Kozağaçlı: Biz halkın avukatıyız

Kozağaçlı: Biz halkın avukatıyız

ÇHD’li avukatların yargılandığı dava devam etti. 9'u tutuklu 22 avukatın yargılandığı ÇHD avukatlar davasında savunma yapan ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, "Bizi hizaya getiremeyeceksiniz" dedi. Savunmasında Başbakan'ın kendileri hakkındaki iddialarına da yanıt veren Kozağaçlı, "Başbakan, bizi yaftalıyor. Hedef gösteriyor. Bizi damgalayamadınız. Burada bulunan herkes bizim arkadaşlarımız bize inanıyor, bizi biliyor. Bizi yaftalayamadınız. Biz, halkın avukatıyız" dedi.

"DHKP-C" ye yönelik olduğu iddia edilen operasyonda gözaltına alınan ve haklarında dava açılan 9'u tutuklu 22 ÇHD'li avukatın yargılandığı davanın ilk duruşması, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında bulunan İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam etti.

Yargılanan avukatların kimlik tespitlerinin ardından duruşmaya, aralarında Türkiye Barolar Başkanı Metin Feyzioğlu, BDP Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, avukatlar Fikret İlkiz, Mehmet Emin Aktar, Van, Şırnak, Hakkari, Amed Baro Başkanları'nın da bulunduğu 700'ye yakın avukatın müdafilik için isim tespitlerinin yapılması ile devam edildi. İsim tespitleri sırasında bazı avukatların isimlerini söylerken "Sanık konumuna getirilen avukatların avukatıyım" demeleri dikkat çekti. Tutuksuz yargılanan avukatlardan Efkan Bolaç ise, kimlik tespiti sırasında "Tesadüfen dışarıdayım" cümlesini kullandı.

DHKP-C’LİLERİ SAVUNMAK SUÇ SAYILDI

Duruşmada tuıtuklu avukatlardan ilk olarak ÇHD Genel Başkanı Av. Selçuk Kozağaçlı söz aldı ve "Bize iddianame gönderildi okunmasını istemiyoruz, inceledik" dedi. Mahkeme Heyeti'nin iddianamenin özetinin okunacağı yönündeki ara kararını açıklaması üzerine 622 sayfalık iddianemenin 63 sayfalık özetinin okunmasına karar verildi. Okunan iddianamede "Yüzleşme", "Ateş", "Çelik", "Kanarya" gibi gizli tanık ifadeleri yer alırken, avukatlar hakkında "örgüt üyeliği ve yöneticiliği" iddialarına delil olarak, "Dursun Karataş'ın cenazesine katılmak, DHKP-C'lilerin avukatlığını yapmak" gibi ifadeler yer aldı. Ayrıca iddianamenin okunan özetinde "DHKP-C'lilerin avukatlığını yaptığı tespit edildi" ifadelerinin yer alması da dikkat çekti.

‘BİZ YOKSULLARIN AVUKATIYIZ’

Tüm yargılananlar adına, yaklaşık bir buçuk gün sürecek ortak bir savunma yapacağını ifade eden Kozağaçlı'nın savunması, salondakiler tarafından sık sık alkışlandı. "Konuşma sırası bize geldi" diyen Kozağaçlı "340 gün sonra koğuşlarımızdan silahlı zoruyla çıkarılıp buraya getirildik" dedi. Neden burada olduklarını açıklamak için yoksulluk ve zenginliğin anlamı üzerine konuşacağını belirten Kozağaçlı "Zenginliğin nedeni yoksullardır. Bu düzenin tek sebebi yoksullardır. Dünya üzerinde 1.5 milyar kişi günde 1 dolardan az kazanıyor. Biz yoksulların avukatıyız. Biz sosyalistlerin inancı, top tüfek mahkeme, kilise, imam yargıç, fabrika, medya ordu cümbür cemaat bütün bu malzemenin ayakta tutmaya çalıştığı yani kapitalizmdir. Zenginlik tarifimiz de yoksulluktan başka bir şey değildir" dedi. 

"Bizi ite kaka buraya getirdiler, işte bu mikrofona çıkmak bu yüzden çok değerli. İtilip kakılan, saniyede 4'ü ölen, 1.5 milyonu günde 1 dolardan az parayla yaşayan kişilerin arasından sıyrıldık, dipçikle itilerek silah zoruyla buraya geldik. Bu mikrofon bu yüzden çok kıymetli" diyerek konuşmasına devam eden Kozağaçlı, "Biz yoksulların avukatıyız. Meslek hayatımız boyunca onları savunduk. Kendimiz için asaleten burada konuşma şansı bulamadan ölenler için vekaleten burada konuşacağız. Bizi neden kapattınız? Bizi neden bir yıldır kapalı tutuyorsunuz?" diye sordu.

‘KONTRGERİLLA 4. ERKTİR’

Kontgerillanın gizli kapaklı birtakım işler yapan, adam öldüren, devletin içine sızmış bir yapı olmadığını belirten Kozağaçlı, "Kontrgerilla devletin ta kendisidir. Kontrgerilla 4. erktir. Devletin erkleri. Yasama, yürütme, yargı ve kontgerilladır. Geçen hafta hiç televizyon seyrettiniz mi?" diyerek gündemdeki gelişmelere de dikkat çekti. 

