“Gerçekler Karanlıkta Kalmayacak” sloganıyla 30 Mayıs 1992’de yayın hayatına başlayan Özgür Gündem Gazetesi, çıkan ilk sayısıyla beraber Türkiye’de her zaman için iktidar ve devletin karanlık yapıları tarafından hedef alındı. Gazetenin bürosunun bombalanmasından kapatmalara, onlarca çalışanının katledilmesinden tutunda halka ulaşmasına yönelik türlü türlü engellemelere kadar her türlü baskı, sindirme, inkar ve imha yönelimiyle karşı karşıya kaldı.
Ancak Özgür Gündem Gazetesi tüm bu yönelimler karşısında hiçbir zaman gerçekleri halka oluşturmaktan taviz vermedi. Gazete yayın hayatına başladığı ve daha ilk çıktığı sayısında attığı “Egemenlik kayıtsız şartsız DGM’nindir” manşetiyle nasıl bir yayın çizgisinde olacağını da okurlarına ulaşarak, ortaya koydu. Hem Türkçe hem de Kürtçe dillerinde yayınlanan gazete bu her iki dilde yayın yapan ilk günlük gazete olarak bir ilke de imza attı.
Özgür Gündem Gazetesi’nin, Kürt sorunu ve demokrasi üzerinden ağırlık verdiği yayın çizgisi nedeniyle sürekli olarak hedef alındı. Kürt medyasının simgesi ve Kürt basın tarihinde önemli bir yere sahip olan Özgür Gündem Gazetesi, 1990’da yayın hayatına haftalık olarak başlayan Özgür Ülke Gazetesi’nden günlük yayın adına devraldığı bayrağı, tüm baskı, sindirme, inkar ve imha yönelimlerine rağmen bu güne kadar taşıdı. Gazetenin yayın yönetmenliğini deneyimli gazeteci Ragıp Duran üstlenirken, yazı işleri müdürlüğünü Taner Kutlay, haber müdürlüğünü Semra Somersan, sorumlu yazı işleri müdürlüğünü ise Selçuk Gür üstlendi. Dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Doğan Güreş, gazete hakkında 101 suç duyurusunda bulunduğunu, ancak yargının gereğini yapmadığını açıklamıştı. Gazete Yayın hayatına başladıktan kısa bir sürü sonra 30 bin tirajı aştı.
8 Haziran 1992 tarihinde henüz bir haftadır yayınlanan gazetenin Amed bürosu muhabirlerinden Hafız Akdemir, silahlı saldırı sonucu katledildi. Özgür Ülke Gazetesi’nin yayın hayatına başlamasıyla ele alınacak olan Özgür Gündem’in 26 yıllık yayın hayatında sürekli olarak Türk devleti, iktidara gelen partileri ve derin devlet ile paramiliter güçlerinin hedefi oldu. Gazetenin Amed muhabiri Hafız Akdemir’in 8 Haziran 1992 tarihinde öldürülmesiyle başlayan saldırılarda, aralarında yazar, muhabir ve dağıtımcıların bulunduğu toplam 76 gazete çalışanı faili meçhul bir şekilde katledildi.
‘ÖLÜMLERLE KARŞI KARŞIYA KALINDI’
1992’de yayın hayatına başlayan Özgür Gündem, o yıllarda kapatmalara bombalara ve baskılara maruz kaldı ancak gazete, tüm yönelimlere rağmen okurlarıyla buluşmaya devam etti. 8 Haziran 1992’de gazetenin muhabiri Hafız Akdemir Amed’de, 31 Temmuz’da Batman muhabiri Yahya Orhan da evine giderken sokak ortasında katledildi. Amed muhabiri Burhan Karadeniz, 5 Ağustos 1992’de Hizbul-Kontralar tarafından silahlı saldırıya uğrayınca 19 yaşında felç oldu. Bundan 4 gün sonra 9 Ağustos’ta ise, Urfa’da muhabir Hüseyin Deniz katledildi. 20 Eylül’de de Amed’de Kürt aydını, Gazeteci Yazar Apê Musa (Musa Anter), JİTEM tarafından katledildi. Dönemin başbakanı Süleyman Demirel ise gazeteci Hasan Cemal'in bir sorusuna cevaben Ağustos 1992’de “Öldürülenler bildiğimiz anlamda gazeteci değil. Gazeteci kılığında militanlar. Birbirlerini vuruyorlar” demişti.
