Kobanê direnişinin sembolü olan ve birçok kez yaralanmasına rağmen en ön cephedeki mevziisini terk etmeyen 67 yaşındaki Apê Nemir, Suruç’ta bir an önce iyileşip cepheye geri dönmek için gün sayıyor. Apê Nemir, “Ben gelirken genç savaşçılara söyledim. Kolum kopsa da ben cepheye geri geleceğim. Silahımı kimseye vermeyin onu size emanet bırakıyorum. Zaten kimsenin bana Kobanê’ye gidemezsin deme hakkı da yoktur” dedi.

DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye dönük saldırılarına karşı ilerleyen yaşına rağmen en ön mevzilerde yer alan ve üç kez yaralanmasına rağmen mevziisini terk etmeyerek direnişin sembolü olan Apê Nemir (Xelîlê Osman), dördüncü kez yaralandıktan sonra geldiği Suruç’ta iyileşip Kobanê’ye geçmek için gün sayıyor. Direnişin başladığı ilk günden itibaren çatışmaların yoğun yaşandığı doğu cephesindeki en ön mevzilerde yer alan ve aynı zamanda iki oğlu da farklı cephelerde savaşan Apê Nemir, dördüncü kez yaralanmasının ardından kendisi istemese de Suruç’a gönderilerek tedavi edildi. Şu anda çadır kentte ailesinin yanında bir an önce iyileşip tekrardan DAİŞ’e karşı silahını alıp cepheye gitmeyi bekleyen Apê Nemir, bir süre cephede bulunmayacağı için cephedeki YPG ve YPJ’lilerden kendisini bağışlamalarını isterken, bir yandan da Kürt gençliğine Kobanê direnişine katılma çağrısı yaptı.

‘TOPRAĞIMIZI O PİS ÇETELERE NASIL BIRAKIRDIM’

Apê Nemir, 4 ay önce Kobanê'ye yönelik DAİŞ çetelerinin saldırıları başlayınca Kobanê'nin batı cephesindeki Aşmê ile Çarixlî köyleri arasındaki Şehid Hogir Tepesi'nde de en ön mevzide savaşmıştı. Kobanê direnişinin başladığı ilk günden itibaren hiç terk etmediğini söyleyen Apê Nemir, dördüncü kez yaralanmasının üzerine kendisi istememesine rağmen zorla Suruç’a gönderildiğini belirtti. Apê Nemir, çetecilerinin saldırılarının başlamasının ardından kanton yöneticilerinin ve YPG’lilerin 2 çocuğunun cephede yer almasından dolayı kendisini Suruç’a göndermek istediklerini ancak şiddetle reddettiğini kaydetti. “Ben nasıl vatanımızı, toprağımızı o pis DAİŞ çetelerine bırakırdım” diyen Apê Nemir, kararlılığının görülmesi üzerine Kobanê’de kalma isteğinin kabul edildiğini ifade etti.

‘BİR MEVZİDE BAZEN ON GÜN KALIYORDUM’

Kobanê direnişinde bir mevzide bazen 10 gün bazen de bir hafta kaldığını aktaran Apê Nemir, “Kaldığım mevzilerde 4 kez yaralandım, 2 kez kalçamdan, 1 kez kafamdan, son olarak DAİŞ çetelerinin keskin nişancısı beni hedef aldı ve sol koluma iki mermi isabet etti” diyerek, buna rağmen direnişini sürdürdüğünü dile getirdi.

‘SİLAHIMI EMANET BIRAKTIM’

Kobanê’de durumların çok iyi olduğunu söyleyen Apê Nemir, Kobanê’de şu an binlerce kişinin bulunduğunu ve bunların asla Kobanê’yi terk etmeyeceğinin altını çizdi. DAİŞ çetecilerinin saldırılarından dolayı sivil yurttaşların da yaşamını yitirdiğini kaydeden Apê Nemir, “YPG/YPJ’li ve Burkan El Fırat savaşçıları DAİŞ çetelerine göz açtırmıyor. Başkan Apo felsefesini esas alan her bir savaşçı korkusuzca o talancı çetelerinin üzerine gidiyor. Ben de şuan elimdeki platinlerin çıkartılmasını bekliyorum. DAİŞ Kobanê’de hezimete uğramayana kadar silahım yerde kalmayacak. Ben gelirken genç savaşçılara söyledim; kolum kopsa da ben geri cepheye geleceğim sakın silahımı kimseye vermeyin onu size emanet bırakıyorum. Zaten kimsenin bana Kobanê’ye gidemezsin demeye hakkı da yoktur” diye konuştu.