İspanya Başbakan Felipe Gonzales döneminde kamu bankalarının hortumlandığını, içinde hakimler, savcıları, potilikatcıların bulunduğu çetelerin olduğunu anlatan Kozağaçlı "Yoksul ölülerin üzerine inşa edilmiş olan sistemin içine de sosyal demokrat denmişti. Kimi zaman kamu görevlileri de çete kurar ve adam kaçırır. Yani buna takılmamak gerekir. BASK bölgesinin özgürlüğü için mücadele veren ETA'ya. Biz bu filmi, PKK mücadelesinde gördük. DHKP-C'de bunu izledik. Diğer silahlı gruplar öne sürülerek izledik. Bunu neden anlattım. Adam kaçıpıp bir yere kapatmanın normal olmadığını ifade etmek için anlatıyorum burada" dedi.

Mehmet Ağar'ın, "Elbette devlet özel durumlarda özel mücadele yöntemleri kullanır" cümlesini hatırlatan Kozağaçlı, "Bu cümlesi ile diyor ki, sizin yanınıza getirmiyoruz yakaladıklarımızı, direk öldürüyoruz. Siz de ona göre yargılayın diyor. Ağar, yaptığı bu işleri, oya paraya çevirdi, ama hiçbir cinayetini inkar etmedi. Kişiyle ilgili konuşmuyorum. Bir tarih bilinciyle konuşuyorum" dedi.

Mehmet Ağar'ın 15 ay süren kısa hapis hayatında 3 bin ziyaretçisi olduğunu ifade eden Kozağaçlı, "Mustafa Koç, Fatih Terim ve Ercan Saatçi Ağar'ın ziyaretçileri arasındaydı. Çünkü bu insanların Ağar'la hatırası var. Bizim yok. Ağar bizim için mutaber değildir. "Sizin yaratmak istediğiniz solculardan olmayacağız. Bizi hizaya sokamaycaksınız" dedi.

Şemdinli davasından da örnekler vererek konuşan Kozağaçlı, "Savcı bu dosyada dediki, faili meçhuller, bombalamalar, bu bir realitedir. Siz neden işinizi becereksizce yaptınız?" dedi. Başka bir davada Altay Turgut, "Orayı burayı bombaladık" diye anlattı. İşte bize bu adamlara itimat etmemiz isteniyor. Biz üniformalı resmi kişilere nasıl itimat edelim? Biz bu kamu görevlilerine kanla, gözyaşı ile hatırlıyoruz" diye konuştu. 

‘BAŞBAKAN SORUŞTURMAYI AÇMIŞ, CEZAYI KESMİŞ’

Kozağaçlı, savunmasında Başbakan Erdoğan'ın, kendileri hakkındaki, "11 çelik kapılı ofislerde toplantılar yapıyorlar. Kanlı örgütün avukatları" gibi sözlerini de hatırlatarak Başbakan Erdoğan'a şöyle yanıt verdi: "Başbakan, bizi yaftalıyor. Hedef gösteriyor. Bizi damgalayamadınız. Burada bulunan herkes bizim arkadaşlarımız bize inanıyor, bizi biliyor. Bizi yaftalayamadınız. Biz, halkın avukatıyız. 3 bin avukatın vekaletini sunduk. Damgalanmış gibi mi duruyoruz? Başbakan'ın yaftalaması boşa gitti. Başbakan Erdoğan, soruşturmayı açmış, kovuşturmayı yapmış, cezayı da kesmiş. Ben mahkeme heyeti yerinde olsam kıpırdayamazdım. Kozağaçlı'nın bu sözleri üzerine Mahkeme Başkanı, "İyi ki hakim olmamışsınız" deyince Kozağaçlı, heyete, "Ben genç yaşta avukat olmaya karar verdim" diye konuştu. Kozağaçlı'nın konuşması sık sık alkışlarla desteklendi. 

Kozağaçlı, müdafiliklerini yaptıkları davalardan da örnek verdi. Örneğin Güler Zere'nin davasına baktıklarını anlatan Kozağaçlı, Dışişleri Bakanı'nın "O, bizim kızımız" cümlesini hatırlattı ve "Şimdi biz o davadan talimat aldığımız gerekçesi ile buradayız" dedi. Engin Çeber davasına da değinen Kozağaçlı, "Çeber'in fotosunu suç kanıtı diye dosyaya koymuşsunuz. Bizim müvekkilimiz. Normal değil mi O'nunla fotoğrafımızın olması" ifadesini kullandı. Dursun Karataş'la fotoğraflarının da dosyada yer aldığını anlatan Kozağaçlı, "Karataş'ın avukatlığını yapmak suç mu? Devlete dava açtık, kazandık. Tazminat aldık. Hangimiz hukuk devletinin çalışmaması için uğraşıyoruz. Karataş'ın cenazesini devlet adına ben teslim aldım. Ben, o cenazeye katılmadım. O cenazenin sahibiyim. O cenazeye 20 bin kişi katıldı, onları bulun da yargılayın" diye konuştu. 

ÇHD'li avukatların yargılandığı davanın ilk duruşması Kozağaçlı'nın savunması ile sona erdi. Yarın ki duruşmada yine Kozağaçlı'nın savunma yapması bekleniyor.