Mersin ve Adana’da HDP il binalarına eş zamanlı olarak yapılan saldırıyı kınayan KJK Koordinasyonu, HDP’nin yükselişine tahammül etmeyen iktidarcı, faşizan odaklar saldırılarına bir yenisini Adana ve Mersin’de eklediklerini belirtti.
Yazılı bir açıklama KJK Koordinasyonu, “Türkiye’nin bütün insanlarına, bütün kimliklerine karşı sorumluluklarımız var. Dilimizle, kimliğimizle bu ülkenin onurlu vatandaşları olacağız. Abdal olacağız, Türk olacağız, Kürt olacağız. Alevi, Sünni olacağız. Ama öncelikle hep birlikte kardeş olacağız” mesajını her fırsatta Türkiyeli halklarla paylaşan HDP’nin yükselişine tahammül etmeyen iktidarcı, faşizan odaklar saldırılarına bir yenisini Adana ve Mersin’de eklediklerini belirtti ve Mersin ile Adana’da HDP il binalarına eş zamanlı olarak yapılan çirkin saldırıyı kınadı.
Tüm Türkiye’nin barış, demokrasi ve kardeşlik elini uzatan HDP’ye karşı yapılan saldırının halkların birliğine, kardeşliğine yapılan bir saldırı olduğunu da kaydeden KJK Koordinasyonu, “Bu ülkede iktidarları elden gidecek diye, saltanatları sarsılacak korkusuyla hezeyanlar yaşayan iktidar güçleri mevcut. Bunun için Türkiye de ezilenlerin, sosyalistlerin, gençlerin, kadınların umudu olarak yükselişe geçen HDP’yi baraj altında bırakmak için her türlü provokasyonu, iftirayı, yalan kampanyasını sürdürüyorlar. Bu saldırıları yapan güçlerin dayandığı merkezler bilinmeyen merkezler değildir. Türkiye iktidar güçlerinin dayandığı özel savaş birimlerinin örgütleyip yürüttüğü bu kirli saldırılar ile Türkiye toplumu istikrarsızlaştırılmak isteniliyor. Ellerinde her tür imkanı bulunduran bu güçler HDP'nin barajı tarumar edeceğini gördüler. Bunu gördükleri için 62 yerde HDP seçim bürolarına saldırıldı, adaylara saldırılar yapıldı, her yerde çirkince baskının ve şiddetin zorbalıklarıyla halklarımızın görkemli demokrasi yürüyüşünü durdurmaya çalışıyorlar.
AKP, HDP’nin varlığını gelişmesini durduramayacağını gördüğü için karanlık güçlerin gölgesine sığınarak saldırılarını yoğunlaştırmış bulunmaktadır. Amaç 7 Haziran öncesinde halklarımıza karşı çatışma ve gerilim ortamını tırmandırmaktır.
Bu güçler demokrasiyle kazanamayacaklarının acizliğini yaşıyorlar. Onun için en iyi bildikleri dil olan savaş diliyle HDP’nin önüne dikildiler. Bizler de diyoruz ki bu ülkede eşitlik ve kardeşlik siyaseti bedeli ne olursa olsun kazanacaktır. AKP HDP’yi baraj altı bırakırsam güçlenirim algısıyla provokatif güç ve tutumlarla hareket ediyor. Provokatif çabalardan medet umar hale gelen AKP yoğunlaştırdığı bu kirli saldırılarla halklarımızın örgütlü iradesi karşısında ne denli korktuğunu da gözler önüne sermiştir” dedi.
Çok önemli ve tarihi seçim sürecinde gericiliğin, iktidarcılığın, faşizmin, dinciliğin, cinsiyetçi tüm barajları yıkma iddiası ile meydanlara akın halkların, gençlerin ve kadınların yüzde 10 barajını geçerek toplumsal devrim süreçlerini inşa edeceğine inançlarının tam olduğunu da kaydeden KJK Koordinasyonu açıklamasında şunlara yer verdi: “Bizler halklar olarak yüzyıllardır bu egemen ideolojilerin, partilerin yürüttükleri kirli politikalara ve de saldırılara karşı direndik. Varlıkları, dilleri sorun nedeni olan bu güçlerin örgütlü saldırılarına karşı özgür sesimizle, güçlenmiş irademizle, hiçbir engel tanımayan örgütlü kimliğimizle gözü dönmüş iktidar partilerine demokrasinin gücüyle yanıt vermeyi bileceğiz. Bu anlamda biz kadınlar olarak da HDP’yi kadın partisi bilerek özgür irademize ve kimliğimize karşı yürütülen bu saldırılara karşı daha duyarlı ve örgütlü olarak mücadelemizi yükseltmeliyiz. Faşist cephenin tüm çirkin, provokatif saldırı girişimlerine rağmen inatla, azimle, inançla, barış ve kardeşliğin diliyle her yerde olacağız. Her yerde tüm saldırılara rağmen varız- var olmaya devam edeceğiz.
Tam da bunun için diyoruz ki, tüm halkımız, kadınlarımız, adaylarımız, hepimiz, büyük bir inançla, devrimci ruhla, bu hamle sürecini 7 Haziran’da zafere taşımanın tarihsel göreviyle karşı karşıyayız. Bu değerlerimize, şehitlerimize karşı bir borçtur. Bu vesile ile bir kez daha halklarımıza, gençlerimize ve de kadınlarımıza diyoruz ki gün onuruna, demokratik değerlerine sahiplenme günüdür. Gizli açık tüm özel savaş birimlerinin, partilerinin geliştirdiği provokasyonlara karşı tedbiri elden bırakmadan tüm alanlarda örgütlü sesimizi, irademizi her zamankinden daha gür bir şekilde açığa çıkartarak, 7 Haziran’ı egemenlerin korkularının gerçek kılındığı bir gün haline getirelim.”