Kürt düşmanlığı hiç bu kadar açık yapılmamıştı
Tayyip Erdoğan ne derse desin, Kürtlerin tümüne düşmandır. Efrîn’i işgal edeceğiz, mültecileri yerleştireceğiz diyerek Efrîn’in demografik yapısını değiştirmeyi amaçlamaktadır.
Tayyip Erdoğan ne derse desin, Kürtlerin tümüne düşmandır. Efrîn’i işgal edeceğiz, mültecileri yerleştireceğiz diyerek Efrîn’in demografik yapısını değiştirmeyi amaçlamaktadır.
Kürtler Efrîn işgali gerçeğinden şunu görmelidirler; Türk devleti ve AKP-MHP iktidarı ne kadar örtmeye çalışırsa çalışsın bu işgal harekatı Kürt düşmanlığıdır. Kürtlerin varlığını güvenceye alacak özgür ve demokratik yaşamın önlenmesi saldırısıdır. Efrîn’in Türkiye'yi ilgilendiren tek yanı vardır, Efrîn’de Kürt varlığının güvenceye alınması temelinde demokrasinin varlığıdır. Dolayısıyla Kürt düşmanlığı yanında demokrasi düşmanlığı bu zihniyetin temel karakteridir. Bu işgalin AKP-MHP faşist iktidarını ayakta tutmayı amaçlayan politik bir hedefi de vardır.
AKP iktidarının şu andaki tüm söylemleri, politikaları ve uygulamaları dört dörtlük faşist uygulamalardır. Erdoğan, “ben faşist olsam konuşamazsınız” diyordu. Şu anda Türkiye'de hiç kimse konuşamamaktadır. Her konuşan ya zindana atılıyor ya üzerinde baskı uygulanıyor ya da hain vb. sıfatlarla suçlanarak hedef haline getiriliyor. Bırakalım başka insanları aydınlar, yazarlar, milletvekilleri bile konuşamıyorlar. Milletvekillerinin konuşmaları da suç görülüyor. Zaten HDP milletvekilleri için ise her an tutuklama tehdidi sürdürülüyor. Zindanda olmayanlar bile zindana alınmış durumdadır.
Faşistler nasıl konuşur, nasıl politika yürütür, nasıl uygulama yapar, tüm bunların hepsini, hem de fazlasıyla Tayyip Erdoğan, AKP-MHP iktidarı yapıyor. AKP-MHP bu karakteriyle tamamen 20. yüzyıl faşist iktidarlarının bugün karşımıza çıkmış biçimidir. Tayyip Erdoğan Hitler ve Mussolini’nin geç kalmış ruh ikizidir.
Tayyip Erdoğan da tüm faşistler gibi topluma düşman hedefler gösteriyor. Kendisini de bu düşmanlara karşı savaşan lider olarak yansıtıyor. Tayyip Erdoğan büyük şeftir. Zaten Hitler ve Mussolini’ye yandaşları nasıl yaklaşıyorduysa Tayyip Erdoğan’a da öyle yaklaşıyorlar. Hatta tutsa, son peygamber Muhammed değil de Tayyip Erdoğan’dır diyecekler. Faşistler milliyetçiliği, şovenizmi şahlandırarak düşmanlar yaratırlar. Erdoğan’a içerideki Kürtlere düşmanlığı yeterli gelmemiş olacak ki dışarıdaki Kürtleri de hedef düşmanlar haline getirmiştir. Teröre, teröristlere karşı savaşıyoruz dese de buna dünyada inanan kimse yoktur. Ancak dünyaya şantaj ve tehditle bu devrime karşı savaşıyorum, sessiz kalın dayatması yapıyor. Çıkar dışında bir şey düşünmeyen bu maddiyatçı dünya da Tayyip Erdoğan ve AKP-MHP faşist iktidarının gerçeğini gördükleri halde açık tutum almıyor. Aslında AKP-MHP iktidarının işgalini anlayışla karşılıyoruz diyenler bile Efrîn için Türkiye'nin söylediklerine inanmıyorlar.
Tüm faşist şefler ve iktidarlar gibi AKP-MHP faşist iktidarı da dış düşman yaratıp toplumsal destek sağlamaya çalışıyor. Bu zihniyet ve dış düşman yaratma siyaseti İkinci Dünya Savaşında ve birçok yerde on milyonlarca insanın ölümüne yol açtı. Birçok halk faşizmin kurbanı oldu. Tayyip Erdoğan ve AKP-MHP faşizmi ise Üçüncü Dünya Savaşı denilen Ortadoğu merkezli savaşta Kürtleri kurban seçmiştir. Hiçbir ahlaki ve kültürel değere sahip olmayan kapitalist modernist dünya da bunu izliyor. 20. yüzyılda dolaylı ve dolaysız işledikleri suçlara bir yenisini ekliyorlar. Ancak bu suç Tayyip Erdoğan ve AKP-MHP faşizmini iflah etmeyeceği gibi, kapitalist dünyanın yeni merkezlerini de iflah etmeyecektir. Rusya ve ABD saikleri ve çıkış noktaları ayrı olsa da Efrîn ve Kürtlerin kurban edilmesinde buluşmuşlardır. Ancak bu da bir çıkarlar buluşmasıdır. Bu ülkeler de kazandıklarından çok kaybetmektedirler. Kendileri kirlendikleri gibi, böyle bir suça bulaştıkları için halkları da travmatik hale gelmektedir. Özellikle Rusya bu politikasından dönmediği takdirde Rusya halkı tarihinde görmediği travmatik bir durumla karşılaşacaktır. Efrîn işgali, Rusya tarihinin en kirli sayfası olarak tarihe geçecektir.
