KJB: Roboski katliamının baş sorumlusu AKP’dir
KJB: Roboski katliamının baş sorumlusu AKP’dir
KJB: Roboski katliamının baş sorumlusu AKP’dir
KJB Koordinasyonu, Roboski Katliamı’nın yıldönümüne ilişkin yaptığı açıklamada, “Roboski katliamının baş sorumlusu AKP hükümetidir . Daha önce ittihat-ı terekki’nin beyaz Türk faşizmi Dersim’de, Zilan’da, Maraş’ ta gerçekleştirdiği katliamların benzerini bu gün paralel devlet, AKP-Gülen hükümetinin yeşil faşizmi Roboski’de, Geliye Teyare’de, Tel Aran’da, Tel Hâsıl’da, Paris’te, Gever’de sürdürmüştür” dedi.
Kürt Kadın Hareketi (KJB) Koordinasyonu yaptığı yazılı açıklamada “28 Aralık 2011 tarihinde gerçekleştirilen Roboski katliamının üçüncü yıl dönümüne girerken katliamı uygulayan güçleri lanetle kınıyoruz. Bu katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri başta olmak üzere anaların ve tüm Kürt halkının acısını derinden paylaşıyoruz” dedi.
Bu acıların özgür Kürdistan’da özgürlüğünü sağlama ve varlığını koruma temelinde büyük bir direniş ve özgürlük mücadelesine dönüştüğünü de belirten KJB Koordinasyonu şunlara dikkat çekti: “Roboski Katliamı’nın üçüncü yılına girerken, dünyanın gözü önünde yapılan bu katliamın failleri dünyaca bilinmesine rağmen şimdiye kadar her hangi bir hesabın sorulmaması ve faillerinin ısrarla gizlenilmesi durumu Kürdistan da başka katliamların yapılacağına işarettir. Kürt halkı tarih boyunca katliamlarla karşı karşıya kalmıştır. Kürt halkına karşı her türlü şiddeti, katliamı reva gören sömürgeci faşist güçler Roboski katliamını gerçekleştirerek katliamlar zincirine bir halka daha ekleyerek tarih karşısında bir kez daha gerçek yüzünü göstermiştir.
Bu katliamı, iki yüz yıldır Kürdistan’da her türlü cinayeti, tecavüzü, katliamı geliştirerek, şiddet ve savaşa dayalı varlığını egemen kılan paralel devlet güçleri ve sömürgeci devletler yapmıştır. Kürdistan’da uygulanan soykırım zihniyetini destekleyerek, derinleştiren AKP hükümeti kendi çıkarları için paralel devleti besleyerek Kürt halkına karşı katliamların gerçekleşmesine çanak tutmuş, katliamları meşru göstermiştir. Dolayısıyla Roboski katliamının baş sorumlusu AKP hükümetidir. Daha önce ittihat-ı terekki’nin beyaz Türk faşizmi Dersim’de, Zilan’da, Maraş’ ta gerçekleştirdiği katliamların benzerini bu gün paralel devlet, AKP-Gülen hükümetinin yeşil faşizmi Roboski’de, Geliye Teyare’de, Tel Aran’da, Tel Hâsıl’da, Paris’te, Gever’de sürdürmüştür. “
Bu katliamların aydınlatılmasını devletten beklememek gerektiğini de belirten KJB Koordinasyonu, Kürt halkına karşı uygulanan komplo ve katilam politikalarını boşa çıkartacak ve yeni katliamları önleyecek tek gücün Kürt halkının iradesel gücü ve direnişi olduğuna da dikkat çekti.
“90 yıldır Kürt toplumuna karşı yapılan bu insanlık suçunun hesabını soracak, özgür demokratik bir yaşamı sağlayacak olan Kürt halkı ve demokrasi güçlerinin kedisi olacaktır. Bunun için halkımız dört parça Kürdistan’da mücadelenin her alanında sözüyle eylemiyle tavrını koyarak büyük bir direniş göstermelidir” diye devam eden KJB Koordinasyonu, “Halkımız ve dostlarımız bunu iyi bilmeli ve kesinlikle bunun hesabını soracak düzeyde serhildanlarını kesintisiz sürdürmelidir. Halkımızın direnişiyle mevcut iktidarlarda diğer inkar ve imhacı hükümetler gibi yıkılacaktır” dedi.
Gelinen aşamada Ortadoğu’da Kürtlerin büyük bir irade sahibi olduğunu da vurgulayan KJB Koordinasyonu şöyle devam etti: ”Artık hiçbir güç Kürt halkının iradesel varlığını ve kimliğini inkar edemez. Yok sayamaz. Kürt halkı Reber APO öncülüğünde kendi öz örgütlülüğünü var kılmıştır. Demokratik ulus birlik çerçevesinde Kürdistan’ın dört parçasında her açıdan örgütlülüğünü sağlamış ve mücadelesini güçlü kılmıştır. Halk ve hareket olarak özgürlük mücadelemizin sağladığı kazanımları koruma ve geliştirme temelinde her açıdan öz örgütlülüğümüzü daha da güçlendirmeliyiz. Demokratik özerlik sistemimizin inşasını geliştirmeliyiz. Bu anlamda kendi sistemimizi kurarak, savunmamızı ve özgürlüğümüzü güçlü sağlamalıyız. Katliamcı ve sömürgeci zihniyete karşı mücadelemizi her zamankinden daha fazla kapsamlılaştırmanın koşulları ve ihtiyacı artmıştır. Bu tarihi koşulları doğru değerlendirme fırsatı ve şansı bizlere düşmüştür. Bu temelinde bir seferberlik ruhu ile bu süreci karşılamalıyız.
Böylesi bir sorumluluk bilinciyle tüm haklımızı, kadınları, gençleri ve dost çevreleri devrimci demokratik mücadelemiz etrafında büyük bir birleşmeye ve özgürlük mücadelesini yükselmeye çağırıyoruz.”