Kobanê Davası: Mahkemeden müşteki zorbalığı!

Kobanê Davası'nda avukatlar, insanların zorla müşteki olmaya zorlandığına dikkat çekti.

Kobanê Davası’nın 8’inci duruşması 5'inci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü. HDP milletvekilleri, Ankara il ve ilçe yöneticileri ve rehin tutulan siyasetçilerin bir kısmı duruşmaya katıldı.

Müşteki Serkan Yazıcı, aracının zarar gördüğü iddiasıyla şikayetçi olduğunu ancak davaya katılma talebinin olmadığını ifade etti. Mahkeme başkanının “Bizim dosyada yargılananlardan şikayetçi misiniz?” sorusuna müşteki Yazıcı şikayetçi olmadığını söyledi.

Müşteki polis Mustafa İmal devletin araçlarının zarar gördüğünü ve evine ateş açıldığını öne sürdü. İmal, “Evinize kimler tarafından ateş edildiğini biliyor musunuz” sorusuna kimin ateş ettiğini bilmediğini söyledi.

Avukat Maviş Aydın, “Tüm müştekilere bu dosyaya nasıl dahil olduklarının sorulmasını talep ediyorum” dedi. Bu soru üzerine müştekiler kendilerine dosya tebliğ edildikten sonra müşteki olduklarını öğrendiklerini söyledi. Avukat Aydın, “Bu dosya numarası ile mi tebligat yapıldı” diye sordu. Müştekiler dosya ile tebligat yapıldığını söyledi. Avukat Mahsuni Karaman’ın, “Salonda bulunanlar arasında sizleri yaralayanları görebiliyor musunuz” şeklindeki sorusuna müşteki, salonda bulunanları olay yerinde görmediğini belirterek cevap verdi.

Bilmediğim, görmediğim insanlardan nasıl şikayetçi olayım?

Yargılanan siyasetçilerden Ali Ürküt, “Asıl olayın olduğu yerde açılan davanın müştekisi olmayıp nasıl oluyor da bu davanın müştekisi olabiliyor?” sözleriyle duruma tepki gösterdi. Avukat Veysi Eski, “Müvekkillerimizle sizin olayınız arasında somut bir bağ var mıdır? Dosyada yargılanan kişilerin sizi zarara uğratan kişiler olduğuna dair bir delil var mı?” diye sordu. Müşteki, “Bilmediğim, görmediğim insanlardan nasıl şikayetçi olabilirim, buradakileri görmedim” dedi.

'AKP BASKI KURMAK İÇİN MAHKEMEDE'

AKP avukatı Muammer Cemaloğlu, HDP'yi hedef alarak davaya katılma talebinde bulundu. Bunun üzerine Avukat Veysi Eski, “Dosyanın bütününe baktığımız zaman müvekkillerimiz bir şekilde olayların önlenmesi için iktidar yetkilileriyle görüşme halindeydi. AKP müşteki olacaksa soru sorma hakkımızı kullanmak istiyoruz” dedi. AKP’nin katılma talebine ilişkin söz alan Nazmi Gür ise şöyle konuştu:

“AKP, bu ülkede iktidar partisi. Az önce AKP avukatı size vereceğiniz cezayı dikte etti. O olayların birinci derece sorumlusu iktidar partisidir, AKP’dir. AKP’nin burada bulunmasının sebebi müşteki olması değil bizzat mahkemeye baskı kurmasıdır. Bunu reddediyoruz, bu utançtır. Hiçbir mağdurun dosyalara katılımı konusunda bir talebimiz yok ama iktidar yasamayı, yürütmeyi ve yargıyı yönetiyor. Şimdi ikili hukuk sistemine mi geçtik? Ben o zaman tahliye talebimi Diyanet İşleri Başkanından isteyeyim. Şeriattan mı isteyeyim? Bizi nasıl yargılayacaksınız, biz size nasıl güveneceğiz? Rakiplerimiz olan siyasi partilerin müşteki olmasına itiraz ediyorum.

Emniyet bu davanın hazırlayıcısıdır. Müştekileri dinledik ve hiçbiri bizden şikayetçi değil. Burada iddia makamı, müştekiler ve siz aynı taraftasınız bizler de bir taraftayız. Bu yargının hükmünü kim verecek? Bu, iktidarda olan bir siyasi partinin talimatı değil mi? O dönemin İçişleri Bakanını getirin ve siz sorun tüm soruları. Efkan Ala’yı getirin.”