APÊ NEMİR’DEN GENÇLERE ÇAĞRI

Cephede birlikte savaştığı moralli ve coşkulu YPG savaşçılarını yalnız bırakamayacağına vurgu yapan Apê Nemir, saldırıların ardından Suruç’a geçmek zorunda kalan Kobanêli gençlere çağrıda bulunarak, şunları söyledi: “Gerçekten utanılacak durumdasınız. YPG/YPJ savaşçıları gördüğünüzde sizde hiç utanma duygusu gelişmiyor mu? Bugün namus günü olduğunu daha öğrenemediniz mi? Benim iki çocuğum şu an onur savaşında, cephede ailemin tüm fertlerine de söylüyorum. Onurlu bir yaşam için şehit düşen bizim onur kaynağımız olacaktır. Özgürlük öyle ucuz değildir. Eğer biz özgür bir yaşamı hayal ediyorsak bunun bedelini de vermesini bilmeliyiz. Düne kadar rejimin kölesiydik şimdi de DAİŞ çetelerine mi kölelik yapacağız? Kimse kusura bakmasın Kobanê Kürtlerin şehridir ve Kürdistan’dır. Bugün Kürtler kimsenin malına mülküne göz koymamış, kimsenin namusuna göz dikmemiş biz kendi toprağımızdayız ama bu hırsız ve katillerden oluşan çeteler Müslümanlık adı altında insanlarımızın kafasını kesiyor. Ben kendim bizzat tanık oldum Qirmuq köyünde 5 çocuk babası Mustafa’yı ve YPJ savaşçısı bir kadın arkadaşı esir aldıktan sonra kafalarını kestiler. Ben bizzat cenazelerini yerden aldım. Bize ‘Siz Müslüman değilsiniz’ diyorlar, peki biz Müslüman değilsek neyiz? Katil sürüsü DAİŞ çeteleri mi bizim Müslüman olup olmadığımıza karar verecek?”

‘KÜRDİSTAN’I ÖZGÜRLEŞTİRMEK DIŞINDA HİÇBİR ŞANSIMIZ YOK’

Dört parça Kürdistan’ı özgürleştirilmesinden başka bir şanslarının kalmadığını belirten Apê Nemir, “Başka yaşam şansımız kalmamıştır artık, bunu anlamanız gerekiyor. Ayrıca Kuzey Kürdistanlı savaşçılar, Güney Kürdistanlı pêşmergeler ve demokrat Suriyeli Araplar, bugün Kobanê’nin özgürlüğü için cephede savaşıyor. Eğer Kobanê’li gençler burada hiç kalmasa hepsi cepheye giderse topraklarımız daha da çabuk özgürleşir. Zaten 10 bin kadın ve erkek çocukları ile birlikte oradadır” şeklinde konuştu.

‘CEPHEDEKİ ARKADAŞLARIM BENİ BAĞIŞLASIN’

DAİŞ çetelerinin işgalin ardından evini ateşe verdiğini de aktaran Apê Nemir, şunları kaydetti: “Ş uan Kobanê’de sadece toprağım kalmış. Ama evim olmasa da barındığım yer ve yaşamımın geri kalan kısmını orada geçirmekten başka bir yaşamı kabul etmeyeceğim.  Benim nazarımda namus topraktır, biz topraklarımıza dönmeliyiz. Ancak Kürdistan için bir şey yapamadığım için üzgünüm. Cephede yer alan arkadaşlarıma sesleniyorum: Beni bağışlasınlar yaralanıp kendilerini şimdi yalnız bıraktığım için. Tekrarlıyor iyileştiğim an burada 5 dakika kimse beni tutamaz. Şu an yaralı olduğum için Kobanê’de değilim ama ruhumu Kobanê’de bırakıp geldim.”

‘SANA GELEN KURŞUN BANA GELSİN’

Aynı cephede birlikte savaştığı YPG’li Mahmut’un yaşamını yitirdiği haberini alması üzerine elindeki platinleri çıkartıp Kobanê’ye geçmek istediğini de söyleyen Apê Nemir, “Mevzideki arkadaşlar YPJ’li Nufel, YPG’li Eli ve Mahmut onlar beni bir dakika yalnız bırakmıyorlardı. Mahmut arkadaş bana, “Sen geride dur, sana gelen kurşun bana gelsin’ diyordu ve benden sonra Mahmut arkadaşın şehadetini duydum” dedi.