Kürkçü: Roboski’yi örtbas ediyorlar çünkü failler üst düzeyde!

Kürkçü: Roboski’yi örtbas ediyorlar çünkü failler üst düzeyde!

BDP Milletvekili Ertuðrul Kürkçü, AKP'nin geçen bir yıla yakın sürede Roboski katliamının aydınlatılmasına dair çalışmalarda engeller oluşturduðunu ifade ederek katliamın Başbakanlık ve Genelkurmay Başkanlıðı'nın bilgi ve talimatıyla yapıldıðını düşündüðünü açıkladı.

Roboski'de TSK'ye ait savaş uçaklarının 28 Aralık 2011'deki bombardımanıyla, 35 Kürt köylü katledildi. Katliam neredeyse birinci yılını doldurmak üzere. Ancak devlet tarafı sorumlular ve faillerin henüz tespit edilemediðini söylüyor. Bu nedenle yargılama aşamasına geçilmedi. Kürtler ve demokrat çevreler ise sorumlu ve fail olarak devletin kendisini işaret ediyor.

'Gizlilik kararı' ile hukuki sürece dair toplumun bilgi edinmesi de engellenmekte. Katledilenlerin aileleri tazminatlarla vazgeçirilmeye çalışılıyor. Aileler ise devlet tarafından banka hesaplarına yatırılan paraları kullanmıyor.

BDP Mersin Milletvekili ve TBMM Ýnsan Haklarını Ýnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturulan Uludere Alt Komisyonu'nun üyesi Ertuðrul Kürkçü ile Roboski katliamıyla ilgili süreci konuştuk...

ASKER, BAKANLIK VE SAVCILIK ENGELLEDÝ; KOMÝSYON ENGELLERÝ AŞMADI

ANF'ye deðerlendirmede bulunan Kürkçü, bir yıllık süreyi, "boşuna geçmiş bir zaman" olarak ele alarak, TBMM'deki komisyonu eleştirdi: "...Boşuna geçtiðini söylüyorum, çünkü hiçbir yol alınmadı. Meclis Ýnsan Haklarını Ýnceleme Komisyonu açısından söylüyorum... Resmi makamların verdikleriyle yetinildi. Bu makamlar Genelkurmay Başkanlıðı, Ýçişleri Bakanlıðı ve Diyarbakır Özel Yetkili Aðır Ceza Mahkemesi Savcılıðı. Bunların verdikleri sıradan bilgiler dışında bir adım atılmadı. Araştırma yapılmadı, engellerin aşılmasına çalışılmadı."

Kürkçü, Genelkurmay Bakanlıðı ve Ýçişleri Bakanlıðı'nın komisyona katliamın aydınlatılmasına yönelik bir bilgi aktarmadıklarına dikkat çekti: "Aydınlatılması için bir malumat aktarmadoðı gibi, kimi bilgileri de gizledi. Olayla ilgisiz çok bilgi aktardı ama olayın özüyle ilgili hiçbir şey sunmadı. Siyasi amaç, dayandıðı istihbarat, karar mercisine ilişkin hiçbir şey gelmedi, Genelkurmay'dan. Ýçişleri Bakanlıðı da farklı deðildi. Bakanlık da gerekli bilgileri aktarmadı. Yerel askeri birimlerle soruşturma yürüttü ve bu soruşturmayı gizli rapor çeşitli birimlere olduðu gibi, komisyona da aktardı. Bunlara baktıðımızda özellikle Roboski katliamının oluşu açısından herhangi bilgi edinemiyor, sonuçlarını göremiyoruz. Bakanlıðın raporunda bizi ilgilendiren tek şey, yani katliamla ilgili olan şey; askeri birliklerin herhangi kurtarma girişiminde bulunmadıkları, kışlalarına kapandıkları yönünde."

Savcılıðın da Genelkurmay Başkanlıðı'ndan kendilerine intikal eden dosyayı aktardıðını açıklayan Kürkçü, "Temel bilgi içermiyordu. Komisyona verilen raporun ayrıntılarıydı. Bu açıdan, yine olayın meydana gelmesiyle ilgili bilgi elde etmiş sayılmayız" dedi.

Devlet makamlarının katliamı gizleme çabalarına raðmen köylülerle görüşmelerinin gerçeðe ulaşmada katkı sunduðuna deðinen Kürkçü, en verimli bilgileri köylülerden edindiklerini söyledi: "Roboski'ye Meclis Ýnsan Hakları Komisyonu olarak inceleme gezisi yapmamızın ardından, HDK heyeti olarak da köye gittik. Onların tanıklıkları bizim için en önemli bilgi kaynaðı oldu. Gerçekleri dinlemiş olduk."