Türk devleti ve baştaki iktidarların Kürt halkına karşı yürütmüş olduğu kirli savaş politikaları kapsamında gerçek yüzünü her zaman için halka ve dünya kamuoyuna gösteren Özgür Gündem, 1990’lı yıllarda Kürdistan’da hayata geçirilen her türlü kirlilik karşısında ayakta durmayı başardı. Kürdistan’daki köy yakmalarından tutunda günü birlik bölgede işlenen onlarca faili meçhul cinayete kadar her şeyin üzerine giden Özgür Gündem ile kamuoyu gerçekleri öğrenebildi. Bunun karşısında Özgür Gündem Gazetesi’ne dönük yönelimler de büyük oldu. Gazetenin 2 yılda 76 çalışanı JİTEM ve devletle iş birliği halinde olan Hizbul-Kontra tarafından katledildi. Hafız Akdemir, Ferhat Tepe, Nazım Babaoğlu gibi onlarca muhabiri sokak ortasında katledilirken, gazetenin, okurları dâhil olmak üzere bütün çalışanları üzerinde büyük bir baskı ve sindirme politikaları ile yüz yüze kaldı.
BU ATEŞ SİZİ DE YAKAR
Bunların yanında onlarca kez kapatılan muhabirleri ve editörlerine yüzyılı aşkın cezalar verildiği Özgür Gündem Gazetesi, 17 Nisan 1994’de de kapatıldı. Ancak ne olursa olsun “Gerçekler Karanlıkta Kalmayacak” şiarı ile o güne kadar okurlarına ulaşan Özgür Gündem Gazetesi verdiği bedeller ve emek karşısında durmadı ve 28 Nisan’da Özgür Ülke adıyla bir kez daha yayın hayatına merhaba dedi. İzlediği yayın politikası nedeniyle Özgür Ülke Gazetesi’nin 3 bürosu dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in emriyle 4 Aralık 1994’de bombalandı. Yapılan bu bombalamalar ile gazetenin çalışan Ersin Yıldız katledildi. Yine gazetenin 20’yi aşkın çalışanı da yaralandı.
Bombalamanın ertesi günü Özgür Ülke, “Bu Ateş Sizi de Yakar” manşetiyle bayilerdeki yerini aldı ve çalışanları tarafından da abonelerine ulaştı. Özgür Ülken Gazetesi’nin bombaların ardından yönelimler ile birlikte fiilen kapatılmasından sonra bu kez 13 Nisan 1995’de Yeni Politika ismiyle yeniden yayın hayatına döndü. Ancak Yeni Politika’da daha ilk sayısında sansürle karşılaştı. Gazete çok geçmeden 16 Ağustos 1995’de Özgür Ülke’nin devamı olduğu gerekçe gösterilerek kapatıldı. Gazetenin devlet ve paramiliter karanlık yapıları tarafından birçok çalışanı katledilirken, sorumlular hiçbir zaman yargı önüne çıkarılmadı.
Kürdistan ve Türkiye’de halklar üzerinden devlet ve siyasal iktidarlar tarafından estirilen teröre göz yumamayan Kürt Özgür Basın çalışanları, 2 yıl sonra 12 Aralık 1996’da Özgür Gündem’i takiben 0günlük olarak çıkarılan Demokrasi ismiyle yeniden yayın hayatına adım attı. Gazetenin takip ettiği yayın geleneğine karşı rahatsız olan devlet ve iktidar odağı bir kez daha devreye girdi ve Demokrasi Gazetesi’ni 3 Mayıs 1997’e yeniden kapısına kilit vurdu. Özgür Basın çalışanlarının yaşanan gerçeklikler karşısında durması da düşünülemezdi elbet. 7 Temmuz 1997’de Ülkede Gündem ismiyle yeniden gazeteyi okurları ile buluşturdu.
