Urfada BDPyi kastederek malum partiye açık çaðrıda bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoðan, Silahlar sussun, siyaset-fikirler konuşsun dedi. Ancak başta Kürt sorunu olmak üzere ülkenin her alanda yaşadıðı sorunların çözümünü dile getiren fikirlerin karşısına polis, gözaltı, tutuklama, cezaevi baskısı çıkarken, yalnızca düşüncelerini ifade ettikleri için BDP'li milletvekilleri hakkında Aðustos ayı itibariyle açılan soruşturmalar sonucu hazırlanan 554 fezlekede 2 bin 333 yıl hapis cezaları isteniyor. Eldeki veriler AKPnin ve Erdoðanın "ileri demokrasisi" karşısında akıllara şu soruyu getirdi: Hangi fikirleri, kimler, nasıl konuşsun?
4 yıldır Kürt legal siyasetine dönük sindirme, etkisizleştirme, marjinalize etme ve her türlü hukuk dışı yöntemlerle yasadışı kılma girişimleri tavan yapan AKP, 2013ün ilk günlerinde yeni bir söylemle kamuoyunun karşısında. Başbakan Erdoðan, iki gün önce Urfada yaptıðı konuşmada BDPyi kast ederek, O malûm partiye açık çaðrıda bulunuyorum. Artık şiddet sussun siyaset konuşsun, silahlar sussun, fikirler konuşsun sözleriyle yeni bir gündem oluşturmaya çalıştı. Silahlar deðil fikirler konuşsun diyen Başbakan Erdoðanın, sendikacılar, kadınlar, siyasetçiler, öðrenciler, gazeteciler, insan hakları savunucuları, Kürtler, muhalifler, demokratlar ve toplumun daha başka katmanlarına yönelik polisiye baskıyla korku imparatorlu kurmaya çalışıp, Türkiyedeki cezaevlerini genel doluluk oranının kat kat üstüne çıkartarak, binlerce insanı tutuklattıðı bir dönemde bu sözlerinin ne kadar inandırıcı olduðu ise tartışma konusu.
Siyasi kulislerde ve kamuoyunda Başbakanın çözüm noktasına gelmesi! önemseniyor. Ancak yıllardan beri ortada duran veriler ve devlet geleneðinde var olan bu ifadeler teoriden öte hayatta karşılıðını bulmayan ifadeler. Türkiyede son 3 yıllık süreç dahi mercek altına alındıðında yaşananlar ve yaşanmakta olanlar bunun AKPnin yine ve yeni bir taktik mi, oyalama hamlesi mi, sorusunu da beraberinde taşıyor. Yeni anayasa süreci, seçimler gibi gündemlerin arifesinde dillendirilen bu sözlerin görünmeyen yönü ise gözardı ediliyor.
2009 yılında Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün iyi şeyler olacak söyleminin ardından AKP tarafından başlatılan Kürt Açılımı, Demokratik Açılım ya da Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi, Kürt sorununu somut olarak 12 Eylül uygulamalarının ötesine götürdüðü süreçler oldu. Birkaç ay önce idam konusunu gündeme getiren Başbakan Erdoðanın Urfadaki sözleri ise dönem dönem siyasi olarak önünü açmaya dönük açıklama düzeyinde kalmaktan öteye gidemedi.
SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ SÝYASET AMA YÖNTEM BASKI VE TUTUKLAMA
Literatüre siyasi soykırım operasyonları olarak damgasını vuran KCK operasyonları kapsamında bugüne kadar yaklaşık 8 bin kişi tutuklandı ve bu rakamın bini BDPli seçilmiş ve aktif siyasetçilerden oluşuyor. BDPnin verilerine göre yaklaşık 8 bin KCK tutuklusu hakkında açılan dava ve yargılanan sayısı itibariyle 12 Eylülü aşan bir durum söz konusu. Bu sürecin son bir yılında ise AKP, halka, yani BDP seçmenine yöneldi. Türkiye tarihinde görülmemiş uygulamalara imza atan, Sorunların çözüm yolu Meclis, yöntemi de siyasettir, diyalogdur diyen AKP, bugüne kadar çözümün yolu olan demokratik siyasetin önünü açmaya çaba gösteren BDPyi de her fırsatta tıkatmayı hedefledi.
