KESK: Davutoğlu'nun sorumluluğu araştırılmalı

Ankara katliamının 2. ayında rapor açıklayan KESK, Başbakan Davutoğlu'nun katliamda sorumluluğunun olup olmadığının savcılık tarafından araştırılması gerektiğini belirtti.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 10 Aralık'ta ikinci dolacak olan Ankara katliamına ilişkin rapor hazırladı. 
AKP'nin politikaları ile adım adım katliama doğru gidildiğine dikkat çekilen raporda,  "AKP ve Cumhurbaşkanı, bırakalım gerginliği azaltacak tedbirleri ve demokratikleşme adımları atmayı, uyguladıkları politikalar ve söylemleriyle kutuplaşmayı ve çatışmaları derinleştirdiler" denildi. 
Çatışmasızlığın sona ermesiyle birlikte yaşanan can kayıplarını hatırlatan KESK, bu savaşı durdurmak için 10 Ekim'de Ankara'da buluştuklarını vurguladı. 
Miting için yapılan başvurular ile Emniyet Müdürlüğü ile yapılan görüşmelere ilişkin bilgilerin yer aldığı raporda, şöyle denildi: "Özellikle toplanma yeri olan Ankara Tren Gar’ı önünde emniyet görevlilerinin alacağı güvenlik önlemlerinin önemi görüşüldü. Bunun için ne gibi tedbirler alacakları soruldu. Emniyet görevlileri ise gerekli her türlü güvenlik tedbirlerini alacaklarını, Ankara Tren Garı'ndaki toplanma yerinde bomba vb. cisimlerle ilgili bir ön arama yapacaklarını, toplanma alanına gelecek olan seyyar satıcıları ise mitingi düzenleyen kurumların araması gerektiğini söylediler, bu teklif tarafımızdan reddedildi."
Her miting öncesinde yapılan otobüsleri kent girişinde durdurma ve kontrollü olarak geçişe izin verme uygulamasının bu kez yapılmadığına dikkat çekilen raporda, "Normalde zaten olması gereken de bu iken, son aylarda tüm demokratik eylem ve etkinliklerin yasaklandığı, engellendiği böylesi bir süreçte bile hiçbir engel çıkarılmaması 'Ankara'ya en kalabalık şekilde gelinmesi mi isteniyordu?' sorusunu akla getirmektedir. Yine bu güzergâhta yaptığımız tüm mitinglerde TCDD Gar'dan Sıhhiye'ye kadar olan tüm ara sokaklarda ve köprü üstünde resmi güvenlik gücü araçları konumlandırılırken bu kez alan ve çevresinde hiçbir güvenlik gücünün olmaması dikkat çekici" ifadesi yer aldı. 

9 KİŞİ HALEN HASTANEDE, BİRİ YOĞUN BAKIMDA

Katliamda 101 kişinin yaşamını yitirdiği, 431 kişinin hastanelere götürüldüğünü belirten KESK, hala 9 yaralının hastanelerde tedavisinin sürdüğünü, çok sayıda yaralının kontrollerine giderek tedavilerini devam ettirdiğini kaydetti. Rapora göre, bir yaralı ise aradan iki ay geçmesine rağmen bilinci kapalı halde yoğun bakım ünitesinde tutuluyor. 
Patlamanın ardından yaralılara ilk müdahaleyi TTB ve SES üyelerinin yaptığını belirten KESK, "Az sayıda ambulans olay yerine yaklaşık 44 dakika içerisinde ulaşmış ve yaralıların büyük çoğunluğu özel araçlarla hastanelere taşınmıştır. Kamu otoritesinin patlama sonrası alandaki yaralıların taşınmasını sağlayacak tıbbi müdahale ekiplerini alana sokma görevi var iken, güvenlik güçlerinin yaralıların bulunduğu noktada yaralılara yardım eden TTB, SES üyelerine ve vatandaşlara yoğun gaz sıkması, yaralıların durumunu hiçe sayarak ölüme sebebiyet verecek düzeyde müdahalede bulunması açıkça insanlık suçudur" dedi.
Olay yerinden delillerin de sağlıklı bir şekilde toplanmadığı eleştirisini yapan KESK,  soruşturma aşamasında da bilgilendirilmediklerini belirtti. 

'DAVUTOĞLU'NUN İHMALİ ARAŞTIRILMALI'

KESK, Başbakan Davutoğlu'nun "Türkiye'de intihar eylemi yapabilecek kişilerin belli bir listesi var" açıklamasını hatırlattı, Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'nin Başbakan Davutoğlu ve ilgili tüm bakanlıkların patlamanın gerçekleşmesinde ihmali olup olmadığını araştırmasını istedi. 
Katliamda hükümet yetkililerinin ve hükümete sağlı bürokratların açık ve net bir sorumluluğunun ortaya çıktığını kaydeden KESK, bu sorumluluğun da soruşturmaya konu edilmesi gerektiğini belirtti.
KESK, "Biz, savaşın ortasında barış diyen bir taraf olarak inisiyatif üstlendik. Böyle davrandığımız için bize bir bedel ödetildi. Yılmayacağız, sinmeyeceğiz, geri çekilmeyeceğiz. Biz bıkmadan, usanmadan tüm ülkeye gerçekleri anlatacağız!" dedi.