Kem küme gerek yok, 29 Kasım kirli oyundu

Kem küme gerek yok, 29 Kasım kirli oyundu

DAİŞ çetelerinin ağır silahlar, bombalı araçlar ve sürekli takviyelerle saldırılarını sürdürdüğü Kobanê'de, direniş 80'inci gününe girdi. Bu süre içinde, DAİŞ birçok yöntem kullanarak Kobanê'yi düşürmeye çalıştı. Ama DAŞ'in tüm yöntem ve saldırıları, YPG/YPJ tarafından boşa çıkarıldı. DAİŞ ise her saldırının ardından ağır darbe alıyor.

Kobanê'de savaşın seyrini direnenler belirlerken, 29 Kasım'da Türkiye üzerinden Mürşitpınar Sınır Kapısı'na yapılan saldırı, üzerinde durulması gereken "tehlikeli" bir nokta olarak değerlendirilmelidir. Çünkü kente yönelik üç cephede saldırılarını gerçekleştiren DAİŞ, 29 Kasım'da bombalı araçla Türkiye üzerinde gerçekleştirdiği saldırı ile Kobanê'de direnenlere karşı dördüncü bir cephe açtı. Ve bu cephedeki çatışmalar, saldırının olduğu gün hemen hemen gün boyunca devam etti. Ancak YPG/YPJ savaşçılarının tahrip gücü yüksek patlayıcılarla donatılmış zırhlı bombalı aracın infilak etmesinin ardından hiçbir tereddüte ve tedirginliğe düşmeden sınır kapısına müdahale etmesi, Kobanê'ye yönelik "kirli oyunu" bozmuş oldu. Aracın infilak etmesinin ardından DAİŞ çetecileri, yaya olarak ve iki intihar bombacısı ile birlikte Kobanê'ye saldırıya geçti. Çetelerin saldırısına karşı büyük bir irade ile karşı duran YPG/YPJ savaşçıları, asayiş görevlileri ve Şemsi Şimal savaşçıları, intihar saldırısını gerçekleştirecek canlı bombayı, Türkiye polis ve askerlerinin beklediği binanın içinde etkisiz hale getirdi.

ARAÇ TÜRKİYE TARAFI KULLANILARAK KOBANÊ’YE GETİRİLDİ

Bu bilgileri bu kadar açık olarak yazman ve "iddia ediliyor" gibi kavramları kullanmamamın sebebi, yaşananların birebir tanığı olmam. Kendi bulunduğum yerdeki tanıklığımın yanı sıra birebir o gün DAİŞ çeteleri ile çatışan onlarca kişi ile konuşmamdır. Yine çatışmalar sürerken, birlikte çalıştığım arkadaşım Ersin Çaksu ve yine Hawar Haber Ajansı (ANHA) muhabirlerinin bölgeye gitmesi, çok yakın mesafeden görüntüleri sıcağı sıcağına kaydetmesi, bizim için saldırının "Türkiye üzerinden yapıldı, yapılmadı" tartışmalarında açık olarak, "Evet yapıldı" olacaktır. Bu durum, sadece Kobanê'de o gün çalışan gazeteciler açısından değil Kobanê'de bulanan herkes açısından da oldukça nettir. Saldırıdan bir gün sonra ise, söz konusu aracın infilak ettiği yerde, uzun bir inceleme olanağı bulabildik. Çatışmanın olduğu gün kapıda o saatlerde özellikle nöbet tutan, asayiş görevlileriyle, yine kentin doğu tarafında mevzilerinde olan çok sayıda YPG/YPJ savaşçısıyla konuştuk. Onların anlatımları üzerinden kapının Türkiye tarafına geçtik ve anlatılanlar ile gördüğümüz delilleri görüntüleri ile birlikte karşılaştırdık. Açığa çıkan ve bizim mevcut gözlemlerimiz, söz konusu bombalı aracın ya Türkiye üzerinden oraya girebileceği ya da havadan oraya bırakılabileceği. Bunun dışında üçüncü bir yol yok. Araç havadan bırakılamayacağına göre, Türkiye tarafından geldiği çok açık.

