Kobanê Almanya'nın Kürt düğümünü çözer mi? - Perwer Yaş

Kobanê Almanya'nın Kürt düğümünü çözer mi? - Perwer Yaş

Kobanê direnişinin birinci ayını doldurmasının hemen akabinde Alman hükümet yetkililerinin sessizliklerini bozması dikkat çekti. Koalisyon ortağı CDU/CSU'nun grup başkanı Kauder "DAİŞ'e karşı PKK de desteklenmeli" derken partisine bağlı içişleri bakanlığı hala "PKK yasağının gözden geçirilmesi için bir gerekçe yok" diyor. Almanya'nın Kürt ve PKK bilmecesi ne zamana kadar sürecek?

Almanya'da hükümet ortağı CDU/CSU'nun Grup Başkanı Volker Kauder, Der Spiegel dergisinin internet sitesi Spiegel Online'nin "Almanya'nın DAİŞ çeteleriyle mücadelesini kast ederek "Silahlar Peşmerge'ye gitti, DAİŞ'e karşı PKK gibi başka gruplar da mücadele veriyor. PKK’nin de desteklenmesi gerekmez mi?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Türkiye’nin PKK ile hangi sorunları olduğunu biliyorum ama DAİŞ'in önemli sınır kentlerini ele geçirerek dünya çapındaki güvenlik için bir tehdit haline gelmesini seyretmek çözüm olamaz. Başka grupların desteklenmesi olanaklı olabilir. Ama bu Türkiye’ye karşı değil, Türkiye ile birlikte olmalıdır. Buna PKK’ye verilecek destek de dahildir."

Dün ilk okunduğunda ne demek istediği iyi anlaşılmayan Kauder’in bu sözlerinin haber ajanslarına düştüğü saatlerde Fransız Haber Ajansı (AFP) İçişleri Bakanlığı'nı kaynak göstererek "PKK yasağı sürecek" başlıklı bir haber geçiyordu. Sosyal demokratlar-Hıristiyan demokratlar hükümetinde İçişleri Bakanlığı CDU'nun elinde.

AFP'nin "PKK yasağı kalkacak mı?" sorusunu yazılı yanıtlayan bakanlık "PKK'ye yönelik yasağının kaldırılması için her hangi bir gerekçe yok" cevabını verdi. Akşam saatlerinde ise "PKK muamması" Twitter hesabı üzerinden sorular yanıtlayan Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier'in karşısına da çıktı.

STEİNMEİR: TÜRKİYE'YE TEHDİT SÜRDÜKÇE...

Yeşiller Milletvekili Volker Beck bakana "Kauder PKK'ye silah verilebileceğine işaret etti. O halde PKK'ye terörist bir örgüt demek doğru mudur?" sorusunu yöneltti. Bakan Steinmeir ise ''PKK Türkiye'yi şiddetle tehdit ettiği müddetçe bunun sorusu bile olmaz'' diyerek PKK'ye yönelik tutumun değişmeyeceği sinyalini verdi.

Aynı Steinmeir dünyanın "gördüm" dediği, Alman medyasının her gün sayfalarına ve ekranlarına taşıdığı Kobanê'yi de ancak 27 gün sonra görmüştü. Kobanê direnişinin 27. gününde, o da muhabirin ısrarlı sorusu üzerine Steinmeir ancak şunu söyleyebilmişti: "Kobanê Suriye'deki trajedinin yeni bir ünitesidir, üç yıldan fazladır Suriye'deki iç savaş sürüyor, ne siyasi ve ne de askeri bir karar verilmiş değil."

IŞİD'in 2 Ağustos'ta Şengal'de yaşayan Êzidilere saldırması ve katliamlara girişmesi üzerine YPG/YPJ ve HPG/YJA STAR gerillarının bölgeye gitmesi, onbinlerce Êzidi'nin can güvenliğini sağlamasıyla uluslararası arenada Kürt özgürlük hareketine yaklaşımın değiştirilmesini gündeme getirdi. Avrupa'da yaygın medya ve siyasetçiler Avrupa Birliği'ne "PKK'yi terörist örgütler listesinden çıkar", Almanya'ya da "21 yıllık yasağı kaldır" mesajı gönderiyorlardı.

AB bürokratları ve Alman hükümet yetkili isimleri bu çağrılar karşısında sessizliğe gömülürken, ardından 15 Eylül'de DAİŞ çetelerinin Kobanê'ye saldırıları başladı. Şengal'i aratmayacak yeni bir katliam kapıdaydı. Çeteler adım adım dünyanın gözü önünde ilerlerken  ve BM gibi uluslararası güçler Kobanê'yi işaretlerken, Almanya'dan deyim yerindeyse tık yoktu.

