Kubilay: Değişmeyen tek şey Kürt düşmanlığı

HDP Sözcüsü Günay Kubilay, "Roboskî’den Tel Rifat'a değişen tek şey sadece tabutların sayısı… Değişmeyen tek şey ise Kürt düşmanlığı…

HDP Sözcüsü Günay Kubilay, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

SİYASİ SOYKIRIM

Kubilay'ın konuşmasının satır başları şöyle:
 
"Bu sabah Van'ın ilçelerinde belediye eşbaşkanlarımız gözaltına alındı. Muradiye Belediye Eşbaşkanlarımız Yılmaz Şalan ile Leyla Balkan, Özalp Belediyesi Eşbaşkanlarımız Yakup Almaç ile Dilan Örenci ve Başkale Belediye Eşbaşkanlarımız Erkan Acar  ile Şengül Polat gözaltına alındılar. Ayrıca belediyelerimiz de şu an polis tarafından kuşatılmış durumda.  

Bu iktidar var oldukça farklı olan hiç kimse temiz bir siyasi oksijen alamaz.

'KÜRT DÜŞMANLIĞINI NATO'YA TAŞIDI!'
 
Son bir haftadır Türkiye ile NATO devletleri arasında bir kriz olduğu konuşuluyordu. Sonradan anlaşıldı ki AKP İktidarı Kürt düşmanlığını NATO’ya da taşımış. Yapılan açıklamalardan Erdoğan’ın NATO zirvesinde, Kuzey ve Doğu Suriye halklarının öz savunma gücü ve siyasi iradesinin “terörist” olarak tanınması için özel bir çaba harcadığı ve çeşitli pazarlıklar yaptığı anlaşılıyor. Böylece NATO’nun Baltık Savunma Planı’nı da bu nedenle veto ettiği açığa çıkmış oldu. AKP iktidarı, 'terör' ve 'terörizm' kavramlarını kendisine göre yontuyor.

NATO toplantısı, her ne kadar Til Rifat’taki çocuk katliamını görmezden gelse de Kürt düşmanlığı üzerine inşa edilmiş bir iç ve dış politikanın artık miadını doldurduğunu bir kez daha göstermiştir. Ama AKP medyası Erdoğan’ın Londra’dan zaferle döndüğünü empoze ediyor. Empoze ediyor da onların zafer dedikleri ne ola ki? NATO devletlerine ‘terör’ adı altında Kürt düşmanlığını kabul ettirmek için NATO üyeliğini bir şantaj aracı haline getirmesi ve blöf olarak kullanması mı? Yoksa Baltık Planı’nı kabul edip NATO’ya biat etmesi mi?
 
Demagojiyi bırakın! NATO blöfünüzü gördü ve boşa çıkardı, istediğinizi kabul etmedi. Hani siz anti emperyalisttiniz? NATO, Kuzey Atlantik’te emperyalist kapitalist dünyanın en büyük askeri örgütü değil mi? NATO üyeliğine neden son vermiyorsunuz? Emperyalist devletlerle askeri ve ticari anlaşmaları neden iptal etmiyor, o anlaşmaları yırtıp çöpe atmıyorsunuz? Elinizi tutan mı var? Suriye'de siyasi çözümün önündeki en büyük engelin AKP - MHP iktidarı olduğunu tüm dünya gördü.

SAVAŞ SUÇLARI

Kuzey-Doğu Suriye Hak İhlalleri Belgeleme Merkezi’nin raporuna göre de son iki yılda Türkiye’nin saldırıları sonucu bölgede en az 162 çocuk öldü, 195 çocuk ise yaralandı. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin verilerine göre de DAİŞ yani IŞİD ve El Nusra çetelerinin 2014-2018 yılları arasında Serekaniyê, Kobanê, Girê Spî, Reqa, Minbic, Derazor ve Hasekê’ye yönelik bombalı saldırılarda en az bin çocuk ölmüş. Sayıları net olmamakla birlikte çok sayıda çocuk sakat kalmış ve uzuvlarını yitirmiş.