'ASKER VE AKP ELÝYLE SINIRÖTESÝ HAREKAT...'

Kişisel kanaati olarak, 'Roboski katliamının sınırötesi harekat olduðunu' düşünen Ertuðrul Kürkçü, hükümet ve askeriyenin işbirliði yaptıklarını belirtti: "Roboski'de gerçekleşen katliamın, aslında bir sınırötesi harekat olduðunu düşünüyorum. Sınırötesi harekat meclisin hükümete verdiði, sınırötesine asker gönderme yetkisine dayandırılarak yapılmıştır. Karar merci olarak Genelkurmay'ı göstermek gerek. Bu kararın, askeri kararın verilmesinde siyasi otorite ile kesin olarak işbirliði yapıldıðı mantıken gerekir. Çünkü o tarihte sınırötesi operasyonların başlaması ve bitirilmesi Genelkurmay'a devredilmiş deðildir. Kesin olarak görüş birliðine varılmıştır. Zaten Tayyip Erdoðan'ın da katliamdan sonra Genelkurmay'ı kutlamasından, eleştirilere karşı tavrından açıkça anlıyoruz."

'ÖRTBAS ETMELERÝ KENDÝLERÝNÝ ELE VERÝYOR'

Kürkçü, şöyle devam etti: "Katliamın failleri bellidir. Hükümet ve Genelkurmay'ın ortak operasyonudur. Hem siyasi olarak hükümet, hem de askeri olarak Genelkurmay hesap vermelidir. Elleri şimdilik hesap vermeme noktasında güçlü görünmektedir ama bunun ortaya çıkması için uðraşacaðız. Ayrıca yargı sürecinin işlememesi de bir örtbas ediş olacaktır. Örtbas etme faillerin en üst düzeyde olduklarını açıklamış olur."

Kürkçü, katliamın faillerinin bilindiðini ancak gizlenmeye çalışıldıðını ifade ederek, gizleme rolünü Uludere Alt Komisyonu'ndaki AKP'li üyelerin üstlendiðini açıkladı: "Aslında bir yıllık süre sonunda, en başta yapılması gereken hâlâ yapılmadı. Çünkü olayın nasıl olduðu, nasıl yapıldıðı biliniyor. Bu bilgi bize verilmiyor. Bu makamlar üzerine hiçbir tetkik yapılmadı. Neden? Çünkü komisyonumuzun AKP'li üyeleri çoðunluðu oluşturuyor! Hem Meclis Ýnsan Hakları Komisyonu'nda hem de alt komisyonda bu yönlü taleplerimiz genelde savuşturuldu, karşılanmadı. Yaz başında önerdiðimiz şey şuydu; Genelkurmay ve Başbakanlık'tan alamadıðımız bilgileri, sınırötesinden isteyelim; yani, Irak Kürdistanı'ndan ve ABD'den isteyelim. Ama bu talebimiz de reddedildi; rıza gösterilmedi. 'Kendi devletimizin vermediði bilgiyi başka devletten almamız olmaz' dediler. Oysa biz ele geçen her kanıtı ele almak zorundaydık."

Komisyondaki çoðunluðun, askeri ve sivil mahkemelerin katliamı 'koordinasyon eksikliðine baðlı bir uyumsuzluk' olarak ele alma eðiliminde olduklarını vurgulayan Kürkçü, "Ortada bir uyumsuzluk yok. Kendine güvenen, kibirli, halkı hor görme durumu var" dedi.

'KÖYLÜLER SOYLU DAVRANDI'

Kürkçü, Roboski köylülerinin 'soylu bir davranış' sergiledikleri; süreci devlet aleyhine zorlayan faktörün de, bu davranış biçimi olduðu fikrinde: "Çocuklarıyla ilgili kan parasını, sus payını kabul etmediler. Katiller ortaya çıkarılana kadar tazminatı reddettiler. Aðır baskılarla da karşı karşıya kaldılar. Katliamın ertesindeki protestolarda cezaevine alınanları oldu. Evlatlarını kaybettiler ve buna sessiz kalmadıkları için yine horlandılar. Gerçek ödeşme ortaya çıkmadı. Çocuklarının katillerini biliyorlar ama bilmiyorlar! Geçen bir yıl, katliamdan sonra bir kez daha uðramış oldukları hakaretin sindirilerek yayıldıðını ve uzayan azap halinde yaşatıldıðını düşünüyorum."

'Komisyonda tek bir oylarının bulunduðunu ve karşılarındaki mekanizmayı yerinden oynatmanın böylece mümkün olmadıðını' anlatan Kürkçü, rapor yazımında vicdan ve akıllarını dinleyerek hareket edeceklerini söyledi.