Yaygın Alman medyasının her gün verdiği Kobanê haberleri ve Kürtlerin çeşitlilik arz eden gösterilerine rağmen Berlin cephesinin Kobanê sessizliği YPG/YPJ'nin savunma hattındaki direnişlerinin birinci ayını doldurmasıyla bozması şüphesiz manidar. Her ne kadar gereklerini yerine getirmezse de Şengal için iki günde "soykırım" diyen Almanya bir ay boyunca Kobanê'deki cephelerin rengini mi beklemişti?

İçişleri ve dışişlerinin klasik PKK söylemlerini bir tarafa koyarsak, PKK'ye yönelik havanın değişeceği sinyalini Hıristiyan demokratların 40 yıllık deneyimli politikacısı Kauder okyanus ötesinden mi almıştı?

Zira dün Amerikan Dışişleri Bakanlığı Kürt özgürlük hareketine karşı bir tabunun yıkılması anlamına gelebilecek PYD Eşbaşkanı Salih Müslim ile geçtiğimiz hafta görüştüğünü itiraf etmişti. Ne gariptir ki tam 21 yıl önce, 1993'ün sonbaharında ise Washington PKK yasağını uygulaması için CDU'nun eski lideri Helmut Kohl'e baskı yapıyordu.

PKK yasağı için Ankara-Bonn-Washington hattında sıkı bir diplomasi vardı. 26 Kasım 1993 günü “Gizli kurye harekatı” manşetiyle çıkan Milliyet gazetesi PKK’nin yasaklanması için Çiller-Kohl-Clinton arasındaki görüşme trafiğini yazdı. Her üç liderin dinlenmeyen telefonlar ve gizli kuryelerle aracılığıyla yaptıkları görüşmelerde PKK’ye karşı operasyon kararı alınmıştı.

'BABA KOHL'UN YASAĞI!

Tansu Çiller’in Haziran 1993’de Türkiye'de başbakan olmasıyla dozajı artırılan Kürdistan’daki kirli savaşın yanı sıra uluslararası arenada da Kürt özgürlük hareketi yeni bir döneme girdi. 20 Eylül 1993 günü Almanya'ya gelen Çiller dönemin başbakanı Helmut Kohl yaptığı görüşmede PKK'nin yasaklanması için düğmeye basıldı.

Milliyet'in haberinin yayınlandığı gün 26 Kasım 1993'te 16 eyaletin içişleri bakanları yapılan toplantıda federal içişleri bakanı Kanther PKK’yi yasaklayacak 53 sayfalık bülteni açıkladı. Kürdistan’daki savaşa, şiddetin nedenlerine, Türk ordusunun köy yakmaları ve katliamlarına ilişkin tek kelimenin geçmediği Kanther’in yasak bülteni şöyleydi:

“PKK/ERNK halkların uyumlu şekilde beraber yaşamasını engelliyor. PKK’nin taraftar ve sempatizanlarınca Almanya ve Türkiye’de, Türkiye’nin bir bölümünü kurulacak Kürt devletine dahil etmek için suçlar bunu yeterince kanıtlıyor. Almanya’nın çıkarları tehdit altında. Şiddet eylemleri Türkiye ile olan ilişkilerimizi önemli ölçüde zedelemektedir. PKK faaliyetlerine Almanya’da daha fazla müsaade etmek, Alman dış politikasının güvenirliliğini tartışır hale getirir ve değer biçtiğimiz çok önemli bir ortağın güvenini sarsar.”

Kürtlerin çok sayıda kurumu ve FEYKA-Kürdistan'a bağlı 29 Kürt dernek bu yasak kapsamında gece baskınlarıyla kapılarına mühürlü kilitler vuruldu. Ertesi gün ise Hürriyet gazetesi “Danke Herr Kohl” (Teşekkürler sayın Kohl) manşetiyle çıkıyordu.

İki Almanya'nın birleştirdiği için Almanların "birleşmenin babası" dediği Kohl'un Hıristiyan demokratlar partisi CDU'nun getirdiği, ekip arkadaşları; Kinkel ve Kanther’in projesini çizdiği, yıllarca sosyal demokratlar döneminde ise (Schröder'in başbakan, Schily'nin içişleri bakanı, Fischer'in dışişleri bakanı olduğu yıllar) en sert şekilde uygulanan PKK yasağı yıllar sonra CDU/CSU-SPD hükümeti döneminde kritik bir handikaptan geçiyor... Bu kez sarkacın bir ucunda PKK ve YPG gerillalarının dünyanı en azılı vahşi örgütlerinden DAİŞ'e karşı verdiği amansız bir mücadele var. Kim bilir belki Kobanê Almanya'nın Kürt düğümünü de çözer...

İlgili haber:

http://www.firatnews.com/news/guncel/almanya-nin-k-uclusu-ve-pkk-yasagi.htm