SALDIRI AMACINA ULAŞMIŞ OLSAYDI

Açık olan delillere ve Kobanê Kantonu yöneticilerinin Türkiye'ye "durumu açıklaması" çağrısında bulunmalarına rağmen, Türkiye ise, basından çıkan haberlere dayanarak "yalandır, iftiradır, gerçeklik payı yoktur" gibi açıklamalarla durumu geçiştirmeye çalışıyor. Söz konusu saldırının ise, Türkiye tarafının mevcut açıklamaları ile geçiştirilecek bir boyutu yok. Çünkü bu saldırı amacına ulaşmış olsaydı, DAİŞ aynı gün Kobanê çevresine getirdiği çok sayıda gücüyle kente saldıracak belki de büyük bir katliam girişiminde bulunacaktı. Mürşitpınar Sınır Kapısı'na yönelik saldırı ve diğer cephelerdeki eş zamanlı saldırılar, YPG/YPJ savaşçılarının büyük iradesiyle püskürtülünce, DAİŞ'in güçleri geri çekilmek zorunda kaldı. Ve 29 Kasım'daki saldırının ardından DAIŞ çetecilerinin sınır hattındaki Kobanêlilere ait araçları yakmaya başlaması aslında başarısızlığının göstergesi. Kapıyı alamayıp, büyük ve kirli bir planla hedefine ulaşamayınca, katledemediği Kobanêlilerin araçlarına saldırdı, onları yaktı ve yakmaya devam ediyor.

'İDDİA MIDIR, YALAN MIDIR, İFTİRA MIDIR’

Bir aydır tanığı olduğum Kobanê'deki direniş ve DAIŞ çetecilerinin saldırıları ile 29 Kasım'daki plan, Türkiye tarafından ya Türk devletinin zınni desteği ya da devlet içerisindeki bir gücün desteği olmadan gerçekleştirilebilecek bir saldırı değil. Bu açıdan, 29 Kasım saldırısının ne şekilde gerçekleştirildiği Kobanê'den çok açık olarak biliniyor. Ve eğer "Türkiye bizim topraklarımız kullanılmadı" diyorsa, bağımsız heyetlerin gelip saldırının yaşandığı bölgede araştırma yapmasına izin versin. Kobanê Kantonu yöneticileri ve olayın tanıkları, saldırının Türkiye üzerinden yapıldığını açık olarak dile getiriyorlar. Kanton yöneticileri, bunu söylerken "olabilir, iddiadır" gibi kavramlar kullanmıyor. "Saldırı Türkiye üzerinden yapıldı ve Türkiye bunu açıklasın" diyorlar. Türk devleti ya da AKP hükümeti, kendi "iddiadır, yalandır, iftiradır" açıklamalarına güveniyorsa, bölgede inceleme yapılmasına izin versin. Ve o zaman "yalan mıdır, iftira mıdır, iddia mıdır?" bu açıkça ortaya çıkacaktır. Karartılan tüm delillere rağmen şunu açıkça ifade etmek istiyorum. Gelip, Kobanê'nin mevcut durumunu gören biri, Mürşitpınar Sınır Kapısı'na saldırının ancak Türkiye üzerinden yapılabileceğini bir saatlik gözlemlerinin ardından açıkça söyleyebilir. Tabi bu kişinin zihniyeti, "kirli oyundan, katliamcılardan yana" değilse.

‘ONLAR SONUÇ NE OLURSA OLSUN, DİRENENLER OLARAK KALACAKLAR’

Kobanê direnişi, 80 günü geride bırakırken tüm kirli planlara karşı sürüyor. Burada tanık olduklarım ise ne kadar kirli oyun oynanırsa oynansın, bahislerini katliamcılardan yana yatıranlar ne kadar yeni oyunlara kalkarlarsa kalsınlar, bu toprakların çocukları direnmeye kararlı. Ve son söz olarak ön mevzilerdeki bir YPG savaşçısının cümleleriyle bitirmek istiyorum:

"Var olabilmemizin ve kazanımlarımızı korumanın tek yolu direnmekten geçiyor. Direnmezsek var olamayız ve yenilgiyi baştan kabul etmiş oluruz. Yenilgiyi kabul etmeden direnerek yenilirsek, tarihte direnenler olarak yer alırız. Kaçanlar olarak anılmaktansa direnerek ölmek en doğrusu. DAIŞ bir işgal gücü. Kendisine ait olmayan toprakları ele geçirmek istiyor ve bu toprakların sahiplerini vahşice katlediyor. Ona destek verenler de bu vahşiliğin ortaklarıdır ve tarihte bununla anılacaklardır. Biz ise, haksızlığa ve zulme karşı sonuç ne olursa olsun direnenler olarak yer alacağız."