'KCK' ana davasında tahliye yok!

'KCK' ana davasında tahliye yok!

"KCK" ana dava duruşmasında verilen ara kararda mahkeme heyeti tüm tutuklu sanıkların "kuvvetli suç delilleri, kaçma şüphesinin varlığı" gerekçesiyle tutukluluk hallerinin devamı yönünde karar verdi. Tahliyenin çıkmadığı duruşma 20 Mayıs tarihine ertelendi.

BDP milletvekilleri, belediye başkanları, insan hakları savunucuları ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu 98'i tutuklu, 175 kişi hakkında açılan KCK ana davanın duruşmasının görülmesine Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşma verilen öğle molası arasından sonra savcının mütalaa vermesi ile devam etti. 98 kişinin tutuklu olarak yargılandığı dava dosyası için savcı "suç vasfının değişmesi ve uzun tutukluluk süresinin göz önünde bulundurularak" sadece Leyla Deniz, Esma Güler, Dirayet Taşdemir ve Besime Gonca için tahliye talebinde bulundu. Savcı mütalaasının ardından savunma yapan müdafi avukatlardan Meral Daniş Beştaş, savcının sadece 4 kişi hakkında verdiği tahliye talebindeki gerekçelerin tüm tutuklu sanıklar açısından geçerli olduğunu belirtti. Tüm tutukluların 4 yılı aşkın bir süredir tutuklu bulunduklarını kaydeden Beştaş, "Buradaki müvekkillerin tamamını örgüt üyeliğinden yargılıyorsunuz, müvekkillerin tamamı bu suçlamadan ceza alsalar dahi cezaları 5 ay sonra bitiyor" dedi. Beştaş, 14 Nisan'dan bu yana siyasi algıların, yasaların değiştiğini kaydederek, "Olumlu seyreden bir süreç var. Bugün resmi olarak yürütülen görüşmeler var, siz bağımsızız deyip, beni ilgilendirmez diyemezsiniz" diye konuştu.

Beştaş, müvekkili Ümit Aydın'ın sağlık durumunun göz önünde bulundurularak, bu konuda mahkemenin daha titiz davranmasını istediğini ifade ederek, "Müvekkilim Ümit Aydın yüzde 80 engellidir, böbreğinin biri iflas etmiştir. Aydın, haftanın 3 günü diyaliz makinesine bağlı yaşıyor. Siz şimdi bana Ümit Aydın'ı bırakmama gerekçesi olarak 'kamu açısından tehlike oluşturuyor veya kamu düzenini bozabilir' gerekçesini sunamazsınız. Ümit Aydın kamu düzenini mi bozacak tahliye olduktan sonra?" dedi. Müvekkili Aydın'ın tedavi için defalarca cezaevi değiştirdiğini kaydeden Beştaş, Adli Tıp'ta hasta raporu olan binlerce tutsak olduğunu belirtti. Sincan Cezaevi'nde yaşamını yitiren hasta tutuklu İrfan Eskibağ'ın durumunu hatırlatan Beştaş, "Müvekkilim yavaş yavaş ölüme gidiyor, bu ölüme ortak olmayın. Mahkemenin bu konuda adli kontrol veya diğer takdir kararları sınırsızdır" dedi.

'KCK' davalarının siyasi davalar olduğunu artık herkesin bildiğini ve mahkemenin de bunun bilincinde olduğunu kaydeden Beştaş, "KCK adı altında operasyonlar başladığında Başbakan'ın baş danışmanı Yalçın Akdoğan çıkıp kamuoyuna şunu açıklayabiliyor; 'KCK operasyonları ile halkın üzerindeki baskıyı engelleyerek, halkı rahatlattık' diyor. Siz gidip de bir halkın belediye başkanını veya milletvekili dediği iradesi saydığı kişileri tutuklayarak mı halkı rahatlatıyorsunuz. Halk rahatlamış mı, yoksa dirençleri daha da mı artmış?" diye belirtti. Tüm müvekkillerin örgüt üyeliği vasfıyla suçlandığına dikkat çeken Beştaş, "Bu dosyada örgüt üyesi diye yargılanan tüm müvekkiller legal bir partide siyaset yürüttükleri için tutuklanmıştır. Örgüt üyesi olmak o kadar kolay mı? Müvekkiller örgüt üyesi olmak için form mu dolduruyorlar?" dedi. 3. ve 4. Yargı paketlerini hatırlatan Beştaş, paketler kapsamında tüm müvekkillerin tahliye edilmesi gerektiğini ve bu konuda mahkemenin paketleri iyi değerlendirmeleri gerektiğini dile getirerek, başta Ümit Aydın olmak üzere tüm müvekkillerinin toplu tahliyesini talep etti.

Savunma yapan diğer bir müdafi avukat Sabahattin Acar ise, uzun tutukluluk süresine dikkat çekerek, müvekkillerin suçlandığı delillere ilişkin, "Eğer birini neden yurt dışına çıktı diye suçluyorsanız, Anayasanın 23'üncü maddesi olan 'seyahat özgürlüğü'nü çiğnemiş olup suç işlersiniz sayın başkan. Telefon görüşmeleri ve ortam dinlemeleri hukuka aykırı bir şekilde elde edilen delillerin iddianamede bulunması suçtur. Artık mahkeme heyeti duygusal davranmamasını ve müvekkillerin tahliyesini talep ediyorum" diye konuştu. Müdafi avukatlardan Mehmet Emin Aktar, davanın politik bir dava olduğunu belirterek, tüm müvekkillerin tahliyesini talep etti.

Avukatların savunmalarının ardından duruşmaya ara verildi. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tüm tutuklu sanıkların "kuvvetli suç delilleri, kaçma şüphesinin varlığı" gerekçesiyle tutukluluk hallerinin devamı yönünde karar vererek duruşmayı 20 Mayıs tarihine erteledi.