Kobanêliler AFAD’a gitmek istemiyor, devlet dayatıyor!

Kobanêliler AFAD’a gitmek istemiyor, devlet dayatıyor!

DAIŞ çetelerinin saldırısı sonucunda Kobanê’ye göç ederek Suruç’a gelen ve burada AFAD tarafından kurulan çadırlarda yaşayan Kobanêli aileler kötü şartlardan dolayı belediyenin açmış olduğu kamplara göç ediyor. Göç eden aileler AFAD kamplarında çok zorluklar çektiklerini dile getirirken, devletin kendilerini zorla açılan yeni AFAD kamplarına götürerek asimile etme derdinde olduğuna dikkat çektiler.

Rojava devriminin başladığı günden bu yana her fırsatta rahatsızlığını dile getiren Türkiye devletinin, devrimin boğulması için çeteci gruplara uluslararası baskılara rağmen yardım etmekten vazgeçmediği defalarca haberlere konu olarak deşifre olmuştu. Öte yandan DAIŞ çetecilerinin saldırıları nedeniyle Suruç’a göç etmek zorunda kalan binlerce Kobanêli ailenin Suruç Belediyesi tarafından açılan çadır kentlerde yaşamasına tahammül etmeyen devlet, ailelerin AFAD barınma merkezine geçmesi için baskı uygulamaya devam ediyor. Bu duruma karşılık olarak Kobaneli aileler çok kötü şartlarda yaşamak zorunda kaldıkları AFAD kamplarına gitmek istemediklerini dile getiriyor.

‘BEN BU ZULÜMDEN KAÇTIM AMA DAHA BÜYÜK BİR ZULÜM ALTINA GİRDİM’

AFAD kampında zindan hayatı yaşadığını dile getiren Kobanêli İyaz Ehmed (36) şöyle konuştu: “Ben zulmü sevmiyorum ve zulüm gördüğüm için kendi vatanımdan göç ettim. Ben buraya Türkiye devletinden zulüm görmek için gelmedim. Bir çadır içerisinde 8 aile yatıyordu ve perişan olduk. Zulümden kaçtık ama zulüm altına girdik. Ben yeni açılan kampa asla gitmem. Ben o hapishaneye nasıl gidebilirim?” diyerek devletin açtığı kampa gitmemekte ki kararlılığını dile getirdi.

‘BİZ HALKIMIZIN ACISINI BİLİKTE PAYLAŞMAK İSTİYORUZ’

Daha önce yaşadığı AFAD kampından ayrılarak Suruç Belediyesi tarafından açılan ve Rojava yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından koordine edilen Şehîd Gelhat çadır kentine yerleşen Nehîre Hebeş isimli 40 yaşındaki Kobanêli kadın Türkiye devletinin kendilerine zulüm ettiğini ve bunları yapmaya haklarının olmadığını söyledi. Nehîre Hebeş: “Halk kendisine neyi getirseydi görevliler el koyuyorlardı. Halk için getirilen yardımları ise orada bulunan çalışanlar çalıyorlardı. Her zaman başımızda asker duruyordu ve biz bundan çok rahatsızlık duyuyorduk. Aynı zaman da biz kendi halkımızın içinde olmak istiyoruz. Birlikte yaşadığımız acıları birlikte paylaşmakta istiyoruz ve o acıları da yaşamak istiyoruz. Biz bir düşmandan kaçtık ama daha büyük bir düşmanın içine düştüğümüzü anladık.”dedi.

‘ORADA BULUNAN HERKES GERİ DÖNMEK İSTİYOR’

AFAD kampının adeta bir askeri kamp gibi olduğunu belirten Nurî Kartoyê Minazir (60) isimli Kobanêli ise AFAD kamplarında kalan bütün Kobanêli ailelerin belediye tarafından açılan çadır kentlere gitmek istediğini ifade etti. Minazir, belediyeye ait çadır kamplarında yaşam şartlarının çok daha iyi olduğuna dikkat çekerek, “Burada kendi memleketimizde, kendi halkımızın içinde gibiyiz. En azından burada kendi ana dilimde ve tercümana ihtiyaç duymadan meramımı dile getirebiliyorum”

‘BİZE ASLA KÜRTÇE EĞİTİM GÖREMEYECEĞİMİZİ SÖLEDİLER’

Türkçe dilinde çocuklarının eğitilmek istendiğini ve bundan acı duyduklarını dile getiren Lemya Mistefa da AFAD kamplarında çocuklarına sadece Türkçe dilinde eğitim verilerek asimile edilmeye çalışıldığın dikkat çekti. “Biz Türkiye devletinden dolayı kendi yurdumuzdan göç ettik ve Türkiye bunu saklamak için yardım adı altında yüzünü gizlemeye çalışıyor. Ama biz onları çok iyi tanıyoruz. Çocuklarımızın kendi ana dillerinde eğitim görme talepleri ise geri çevrildi” diyen Mistefa yetkililerin kendilerine sürekli AFAD kampına gitmeleri yönünde baskı yaptığını, kendilerini ise “Kendi halkımızın içinde çamur yesek dahi asla onların kampına gitmeyeceğiz.” Kararlılığında olduklarını belirti.