Kobanê Davası: İktidar talimat verdi, mahkeme işkence yapıyor!

Kobanê Davası'nın duruşmasında konuşan avukatlar, yargılamanın AKP-MHP iktidarının talimatıyla başlatıldığını ve işkenceye dönüştürüldüğünü söyledi.

Sincan Cezaevi Kampüsü'nde Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Kobanê Davası'nın 6’ncı duruşmasının ilk oturumu Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülmeye başlandı. Duruşmaya HDP milletvekilleri, Ankara il ve ilçe yönetici ve üyelerinin yanı sıra Almanya, Amerika, İtalya, İsveç ve Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu’ndan temsilciler katıldı. Mazeret bildirenlerin dışında Sincan Cezaevi’nde kalan tutsaklar duruşma salonunda bulunurken, farklı cezaevlerinde tutulan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) bağlandı. Mahkeme başkanının görevden alınması üzerine duruşmayı yeni mahkeme başkanı yönetti.

'MAHKEMEYE MÜDAHALE EDİLDİ'

Duruşmada söz alan Avukat Aydın Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu davanın heyeti sadece bir tek davaya bakmak üzere görevlendirildi. Dolayısıyla olağan yargılama periyotlarından farkı bir yargılama periyodu için görevlendirildiniz. Buna bağlı olarak sadece Anayasa'nın tabii yargıçlık ilkesi ihlal edilmedi, duruşma günlerine ilişkin temel haklar da ihlal edildi. Anayasa'nın yasaklanan mahkemelerin kuruluşu sadece bir kanun çıkararak böyle bir mahkeme kurmakla ilgili değildi. Böyle bir mahkemenin kurulamayacağı gibi uygulamada hakim ve savcıların görevlendirilmesiyle bir kişi ya da müvekillerle ilgili böyle bir mahkeme kurulamaz. Bu yargı bağımsızlığına aykırıdır.
Mahkeme başkanının önce Covid sebebiyle rahatsız olduğu, sonra ameliyat olduğu söylendi, ne kadar süre sonra göreve döneceği belli değil denildi, arkasından da görevden alındı. Ne zaman göreve başlayacağı belli değil, sorgulamaya devam edeceğiz, denildiğinde sanki başkanın bir daha göreve gelmeyeceğini biliyormuş gibi duruşma olduğu yerden devam etti. Bazı müvekkillerimiz biz savunma vermek istemiyoruz demişlerdir.
Hakimlerin ve savcıların azledilmesi sadece görevlerine son verilmesiyle ilgili değildir. Bir hakimin baktığı davadan el çektirilmesi yargıçlık teminatı bakımından ön görülen anayasal ve AİHM tarafından öngörülen teminatların ortadan kaldırılmasıdır. Bu tamamen bağımsızlığı ve tarafsızlığı ortadan kaldıran objektif bir gerçekliktir. Mahkemeye yapılan, hukuka aykırı ve adil bir yargılama teminatını ortadan kaldıran bir müdahaledir."

'YARGILAMA İŞKENCE HALİNE GELDİ'

Avukat Ruken Gülağacı da şöyle dedi:
"Müvekkilimizin ne tek bir dosyası var ne sınırsız bir şekilde dosyaya erişim ne de avukatlara erişim imkanı. Mahkemenin evraklarının ellerine ulaşması dahi bir iki haftayı buluyor. Müvekkillerimin 7/24 bu dosyayla ilgilenme zorunlulukları yok. Hayatları var, kitap okuma, görüşe çıkma, yemek yeme, spor yapma gibi hakları var. Bizim de çalıştığımız tek dosya bu değil ki bu dosya için UYAP’ı açıp bir evrak indirmemiz bile yarım saati alıyor. Duruşma periyotlarını kabul etmiyoruz. Bu şekilde devam etmeyi doğru bulmuyoruz. Yargılamanın artık işkence haline gelmemesini talep ediyoruz."
Avukat Çiğdem Kozan da şunları söyledi:
"Tutukluluğa devam gerekçelerini müvekkilimize 7 gün içinde dahi tebliğ etmediniz. Bizim tutukluluk devam kararına itirazlarımız da henüz üst mahkemece incelenmedi. Yani tutuk devam kararına yapılan itirazlarımız değerlendirilmeden siz yeni bir duruşmaya başladınız. Tutuk itirazı 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne ne zaman göndereceksiniz? SEGBİS çözüm tutanağı olmadan ya da bizim beyanlarımız olmadan 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi neyi inceleyecek? Onlar da sizin gibi bakmadan mı değerlendirecek?
Mahkeme başkanın değiştirilmesiyle duruşma periyotları da değişti. Böyle bir yargılama usulünü şimdiye kadar görmedik. Bu yargılama biçimi bile hukuksuzluğu çok net ortaya koyuyor."

'KİMİN TALİMATINI YERİNE GETİRİYORSUNUZ?'

Avukat Cahit Kırkazak, "Bu yargılamayı acil bitirme motivasyonunuz niye" diye tepki göstererek, şöyle devam etti:
"Devlet Bahçeli’nin mi, Erdoğan’ın mı, Süleyman Soylu’nun mu talimatını yerine getiriyorsunuz? Adil yargılama hakkının ihlal edildiğini, bu duruşma periyotlarının insan hakkı ihlali olduğunu biliyorsunuz. Bunları bilmenize rağmen iktidarın talimatları doğrultusunda hareket ettiğiniz ortaya çıkıyor. Eğer ki kararınız hazırsa ve dosyayı bir an önce bitirmek istiyorsanız dosyayı savcıya verin onun da mütalaası açıktır. Kararınız hazırsa bugünden kararı verin ama bizi bu oyuna karıştırmayın. Bizim bu temel haklarımızın ihlaline, siyasal iktidarın temsilcileri pozisyonuna rıza vermeyiz."

'İNSANLIK DIŞI KOŞULLAR DAYATILIYOR'

Avukat Nuray Özdoğan da şöyle konuştu:
"Siz de hiçbir evrakı kontrol etmediniz. SEGBİS bağlantıları alınmıyor, bunlara dikkat etmiyorsunuz. Anladık karar hazır ama bu şekilde yapamazsınız. İnsanlık dışı koşullarda bizi savunma yapmaya zorlayamaz, bu duruşmayı devam ettiremezsiniz. Bu süre içinde hangi evrakları incelediniz? Bizim 24 saat çalışmamız lazım. Bizi zaman baskısı altında dosyadaki hukuka aykırı süreci devam ettirebileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Elinize tutuşturulan kararı getirip hemen okuyabileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bu kadar kolay değil. Bu şekilde sürdüremezsiniz. Makul süre vermek zorundasınız."
Ardından söz alan avukatlar da makul sürenin verilmesi gerektiğine vurgu yaparak aksi halde yargılamaya devam edemeyeceklerini belirtti.
Ardından duruşmaya ara verildi.