'SORUMLUSU AKP'DİR'

Dava avukatlarından Aydın Erdoğan, AKP’nin davaya katılma talebini, “Bu davanın esasını oluşturan 6-8 Ekim tarihli olaylar AKP iktidarı zamanında işlenmiş, sorumluluğu AKP’ye ait olan olaylardır” sözleriyle eleştirdi. Erdoğan, “Bu olaylar süresince HDP Merkez Yürütme Kuruluna atfedilen çağrı metni, barışçıl bir çağrıdır. Bu olayların sürdüğü 3 gün boyunca HDP yetkilileri zamanın başbakanı Ahmet Davutoğlu ve İçişleri Bakanı ile sayısız görüşmeler yaparak olayların sonlandırılması için çaba göstermişlerdir. Bu olayların geçtiği dönem Çözüm Sürecinin yürürlükte olduğu, İmralı Adasında Abdullah Öcalan ile görüşmelerin yapıldığı, yine devletin talebiyle Kandil'de görüşmelerin yapıldığı bir dönemdi. Barışın sağlanması, çatışmanın sonlandırılması ve yapılacak işlerin planlanması için devam eden bir süreç vardı. Kobanî olayları, halkın IŞİD'e tepkisi olarak ortaya çıkmış ancak saptırılmıştı” dedi.

Avukat Hürrem Sönmez ise duruşma periyotlarına itiraz ederek, Deniz Poyraz duruşması için avukatların sunduğu mazeretlerin kabul edilmemesini de eleştirdi. Sönmez, mahkemeye sunulan katılma ve müşteki taleplerine de tepki gösterdi.

'MÜŞTEKİ OLMAYA ZORLANIYORLAR'

İş yerinin zarar gördüğü gerekçesiyle daha önce şikayette bulunan müşteki Sedat Sarıkaya söz aldı. “Kimin ne yaptığını bilmiyoruz, karakola başvurmuştuk. Daha öncesinde İstanbul’da yargılamalar oldu, onlara da katıldım. Çok fazla vaktimi aldığı için davacı olmadığıma dair dilekçe vermiştim” diye konuşan Sarıkaya, şikayetini geri çekme talebinde bulundu. Mahkeme başkanının, Sarıkaya’nın daha önce verdiği dilekçeyi okuyarak tekrar ‘Şikayetçi değil misin?’ demesi üzerine Sarıkaya şikayetçi olmadığını tekrar etti.

Avukat Cemile Turhallı Balsak, müştekilerin çoğunlukla polis olduğuna dikkat çekerek, “Müştekilerin olayları önleme yükümlülüğü varken mağdur olarak ifade vermesi çok ironik” dedi. Balsak, “Öğleden önce görülen duruşmada bir müşteki beyanda bulunurken, meslektaşımızın soru sorması üzerine dinlenen müşteki şikayetçi olmadığını söyledi. Buna rağmen siz araya girerek şikayetçi olup olmadığını tekrardan sordunuz ve ardından gelen cevap ‘şikayetçiyim’ oldu. Buradaki müdahaleniz, tutanağa geçmek istediğiniz cevabı ortaya koydu. Neden Selahattin Demirtaş’ın ismini kullanarak müştekiye 'şikayetçi misin' diye sordunuz. Soru sorduğunuz kişi bir polis memuru. Bu soruya o kolluğun ‘Demirtaş’tan şikayetçi değilim’ deme şansı var mı? Bunu bildiğiniz için kendi hakimliğinizi ve orada bulunma amacınızı da bir şekilde gösterme ihtiyacı duydunuz. Bilinçaltınızı dışa vurdunuz” dedi.

Avukat Ali Bozan, mahkemenin karşı tarafın avukatlarına söz verirken kendilerine söz sınırlaması getirdiğini hatırlatırken, Avukat Veysi Eski mahkeme heyetinin Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın isimlerini anarak müştekiye “bunlardan şikayetçi değil misin” sorusu yöneltmesine tepki gösterdi.

Kazım Bayraktar da AİHM kararını hatırlatarak mahkemenin buna rağmen Kobanê olayları ile HDP MYK arasında illiyet bağı kurmasını eleştirdi.

Duruşma yarın devam edecek.