Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlûm Kobanê, Uluslararası Koalisyon çatısı altında Arap ülkelerinden oluşan güçlerle ortak mücadeleye hazır olduklarını açıkladı. Kobanê ayrıca, Fransa’nın desteğinin artık Batı Fırat’ı da kapsadığına dikkat çekti.

QSD Genel Komutanı Mazlûm Kobanê, bölgenin son durumuna ilişkin Şerq El Awaset gazetesine konuştu.

“ARAP GÜÇLERLE ORTAK MÜCADELEYE HAZIRIZ”

Koalisyon çatısı altında Arap ülkelerinin bölgeye asker göndereceğine ilişkin açıklamaları değerlendiren Kobanê, ‘’Şu ana kadar bu konu hakkında herhangi bir resmi açıklama yapılmış değil” dedi.

Kobanê şunları ekledi: “Bilindiği gibi ABD ve Uluslararası Koalisyona çatısı altındaki ülkeler DAİŞ’le mücadele adı altında bölgede varlıklarını sürdürüyorlar. Şu ana kadar DAİŞ tamamıyla bitmiş değil. Bir çok gizli grupları mevcut ve bu da insanların yaşamına yönelik bir tehdit oluşturuyor. Öte yandan hem ABD hem de koalisyon içinde yer alan ülkeler bölgenin yeniden inşasında aktif bir rol alacaklarını belirttiler.”

Mazlûm Kobanê, Uluslararası Koalisyon’un çatısı altında bölgeye gelecek Arap güçlerle birlikte ortaklaşmaya hazır olduklarını belirtti.

“İLİŞKİLERİMİZ SADECE ASKERİ ALANLA SINIRLI DEĞİL”

Kobanê, Koalisyon Güçleri ve Kuzey Suriye yönetimi ve askeri gücü arasındaki ilişkinin niteliğine yönelik şunları belirtti: “Söz konusu güçlerle ilişkimiz sadece askeri düzeyle sınırlı değil. Bir çok ülke bakanlık düzeyinde bizimle ilişki kuruyorlar.’’

“FRANSA’NIN DESTEĞİ ARTIK BATI FIRAT’I DA KAPSIYOR”

QSD komutanı, Fransa’nın Kuzey Suriye’deki varlığı hakkında ise şunları belirti:

‘’Fransa Başkanı Emmanuel Macron bölgede kalmak istediklerini belirtti. Britanya da ha keza. Söz konusu iki güç de DAÎŞ karşıtı savaşta güçlerimize destek oldular. Değişen durum şu; şu ana kadar Fransa’nın desteği Doğu Fırat’la sınırlıydı, fakat şu anda destek Batı Fırat’ı da kapsıyor. Fransa Minbic Askeri Meclisi’ne destek sunmayı istiyor.”

“SİYASİ ÇÖZÜME HAZIRIZ”

Suriye’de krize dahil olan güçlerin amaçları konusunda da konuşan Kobanê, siyasi bir çözüme hazır olduklarını belirtirken, özellikle Türkiye’nin böyle bir çözüm önünde engel teşkil ettiğine işaret etti.

Kobanê şöyle konuştu: “Suriye haritası, uluslararası güçlerin çıkarları ekseninde değişim gösteriyor. Suriye topraklarını koruma adına tüm tarafların ikna olacağı bir siyasi çözüme hazırız. Fakat Türkiye’nin durumu farklı. Türkiye’nin amacı Suriye rejimini devirmek değil. Türk devleti Suriye topraklarının bir parçasını işgalle kendi topraklarına katmayı amaçlıyor.’’

“GAZ VE PETROL REZERVLERİ BU ÜLKE HALKLARININ ÇIKARLARI İÇİNDİR”

Kobanê, gazeteye Tebqa barajı ile Dêrazor’daki gaz ve petrol rezervlerine ilişkin de konuştu. QSD komutanı, özgürleştirilen bu yerlerin askeri başarının da ötesinde halkların çıkarına olduğuna vurgu yaptı.

“Tebqa özgürleştirildikten sonra Suriye rejim güçleri askeri havaalanını kontrol etmeye çalıştı, bu sebeple de güçlerimize saldırdılar. Savaşçılarımız saldırıya yanıt verip bir uçağı düşürdüler. Sonra Amerika ve Rusya gözetiminde rejimle bir görüşme sağlandı. Sonuç olarak sınırlar belirlenip, hava sahası Moskova ve Washington arasında paylaşıldı.

Tüm Suriye halkları iyi bilmeli ki bu yerlerin özgürleştirilmesi askeri bir başarıdan öte halkların çıkarına adınadır. Buralar tüm halkların çıkarı adına kullanılacaktır. Zaten bir çoğu DAÎŞ ve farklı çetelerin ve Rusya’nın uçakları nedeniyle işletilemiyor.”

DÊRAZOR’DAKİ RUS SALDIRISI

Dêrazor’un batı tarafının özgürleştirilmesinden sonra, Rusya’nın QSD güçlerine yönelik düzenlediği bir saldırıya dikkat çeken QSD Komutanı, bu konuda şu ifadeleri kullandı: “Efrin’e yönelik işgal başladığında Rusya güçsüz olduğumuza kanaat getirdi. Bu sebeple uçak ve tanklar eşliğinde merkezlerimize yönelik saldırı gerçekleştirdi. Dêrazor Askeri Meclisi de Koalisyon Güçleri’nin uçak desteğiyle saldırılara cevap verdi.’’

‘’EFRİN’İN ÖZGÜRLEŞTİRİLMESİ İÇİN SAVAŞACAĞIZ”

Kobanê’ye, ABD’nin İran’ın merkezlerine olası bir saldırı düzenlemesi halinde QSD’nin tutumunun ne olacağı da soruldu. Kobanê’nin yanıtı şöyle:

‘’QSD sadece bölge halklarını savunma adına savaşır. Mevcut durumda sınırları korumak için 30 bin kişilik askeri gücümüz var. Eğer Hizbullah, İran ve Türkiye bize saldırı gerçekleştirirlerse onlara cevap veririz. Fakat Efrîn’in özgürleştirilmesi için savaşacağız.’’