"KCK" Van davasında BDP'nin yaptığı yardımlar iddianamede suç olarak gösterildi. Bugünkü duruşmada savunma yapan BDP Van eski İl Eş Başkanı Fevziye Şiran, deprem döneminde ayrım gözetmeksizin yardım yaptıklarını söyleyerek "Bu çalışmaların iddianamede bulunması büyük bir insanlık ve hukuki ayıptır" dedi.

Van ve ilçelerinde 26 Kasım 2012 tarihinde düzenlenen "KCK" operasyonunun ardından haklarında dava açılan 15'i tutuklu 16 Kürt siyasetçinin yargılandığı davanın ilk duruşmasına dördüncü gününde Van 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam edildi. Tutuklu siyasetçilerin ve müdafi avukatların hazır bulunduğu duruşmayı, belediye başkanları, BDP'li yöneticiler ve tutsak yakınları da izledi.

Duruşmada Kürtçe tercüman aracılığıyla savunmasını yapan BDP Van eski İl Eş Başkanı Fevziye Şiran, dosyanın tamamının "kopyala-yapıştır" sistemi ile hazırlandığını, anayasada yeri bulunan ve yasal dayanaklarla kurulan partilerinin tüm siyasi faaliyetlerinin illegalize edilerek, kendileri şahsında partilerinin tüzüğünün ve işleyişinin sorgulandığını ifade etti. Gözaltına alındıkları esnada gözaltı işlemi yapan polislerin, kendilerine söylediği bir sözü hatırlatan Şiran, "Polisler bize 'Birkaç yıl sonra bu iddianameye baktığımızda gülüp geçeceğiz' dediler. Bu da söz konusu iddianamenin hangi maksatla hazırlandığını ve kolluk kuvvetlerinin de belirttiği şekilde nasıl gülünç bir duruma yol açacağını göstermiştir" dedi. 

İddianamede, deprem döneminde kurdukları çadırlar ve depremzedelere dönük çalışmaların suç olarak istinat edildiğine dikkat çeken Şiran, "Deprem döneminde yaptığımız tüm çalışmalar Van halkı arasında kesinlikle hiçbir siyasi kaygı gütmeden, yaptığımız insani çalışmalardır. Bu çalışmaların iddianamede bulundurulması ve dillendirilmesi büyük bir insanlık ve hukuki ayıptır. Bu, söz konusu iddianamenin içeriğinin ne kadar farklı niyetlerle hazırlandığını ortaya koymaktadır" dedi. Şiran, beraatını talep etti. 

Van İl Genel Meclisi eski Başkanı BDP'li Semira Varlı da, savunmasında söz konusu iddianame kapsamında kendilerine ve arkadaşlarına istinat edilen iddiaların kendilerine mi yoksa partilerine mi dönük olduğu konusunda çelişkiye düştüklerini dile getirdi. 2010 yılından bu yana teknik takibe tabi tutulduklarını öğrendiklerini söyleyen Varlı, "Gözaltına alındığımız esnada, bizi gözaltına alan polisler, 'Eğer deprem olmasaydı, siz daha erken alınacaktınız. Depremden kaynaklı biraz bu alınmalar ertelendi' dedi. Bu sözler iddianamenin ne şekilde ve nasıl siyasi amaçlar güdülerek hazırlandığını ortaya koymaktadır. Bu iddianame siyasi soykırım operasyonları kapsamında hazırlanan bir iddianamedir. Normal koşullarda eğer bugün ülkede bir barış havası olmamış olsaydı, savcılıkta olduğu gibi burada da hukuki hiçbir zemini olmayan bu iddianameye karşı savunma yapmayacaktım. Ama sürece ters düşmemek ve katkı sunmak amacıyla savunmamı yapıyorum" diye konuştu. Varlı da beraatını talep etti. 

Duruşma verilen öğle arasının ardından savunmaların alınması ile devam edecek.