ULUSLARARASI KURULUŞLARA ÇAĞRI
 
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi’ni, UNICEF’i, Uluslararası İnsan Hakları Örgütleri’ni Çocuk hakları üzerine çalışma yürüten uluslararası kuruluşları Türkiye’nin Kuzey-Doğu Suriye’de sivillere ve çocuklara yönelik saldırılarını önlemek için acilen göreve çağırıyoruz.  

Her ne kadar NATO devletleri Suriye’de çocuk ve sivil katliamlarını görmezden gelmiş olsa da uluslararası toplumu insanlığa karşı işlenen suçları mevcut hukuk esas alınarak mahkûm edecek bir uluslararası mahkemenin toplanması için gerekli girişimlerde bulunmaya, kendi devletlerine baskı yapmaya çağırıyoruz. Sonuç olarak, Roboski’den Tel Rifata değişen tek şey sadece tabutların sayısı… Değişmeyen tek şey ise Kürt düşmanlığı…
 
'HASTA TUTSAKLAR DEĞİL, TABUTLAR ÇIKIYOR!'
 
Türkiye cezaevlerinde yaşanan hak gasplarına dair haberlerin ardı arkası kesilmiyor. Özellikle hasta tutukluların yaşadığı sorunların çözümüne dönük yasal girişimlerin sonuçsuz kalması ölüme mahkûm ediyor. Cezaevlerinden hasta tutuklular değil, tabutları çıkıyor. Ölümle pençeleşen tutuklular Adli Tıp Kurumu tarafından “Cezaevinde kalamaz” raporlarına rağmen cezaevinde tutuluyor ve açıkça suç işleniyor.

'DÜŞMAN HUKUKU!'

Adalet Bakanlığı 2018 resmi verilerine göre son 8 yılda hapishanelerde 2 bin 300 tutuklu hayatını kaybetmiş. Toplam kapasitesi 220 bin olan cezaevlerinde 300 bine yakın tutuklu bulunuyor. İHD'nin verilerine göre 457'si ağır olmak üzere 1.334 hasta tutuklu var. Bunlar resmi raporlarını ulaştırabilmiş olanlar. Pek çok ağır hastanın daha adı ise bilinmiyor. Hapishanelerde kapatma mantığı ve düşman hukuku hüküm sürüyor.

Bu düşmanca tutumun son örneği 3 Aralık 2019’da yaşanmıştır. Emine Aslan Aydoğan HDP Viranşehir ilçe yöneticimizdi. Gizli tanık ifadesiyle 16 aydır tutukluydu. İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) 64 yaşındaki ağır hasta Emine Aslan Aydoğan’ın tedavisi için yaptığı başvurulara hiçbir yanıt verilmemiş. Emine Aslan Aydoğan Urfa T Tipi 2 Nolu Kapalı Cezaevi'nden kaldırıldığı Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 3 Aralık 2019’da yaşamını yitirmiştir.

Hepsi bu kadar değil… Emine Aslan Aydoğan’ın cenaze işlemlerine de düşmanca bir tavır alınmıştır. Viranşehir Belediyesi defin için aileye araç ve tabut vermiyor. Mezarlık polis tarafından abluka altına alınıyor, ailenin dışında kimsenin katılmasına izin verilmiyor. Memleketi Kızıltepe’de kayyım belediyesi de taziye evi vermiyor.

'AKP İÇİN İSLAMİ DEĞERLER DE YOK'

Oysa bir insan öldüğünde ölüden hüküm kalkar. Bu temel bir İslami değer ve dini ilkedir. AKP iktidarı siyasi tutukluların hastasına da ölüsüne de düşman. Onun için İslami değerler, dini ilkeler yok hükmünde. Anayasal ilkeler, temel haklar, etik değerler ve dini vecibeler ayaklar altına alınmıştır.

Hasta tutsakları derhal serbest bırakın ve ölülerimize saygılı olun."