FÝKÝRLERÝNÝ KONUŞTURANLARIN AKIBETÝ
Özellikle Kürtler ve Kürtlerin seçtiði siyasi temsilcilere dönük operasyonlar dahilinde belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, il genel meclis üyeleri, BDPnin merkezi ve yerel yöneticileri olmak üzere birebir çalışma yürüten yaklaşık bin kişi cezaevlerinde tutuluyor. Cezaevlerindeki binlerce tutsaktan olan bin kadar BDPli seçilmiş ve aktif siyasetçi ise fikirlerini konuşturduðu için bugün parmaklıklar ardında. 2009-2012 yılları arasında 18 BDPli belediye başkanı, 60 belediye meclis üyesi, 14 il genel meclis üyesi de ellerinde silah deðil dillerinde çözüm ve demokratik talepler olduðu için görevinden alındı. Yine eski ve yeni 36 belediye başkanının tutuklu olduðu bu süreçte söz konusu KCK operasyonları AKPnin gerek siyasi konjonktürdeki çıkarları gerekse de seçimler öncesi ve sonrası stratejik uygulamaları dahilinde sürüyor.
TUTUKLU VEKÝLLER DE FÝKÝRLERÝNÝ KONUŞTURMUŞTU!
Yıllardır Kürt sorununda demokratik, barışçıl çözümden yana tavır ve söylem geliştiren, şiddetle alakası olmayan Gülser Yıldırım, Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız, Hatip Dicle, Ýbrahim Ayhan ve Kemal Aktaş, BDPye fikirler konuşsun diye çaðrıda bulunan Erdoðanın başkanlıðındaki AKP iktidarı tarafından KCK operasyonları kapsamında tutuklandıktan sonra vekil seçildi. Ancak vekil olduktan sonra tahliye edilmeyerek bir başka hukuksuzluðu icra eden AKP, Diyarbakırda onbinlerce oy alarak seçilen Hatip Diclenin vekilliðini düşürerek, kendi vekil sayısını artırmanın yoluna gitti. Ayrıca AKP, tutuklu vekiller konusunda meclis başkanının partileri bir araya getirme girişimine de engel olmuştu. Vekillerin tutuklanma sebebi ise yine fikirlerini konuşturmuş olmalarının ötesinde bir içeriðe sahip deðil.
HALKA KADAR VARAN FÝKÝR ÖZGÜRLÜÐÜ ÝHLALLERÝ
Uluslararası platformda da KCK operasyonlarının izahını somutlaştıramayan AKPnin, yaşanan siyasi krizlerini, anayasal ya da yasal düzenlemelerindeki engelleri ortadan kaldırmak istediði dönemlerdede demokrasi havarisi kesilmesi dikkat çekiyor. Fikirlerini konuşturan seçilmişlerle de yetinmeyen AKP, operasyon kapsamını genişleterek 2012 yılı içinde hedef tahtasına halkı aldı. BDPnin her tür siyasi aktivitesinni engellemek adına halktan pek çok kişi de tutuklanarak, cezaevine konularak, bugün kamuoyunda yeni bir süreç başlattıðı imajını yarattıðı fikirler konuşsunun arka bahçesindeki fikirleri susturma girişimlerinden hiçbir şekilde hız kesmeden ilerliyor.
FÝKÝRLERÝNÝ KONUŞTURACAKLAR ÝÇÝN YENÝ CEZAEVLERÝ YOLDA
Erdoðan başkanlıðındaki AKP hükümetinin 5 yıl içerisinde 153 yeni cezaevi açmayı planladıðı belirtilirken, bunlardan 27si ihale aşamasında, 83ü planlama aşamasında, 43ü ise proje aşamasında bulunuyor. Bu 153 yeni ceza infaz kurumunun açılmasıyla da kapasite sayısının 106 bin 831 kişi arttırılması hedefleniyor. Böylece fikirlerini konuşturanlar için yapılacak olan yeni operasyonlara da zemin hazırlanıyor.
HANGÝ FÝKRÝ, KÝM, NASIL KONUŞSUN?
Elde olan veriler, gözler önündeki tabloda fikirlerden korkan, fikirleri iktidarı için tehdit olarak gören bir zihniyete sahip AKPnin ve Başbakan Erdoðanın fikirler konuşsun söylemine karşın bugüne kadar sadece düşüncelerini ifade ettikleri için BDP'li milletvekilleri hakkında Aðustos ayı itibariyle açılan soruşturmalar sonucu hazırlanan 554 fezlekede 2 bin 333 yıl hapis cezaları istendi. Hapis cezaları istenmekle kalmazken, vekillere hapis cezaları da verildi. AKPnin yaklaşımındaki ileri demokrasinin fikirleri konuşturanlara karşı yaklaşımı bu olurken, akıllara da şu soruyu getirdi: Kimler, hangi fikri, nasıl konuşturmalı?