor. Şu an Ýmralı'da Sayın Öcalan ile görüşmeler yapılıyor. Görüşmeye destek verenler yargılanıyor" diyerek, iddianamenin reddedilmesini ve müvekkillerinin tahliye edilmesini talep etti.

Ardından söz alan ÝHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoðan, iddianamenin iade edilmesi gerektiðini belirterek, "Burada yargılanan BDP ve STK üyelerimizdir" dedi. Ardından Cumhuriyet Başsavcısı'na söz verildi. Savcı, "Ýddianamenin hiçbir yerinde sözde Kürt halkı kelimesi kullanılmamıştır. Kimse terör örgütü şemsiyesi altında saklanmasın" dedi. Savcının sözlerinin ardından avukatlar ve tutuklu yargılanalar tepki göstererek, savcının hukukun dışına çıktıðını ve savcının siyasi bir deðerlendirme yapma yetkisi olmadıðını belirtti.

Yaşanan tartışmanın ardından Mahkeme Başkanı Çelenküçük, burada yargılananın BDP olmadıðını, kişilerin olduðunu belirterek, iddianamenin kabul edilme kararının alındıðından dolayı iddianamenin iade edilmesi taleplerini reddetti. Ret kararından sonra kimlik bilgileri okundu.

Daha sonra söz alan Av. Murat Timur, iddianamenin hukuki bir belge olmadıðını belirterek, iddianamenin okunmadan direk savunmaya geçilmesini talep etti. Mahkeme Başkanı iddianamenin okunmasında ısrar edince avukatlar ile müvekkiller, iddianamenin okunması durumunda salonu terk edeceklerini söyledi.

Bunun üzerine mahkeme heyeti duruşmaya öðlen arası verdi. Aranın ardından duruşma devam ediyor.