Yine gazete çalışanların Türk devletinin ve paramiliter karanlık yapılarının hedefindeydi. Tehdit, işkence, yasak ve baskı ile gazetenin çalışanlarının icraatlarını engellemek istediler. Gazete hakkında dağıtımının engellenmesi ve çalışanları hakkında açılan dava ve bu davalar kapsamında isnat edilen “suçlardan” doğru istenilen rekor cezalar ile çok geçmeden bir kez daha gazetenin kapısına kilit vuruldu. Tarih, 23 Ekim 1998. 6 aylık bir aradan sonra 18 Nisan 1999’da Özgür Bakış ismiyle gazete bir kez daha yayın hayatına başladı. Gazetede yayınlanma sayısından çok kapatma cezası ile karşılaştı. Özgür Bakış Gazetesi’nin ardından Özgür Gündem geleneği yaşadığı bütün tutuklama, kapatılma, sansüre rağmen yayın hayatına haftalık ve günlük gazetelerle farklı isimlerle okuyucularıyla buluştu.
17 yıl aradan sonra 4 Nisan 2011’de Özgür Gündem “Gerçekler karanlıkta kalmayacak” sloganıyla okurlarıyla yeniden buluştu. 20 Aralık 2011’de “KCK basın operasyonu” adı altında Özgür Gündem çalışanları dahi özgür basına büyük bir operasyon gerçekleştirilerek, 50 yakın gazeteci gözaltına alınıp ardından tutuklandı. Özgür Gündem'e baskılar bununla da sınırlı kalmadı. Polisler gazete binasını işgal ederken, başta Barış Anneleri olmak üzere kadınlar, gençler, devrimciler gazete binasının önünde baskıları protesto etti. Özgür Gündem, tıpkı 1994'te yaptığı gibi yine yayınına ara vermedi. Özgür Gündem başta sosyalist basının ve dostlarının desteğiyle 21 Kasım 2011 günü 4 sayfada olsa "Susturamayacaksınız" manşetiyle yayınlandı. Gazeteye yönelik baskılar bu süre zarfında da devam etti. 2012’in Mart ayında gazeteye bir aylık yayın durdurma kararı verildi. 2014’de gazeteciler tahliye edildi, ancak yargılamaları halen devam ediyor.
YAYIN ÇİZGİSİNDEN TAVİZ VERMEDİ
Özgür Gündem Gazetesi’ne yönelik sistematik bir şekilde işletilen mekanizma sonucu hiçbir zaman hedef olmaktan kaçamadı ve izlemiş olduğu yayın çizgisinden taviz vermeyen Özgür Gündem, her zaman için yönelimler ile karşı karşıya kaldı. 2016 yılında gazetenin Eş Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin ile eski Yazı işleri Müdürü Reyhan Çapan’a 7 yıl 6 ay ceza verildi. Bu süre zarfında onlarca dava ile karşı karşıya kalan gazete 3 Mayıs 2016’da Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyası başlattı. Özgür Gündem’e destek olmak amacıyla Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasına katılan hemen hemen her gazeteciye dava açıldı.
16 Ağustos 2016’da da Özgür Gündem Gazetesi örgüt propagandası suçlamasıyla kapatıldı. Ardından İstanbul’da bulunan merkez bürosuna hukuksal hiçbir dayanağı olmadan polis baskını gerçekleştirilerek büro yerle bir edildi ve 25 gazeteci işkence edilerek gözaltında alındı. Özgür Gündem son karşılaştığı zorluklara rağmen 26 yıldır süren bir geleneğin özeti olan “Boyun Eğmeyeceğiz” manşetiyle okurları ile buluştu. Gazetenin Yayın Danışma Kurulu üyesi Aslı Erdoğan, eski Genel Yayın Yönetmeni ve yazarı Eren Keskin, yazarları Filiz Koçali ile Ragıp Zarakolu’nun da evlerine baskın yapıldı. Yazar Aslı Erdoğan gözaltına alınarak tutuklandı.
Yarın: Gerçeklerden taviz vermeyen Dicle Haber Ajansı (DİHA)