Tayyip Erdoğan o kadar faşisttir ki, dümdüz etsek kısa sürede savaş sona erer diyor. Dünya, sivillerin ölmesine tepki gösterince böyle açıklama yapmak zorunda kalmıştır. Sur, Cizre, Nusaybin, Şırnak ve İdil’de yakın, yıkın, dümdüz edin diyen; şehirleri, kasabaları sivil ve silahlı ayırımı yapmadan bombalatan Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarıdır. İstediğinizi yapın, yargılanmayacaksınız diyen Tayyip Erdoğan’dır. Ancak şimdi savaş suçlusu olarak yargılanmaktan korktuğu için açıkça vurun, ezin, dümdüz edin demiyor. Ama en yakın arkadaşı, en yakın müttefiki ve destekçisi olan Devlet Bahçeli Efrîn’i yakın, yıkın diyor. Tayyip Erdoğan da aynı düşünüyor. Hatta askerler ve çetelere bu emri vermiştir. Zaten 7 günde 100’e yakın sivilin katledilmesi, Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi sivillerin ölümüne dikkat edilmediğini ortaya koymaktadır. Kamuoyuna dikkat ediyoruz dese de pratikte tersi oluyor. Çünkü katliam, yakma ve yıkma talimatı Tayyip Erdoğan’dan alınmıştır.
Dünyada hiçbir faşist lider kadın da olsa, çocuk da olsa gereğini yapınız, yani öldürünüz dememiştir. Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla yüzlerce kadın ve çocuk öldürülmüştür. Bu utanmaz adam tüm faşistler gibi kendi yaptıklarının tersi olarak kendini göstermek için “bizim ordumuz kadın ve çocuk öldürmez” diyor. İşte bu yalan ve demagoji bile Tayyip Erdoğan’ın faşist karakterini gözler önüne seriyor. Türk ordusu kadın da çocuk da bebek de katilidir. Daha kundakta olan bebekleri öldürmüştür. Miray bebek ve Solin bebek sembolleşmiş isimlerdir. Cizre ve Nusaybin’de öldürülen bebekler unutulmadı. Kortek’te Solin bebek dahil bir aile tümden hava saldırısında yok edildi.
Tayyip Erdoğan için özgür ve iradeli Kürt düşmandır. Bu nedenle özgür Kürt’ün kökünü kazıma saldırısı içindedir. Türkiye'de iktidarını sadece böyle ayakta tutacağını düşündüğü için her yerde Kürt düşmanlığı yapıyor. Ekim ayında Başûrê Kurdîstan yönetimine terörist demedi, ama bugün hangi zihniyet ve anlayışla hareket ediyorsa o zaman da aynı zihniyet ve anlayışla konuşuyor ve hareket ediyordu.
Efrîn işgalinden Kürtlerin çıkaracağı büyük dersler var. Özellikle Bakurê Kurdîstan'da geçen 15 yılda AKP’ye hizmet eden, oy veren Kürtler artık gerçeği görmelidirler. Bundan sonra AKP'ye destek olmak, oy vermek Kerkük ve Efrîn işgaline oy vermektir. Her yerde Kürt kanına giren Tayyip Erdoğan ve AKP-MHP faşizmine destek olmaktır. MHP'nin Kürt düşmanı olduğunu bilmeyen yoktur. Şovenist ulusalcıların Kürt düşmanı olduğunu bilmeyen yoktur. Şimdi bunlarla ittifak yapan, hatta MHP ve ulusalcıların bile bu kadar açık Kürt düşmanlığı yapmadığı Tayyip Erdoğan ve AKP'ye karşı bir tutumlarının olması gerekir. Yoksa Kürtlerin en zor döneminde, Kürtlere en fazla düşmanlık yapılan dönemde Kürt düşmanlarının yanında olmak gibi bir duruma düşeceklerdir. Herhalde hiçbir Kürt bu duruma düşmek istemez.
Şu anda tüm Kürtlere düşen görev, Tayyip Erdoğan ve AKP-MHP faşizmine karşı tutum almaktır. Tayyip Erdoğan ne derse desin, Kürtlerin tümüne düşmandır. Efrîn’i işgal edeceğiz, mültecileri yerleştireceğiz diyerek Efrîn’in demografik yapısını değiştirmeyi amaçlamaktadır. Zaten her gün şura, bura Kürt değil, Arap’tır diyerek Rojava’daki amacını ortaya koymaktadır. Bunları Arapları sevdiğinden değil, şu anda temel hedefi Kürt düşmanlığı olduğundan söylemektedir. Tayyip Erdoğan tam olarak soykırımcıdır. Nitekim Efrîn’i işgal etmek istemesinin bir gerekçesini mültecileri yerleştirme olarak göstermektedir. Eğer Tayyip Erdoğan ve AKP-MHP iktidarının açık söylem ve uygulamalarından sonra da Tayyip Erdoğan ve AKP Kürt düşmanı olarak görülmüyorsa ya onların akıllarından, algılarından şüphe etmek lazım, ya da onları soykırımcılığın Kürt işbirlikçileri olarak görmek lazım.
KAYNAK: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA